İnsanca düşünüyor, Türkçe konuşuyoruz.

  • GİRİŞ11.01.2013 09:04
  • GÜNCELLEME11.01.2013 09:04

Bir konuda anlaşalım ki, anlaşamıyoruz.

Anlaşılır sözler büyütüp ulu orta meydanlarda gövde gösterisi yapıyor, her fırsatta övgü ile kimliklerimizin menşeini koyu kırmızı çizgilerle belirliyor, başkaları ile aramıza kalın hatlar çiziyor, ifade etme biçimimize “insanca” dili diyor ne yazık ki bütün bunları Türkçe konuşuyoruz!

Dilimizden bahsetmiyorum efendiler, düşünce dilimizin kimliğini sorguluyorum. Tekrar edeyim, insanca düşünüyor, Türkçe konuşuyoruz!

Daha ne mi yapıyoruz?

Yüzündeki rüzgar kesiğine aldırış etmeksizin sabahın hayrında titrek ellerini hohlayan rençber kızların başka dillerde türküler söylemesini vicdanımıza duyurmuyor, toplayıp pazarda sattığı üç beş domatesi kahvaltıda mideye rahatlıkla indirebiliyoruz. Ayakkabısının markası ile hiç tanışmamış delikanlıya “insanlık markan Türk” deyip, fabrikaya teslim ettiği birkaç çuval çayın evlerimize kadar ulaşmasını benimsiyor, sıcakcık yudumlayışımızda Laz gencinin dilini hatırımıza bile getirmezken, Temel fıkrasında saldırıyı doğrudan lehçesine yapıyoruz. Ayartıcı karanfilin, baş döndürücü hüsn-ü yusufun, yaban papatyasının cazibedar çiçek demetini satın alırken çiçekçi, dokuz sekiz ritmini duyunca muhatabımızı Romenleştirebiliyoruz. Daha keskin bir ifade ile haykırayım menfaatlerimizin başını okşayan elleri sıkıyor, tenha kalınca şeytanın repliklerini tekrar ediyoruz: Ne Mutlu Türküm Diyene!

Efendiler, Lazlar ve Çerkezler, Kürtler ve Türkler kardeş değildir! Yalnız iman edenler, mü'minler kardeştirler. Anlaşılır bir dille konuşuyor fakat anlaşılmaz bir tutum sergiliyoruz. Daha da irdeleyelim, elimizi insani yanımıza koyup itiraf edelim: lafa gelince Laz kardeşim, Romen kardeşim, Kürt kardeşim demeyi insani erdemlilik sayıyor, “kardeşim” ifadesinin önündeki sıfatı kaldırmayarak samimiyetsizliğimizi ilan ediyoruz.  “Kardeşlerimi özlüyorum” diyen peygamber Kürt, Türk, Laz ya da Arap pekâlâ diyebilirdi. Kardeşlik olgusuna ırkı karıştırmayan peygamber mutsuz muydu yani?

İfade açık ve edip efendiler: “İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olamazsınız”. Çok çeşitlilik ve farklı kavimlere ait olmak Allah'ın rahmetinin gereği, ırkçılık ise Şeytanın. Rengi, dokusu, kokusu, farkı ve zenginliği ile iman edenler yani mü'minler, yani kardeş olanlar birbirini sevmek mecburiyetinde değildir, mahkûmiyetindedir.

Ey Türkçe mutlu olan efendiler, Irkı olmayan ruhunuzun, Türkçe ya da Kürtçe sevemeyen kalbinizin nasıl Türkçe mutlu olduğunu anlayabilmiş değilim. Kürtlüğüm, Araplığım, Türklüğüm ya da başka ırka ait kardeşliğimden istifa ediyorum. Zira ne Kürtçe ne Türkçe ne de başka bir dilde mutlu değilim. Ben bütün inanlar gibi kardeşlerini özleyenin mutluluğunu tercih ediyorum…

Barış Cem Kaya - Haber 7

bariscemkaya@gmail.com

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat