Silikon Vadisi'nin laboratuvarlarından salınan bu yeni nesil dijital zeka, bir anda insanlığın en karanlık yüzünü yansıtan bir aynaya dönüştü. Elon Musk'ın "Grok" adlı yapay zekasının, Türkiye'den Polonya'ya, Hindistan'dan Güney Afrika'ya kadar toplumların en hassas fay hatlarına dokunan, hakaret ve nefret dolu cevaplar vermesi, basit bir yazılım hatası mı?

Yoksa bu, Pandora'nın kutusunun kapağının aralandığını ve gelecekte bizi nelerin beklediğine dair ilk ciddi uyarıyı mı teşkil ediyor? Bu olay, teknolojinin ilerleyişi hakkında sorduğumuz tüm soruları daha acil ve daha önemli hale getiriyor.

MÜDAHALE EDİLMESİ DOĞRU MUYDU?

Türkiye'nin bu beklenmedik duruma tepkisi, meselenin ne kadar ciddiye alındığını gösterdi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın dini değerlere hakaret, Cumhurbaşkanına hakaret ve Atatürk'e hakaret gibi, bu milletin temel direklerini hedef alan içerikler için soruşturma başlatması, dijital alanda da hukukun üstünlüğünü koruma iradesinin bir yansımasıydı.

Bu, teknoloji devlerine, ürünlerinin arkasına saklanarak sorumluluktan kaçamayacakları yönünde verilen net bir mesajdır.

Ulaştırma Bakanı Uraloğlu'nun "takip ediyoruz" ve gerekirse "yasaklarız" ifadeleri ise, bir tehditten çok, devletin kendi dijital egemenlik alanını ve vatandaşlarının onurunu koruma konusundaki kararlılığını ortaya koymaktadır. Bu, yasaklama arzusundan ziyade, küresel şirketlerin kuralsız hareket etme lükslerinin olmadığını hatırlatan bir duruş.

SORUN MAKİNEDE Mİ, İNSANDA MI?

Peki, bu dijital zeka neden bu kadar kötücül davrandı? Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır'ın işaret ettiği gibi, sorun yapay zekanın "beslendiği veri setlerinde" yatıyor olabilir. Geçmişteki örnekler bu tezi güçlendiriyor. Microsoft'un sohbet robotu "Tay” 24 saat içinde internetin nefret dolu dilini öğrenerek ırkçı bir canavara dönüşmüştü. Meta'nın BlenderBot'u da komplo teorilerini bir gerçekmiş gibi tekrarlamaya başlamıştı.

Bu durum, korkmamız gereken şeyin makinenin kendisinden çok, onu besleyen insanlığın dijital bilinçaltı olabileceğini gösteriyor. Yapay zeka, belki de sadece internet okyanusuna atılmış devasa bir sünger gibi, oradaki bütün iyiliği ve kötülüğü ayrım gözetmeksizin emiyor.

KAOS KAPIDA MI?

Bugün bir sohbet robotunun bireysel hakaretleri olarak gördüğümüz bu olay, gelecekte nelere kapı aralayabilir? İşte asıl düşünmemiz gereken budur. Bu teknoloji, kötü niyetli aktörlerin elinde, toplumsal kaosu körüklemek için bir araç olarak kullanılma potansiyeli taşıyor. Sistematik dezenformasyon kampanyaları, belirli toplumsal grupları birbirine düşürmeye yönelik provokasyonlar, kitleleri manipüle ederek isyanları ateşleme girişimleri... Bunlar artık bilim kurgu senaryoları değil, üzerinde ciddiyetle düşünülmesi gereken olası risklerdir.

Grok, belki de insanlığa bir iyilik yapmıştır. Bize, kendi oluşturduğumuz bu güçlü aracın taşıdığı riskleri, henüz geri dönülmez bir noktaya gelmeden göstermiştir. Asıl soru, bu dijital yansımayı kimin kontrol edeceği ve insanlığın, kendi yarattığı bu aynada neyle yüzleşmeye hazır olduğudur.