Gazze'de sağlanan ateşkesin ardından gözler, işgal altındaki Batı Şeria'ya çevrildi. İsrail Cenin'de "Demir Sur" operasyonunun başlatıldığını açıkladı. Bölgeden göçler başladı. Altyapı büyük oranda tahrip edildi. Hava saldırıları gerçekleştirildi..

ABD Başkanı Donald Trump'ın göreve geldiğinde attığı ilk adım; Yahudi yerleşimcilere yönelik uygulanan yaptırımların kaldırılması oldu. Bu durum bölgedeki işgalin genişletilmesi açısından Tel Aviv'e yakılan bir yeşil ışık olarak yorumlandı. İsrail hükümeti Trump'ın kararından sonra harekete geçti. Filistin mahallesi Azeriye'nin yakınına "Maale Adumim" semtinin inşasına başlandı. Projeyle, Doğu Kudüs ile Batı Şeria arasındaki bağlantının kesilmesi amaçlanıyor

Maale Adumim Belediye Başkanı Guy Yifrach, "E1" bölgesine, ABD Başkanı Donald Trump'ın adının verileceğini belirtti. Bölgeye 4 binden fazla yerleşim birimi ve otel inşa etmek için 12 bin dönümlük Filistin toprağına el konuldu.

Cenin baskınlarında Filistinlilerin evleri yakıldı, yıkıldı. Üstelik önceden olduğu gibi Yahudi yerleşimciler öne sürülmedi bu hukuksuz eylemler için. Doğrudan İsrail güvenlik birimleri eliyle gerçekleştiriliyor bu vandalizm.

İSRAİL ESİRLERİ Mİ BEKLİYOR?

Netanyahu yönetimi İsrailli esirlerin geri alınması için askeri operasyonu önceledi. Gazze aylar boyunca ağır bombardımana tutuldu. Filistinlilerin Hamas'a isyan etmesi ve esirlerin bu şekilde geri alınması amaçlandı.
Ancak saldırılara maruz kalan halk Hamas'a daha çok bağlandı. Amerikan istihbaratına göre, kaybedilen 10 bin savaşçı yerine Kassam Tugaylarına 15 bin Filistinli daha katıldı.

Netanyahu işgal planınn başarısız olmasının ardından strateji değiştirdi. Donald Trump'ın baskısı, esir ailelerinin istifa çağrıları ve dünya kamuoyundan gelen tepkiler nedeniyle geri adım attı. "Hamas iktidarı bırakmadan, operasyonlar sona ermeyecek" sözünü çiğnedi. Esirleri geri alabilmek için ateşkes anlaşmasını kabul etmek zorunda kaldı.

Yapılan anlaşmayla çok sayıda Filistinli serbest kalacak kalmasına ama; İsrail'in yeni bir plan geliştirmediğine dair kanıt yeni bir kanıt yok. Aşırı sağcı bakan Itamar Ben Gvir'in istifasına rağmen hükümet dağılmadı İsrail'de. Maliye Bakanı Bezalel Smotrich'in hangi konuda ikna edildiği merak konusu. Belki de "esirlerimizi aldıktan sonra Gazze'de kimse canlı kalmayacak" denildi Smotrich'e..

Bu sebeple, uluslararası kamuoyunun ateşkesin sürdürülmesi için baskılarını artırması gerekiyor. Hamas'ın yeni bir saldırı olmaması için, hükümeti ortak bir yönetime bırakması da masada. Mahmud Abbas yönetimi Gazze'nin yönetilmesine talip. Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan'da yeniden inşa konusunda olumlu açıklamalarda bulunmuştu..

BARIŞIN ANAHTARI İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM

Filistinlilerin bütün bombardımanlara rağmen vatanlarından vazgeçmedikleri ortada. Hastaneleri yıkıldı. Çadırlara sığındılar; çadırları bombalandı.. Birçoğunun kalacak yeri bulunmuyor. Bebekleri açlıktan öldü.. Ancak ateşkesle beraber yeniden tutundular hayata. Bütün imkansızlıklara rağmen moloz yığınlarını temizlemeye başladılar bile. Hamas'la da bir problemleri yok..

Dolayısıyla bu irade karşısında, gerçekten barış isteniyorsa, Filistinliler hakları olan devletlerini kurabilmeliler. Ablukaların olmadığı, karşılıklı saldırıların son bulduğu bir bölge, Orta Doğu'daki savaşların bitmesi için önemli bir adım olacaktır.