Ukrayna'da barış yaklaşıyor

  • GİRİŞ13.02.2025 10:13
  • GÜNCELLEME14.02.2025 08:45

Ukrayna’daki savaşın sona ermesi artık sadece bir olasılık değil, ciddi bir ihtimal olarak dünya gündemine oturdu. ABD Başkanı Donald Trump’ın pazarlıkta aşama kaydedildiğini açıklaması, Rusya’nın 2021’den bu yana hapiste tuttuğu ABD vatandaşı Marc Fogel’i serbest bırakması ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’in toprak takası dahil çeşitli seçenekleri değerlendirdiğini ifade etmesi, önemli gelişmeler.

TÜRKİYE'NİN KRİTİK ROLÜ

Bu süreçte Türkiye’nin oynadığı rolü es geçmek büyük hata olur. Geçmişte tahıl koridoru anlaşmasını sağlayarak hem Rusya’yı hem de Ukrayna’yı masaya oturtmayı başaran Türkiye, şimdi de benzer bir çaba içinde. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Moskova ve Kiev ile yürüttüğü çok yönlü diplomasi, taraflar arasında bir köprü vazifesi görüyor. Batı’nın aksine Türkiye, Rusya ile ilişkilerini koparmadan sürdürdüğü dengeli politika sayesinde, masadaki en güvenilir aktörlerden biri haline geldi. Ankara’nın son günlerde barış sürecine dair vurguları, Türkiye’nin yeniden kilit bir arabulucu olarak sahaya indiğini gösteriyor.

Türk diplomasisinin başarısı sadece tarafları buluşturmakla kalmıyor, aynı zamanda sürecin ekonomik boyutuna da ışık tutuyor. Savaşın sona ermesiyle ülkenin yeniden inşasında, büyük çaplı hareketlilik gözlenebilir. Türkiye, savunma sanayii, inşaat ve enerji alanlarında Ukrayna’nın en büyük ortaklarından biri olma potansiyeline sahip.

TOPRAK TAKASI PLANI GERÇEKÇİ Mİ?

Zelenskiy’in “güçlü bir pozisyondan müzakere etmek” istediğini açıklaması, Ukrayna’nın savaşta tamamen kayıtsız şartsız bir teslimiyet beklemediğini gösteriyor. Ancak Trump’ın da Ukrayna-Rusya barışında “toprak takası” gibi daha radikal formüllere sıcak baktığı belirtiliyor. Bu çerçevede, Ukrayna’nın doğusundaki bazı bölgelerin Rusya’ya bırakılması ve buna karşılık bazı ekonomik avantajlar elde edilmesi konuşuluyor.

Bu noktada Ukrayna’nın doğal kaynaklarının önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. Ülke, Avrupa’daki en büyük uranyum ve titanyum rezervlerine sahip. Ayrıca demir cevheri, kömür ve nadir bulunan metalleri de içeren geniş bir yeraltı kaynağı zenginliği barındırıyor. Batı, bu kaynakların Rusya’nın eline geçmesini istemediği gibi, Ukrayna’nın bu madenleri stratejik ortaklarıyla paylaşmasını da teşvik ediyor. Bu nedenle toprak takası pazarlıklarının sadece sınırlar meselesi değil, yeraltı kaynakları ve ekonomik gelecek açısından da büyük önem taşıdığı ortada.

RUSYA'NIN TUTUMU

Moskova’dan gelen ilk açıklamalara bakılırsa, Rusya’nın Trump’ın barış çabalarına ihtiyatlı ama temkinli bir iyimserlikle yaklaştığını söylemek mümkün. Putin’in şu ana kadar “şartlarımız değişmedi” şeklinde bir pozisyon aldığı ancak müzakere kapısını açık bıraktığı görülüyor. Rusya için en kritik mesele, Kırım’ın statüsünün tartışmaya açılmaması ve Donetsk ile Luhansk gibi bölgelerdeki hâkimiyetinin tanınması.

Ayrıca Kremlin, Batı’nın Ukrayna’ya askeri yardımları durdurması ve NATO’nun bölgedeki etkinliğinin azaltılması yönünde güvence bekliyor. Trump’ın Ukrayna’ya yardımları kısma eğiliminde olduğu biliniyor, ancak Avrupa’nın ABD’nin boşluğunu ne kadar doldurabileceği belirsizliğini koruyor.

AVRUPA'NIN TAVRI NE OLACAK?

Avrupa’nın, Ukrayna’ya sağladığı ekonomik ve askeri desteğin sürdürülebilir olup olmadığı tartışmalı. Avrupa Birliği, savaşın başından bu yana Ukrayna’yı destekledi ancak ABD olmadan bunu devam ettirmesi zor. Almanya ve Fransa gibi ülkeler, savaşın uzamasının ekonomik istikrarsızlığı derinleştirdiğini ve enerji krizlerini tetiklediğini görerek, barışın hızlandırılması konusunda daha istekli hale gelebilir.

Ayrıca, Ukrayna’nın yeniden inşası için konuşulan 500 milyar dolarlık yatırımın büyük bir kısmının ABD’li ve Avrupalı şirketler tarafından üstlenileceği söyleniyor. Bu, savaşın bitmesini bekleyen iş dünyası için büyük bir fırsat anlamına geliyor.

ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLERDE NE OLACAK?

Bu gelişmeler ışığında, Ukrayna savaşının bir ateşkesle sona ermesi beklenenden daha yakın olabilir. Ancak savaşın sadece diplomatik müzakerelerle biteceğini düşünmek doğru olmayabilir. Sahadaki dengeler hâlâ çok kırılgan ve her an değişebilir. Türkiye gibi arabulucu ülkelerin çabaları bu yüzden hayati önem taşıyor.

Eğer Trump gerçekten savaşın sona erdirilmesini istiyorsa, Rusya ve Ukrayna’nın yanı sıra Türkiye gibi arabuluculara da geniş hareket alanı tanımalı. Ukrayna’nın yeniden inşasında yer alacak dev projeler, hem Türkiye’yi hem de diğer aktörleri sürece daha fazla dahil edebilir.

Sonuç olarak, eğer büyük güçler uzlaşmaya hazırsa ve ekonomik menfaatler diplomatik süreci beslerse, 2025 yılının yazına barışın sağlandığı bir Ukrayna ile girme ihtimalimiz hiç de düşük değil.

Yorumlar1

  • Mert Yaslan 2 ay önce Şikayet Et
    Savaş bitsin çok uzadı çok zulüm çektiler
    Cevapla Toplam 3 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat