Dünya yeniden şekillenirken Türkiye’nin diplomasi sahnesindeki rolü giderek belirginleşiyor. Trump yeniden ABD Başkanı oldu ve Ukrayna savaşına dair açıklamaları sert. Zelenskiy ne yapacağını şaşırmış halde. Rusya zaten NATO’nun burnunun dibinde Ukrayna’yı istemiyor. Peki, tüm bu karmaşada Türkiye ne yapıyor? Öyle bir noktadayız ki herkes Türkiye’nin barış için garantörlük rolünü konuşuyor.

Bakın Trump ne diyor? "Bu savaş üç yıl önce bitmeliydi!" E haklı mı? Bir bakıma, evet! ABD her yıl milyarlarca dolar harcadı, Avrupa tedirgin, Ukrayna’da kayıplar artıyor. Ama savaşın içindeki Ukrayna ne yapıyor? Zelenskiy, bir yandan NATO’nun kapısını aşındırıyor, bir yandan Trump’a çıkışıyor. "Trump, uydurulmuş bilgilerin olduğu bir alanda yaşıyor" diyerek sitem ediyor. Trump savaşı bitirmekte oldukça kararlı!

Şimdi bir başka gelişmeye bakalım. Suudi Arabistan’da bir toplantı yapıldı, ABD ve Rusya masada ama Kiev ve Avrupa Birliği yok! E doğal olarak Zelenskiy şaşkın: "Medyadan öğrendik" diyor. İşte bu noktada devreye Türkiye giriyor. Erdoğan ne yapıyor? Aynı saatlerde Zelenskiy’i Ankara’da ağırlıyor. Türkiye'nin Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne verdiği destek belli, ancak Erdoğan bir yandan da Rusya ile ilişkileri sürdürüyor. Şimdi soruyorum: Bölgede barış için ideal ev sahibi kim? Cevap belli!

DENGE POLİTİKASI ÖN PLANDA

Türkiye'nin pozisyonu net. Ne tamamen Batı’nın kervanına katılıp Rusya’yı düşman ediyor, ne de Moskova’nın safında olup Batı’yla köprüleri atıyor. Dengeyi sağlayan tek NATO ülkesi. Gıda krizini çözen kimdi? Türkiye! Esir takasını yapan kimdi? Türkiye! O halde barış sürecinde neden garantör olmasın?

Bazı çevreler Türkiye’yi küçümsemeye, rolünü hafife almaya çalışıyor. Ama gerçek şu ki, Türkiye’nin ağırlığı her geçen gün daha fazla hissediliyor. Erdoğan’ın liderliğinde barış için yürütülen diplomasi, Batı’da da, Doğu’da da yankı uyandırıyor. Bakın, Times of Israel bile "Türkiye, barış görüşmelerinde ideal ev sahibi olabilir" diyor. Daha ne olsun?

Şimdi biraz daha derinlemesine bakalım. Türkiye sadece barışın masasında değil, sahada da önemli bir aktör. Rusya ve Ukrayna arasında gerçekleştirilen esir takaslarında da Türkiye kilit rol oynadı. Hatırlayın, savaşın başlarında Mariupol’den tahliye edilen askerler Türkiye’nin arabuluculuğu sayesinde serbest bırakılmıştı. Aynı şekilde tahıl koridoru anlaşması da Türkiye’nin diplomatik başarısıyla mümkün oldu. Yani Türkiye yalnızca konuşmuyor, icraat yapıyor.

Bunu anlamayanlar var. "Türkiye neden bu kadar öne çıkıyor?" diye soranlara cevabımız net: Çünkü Türkiye'nin denge politikası, tarafsızlığı ve iki ülkeye de yakın olması bunu mümkün kılıyor. NATO üyesi olmasına rağmen Batı'nın her hamlesine katılmayan, Rusya ile köprüleri atmayan, Ukrayna’ya da destek veren başka bir ülke var mı? Yok! İşte bu yüzden Türkiye, sürecin en önemli aktörü.

RUSYA TÜRKİYE’Yİ ÖNEMLİ GÖRÜYOR

Peki Türkiye garantör olursa ne olur? Öncelikle, Ukrayna için güvenlik garantileri sağlayan ülkelerden biri olarak masada yer alır. Bu, savaşın bitirilmesi yönünde büyük bir adım olur. Rusya açısından ise Türkiye’nin garantörlüğü, Batı’nın tarafgirliğine karşı bir dengeleyici unsur olarak görülebilir. Çünkü Türkiye, tarafsız ve etkili bir aktör. Bu durum, hem Ukrayna hem de Rusya için önemli bir güvence sunuyor.

Bugün geldiğimiz noktada dünya basını da bu süreci yakından takip ediyor. Fransız AFP, Türkiye'nin barış için en uygun aktör olduğunu yazıyor. Kyiv Independent, Erdoğan’ın Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne verdiği desteği manşetlerine taşıyor. Euronews, Türkiye’nin barış görüşmeleri için en ideal ev sahibi olduğunu vurguluyor.

Özetle, Türkiye doğru adımlarla ilerliyor. Bugün kimse Türkiye’yi yok sayamaz. Dış politikada ustaca hamleler yapılıyor ve barışın yolu Ankara’dan geçiyor. Türkiye olmadan barış olmaz!