Suriye ve Türkiye el ele İsrail destekli isyanı bastırdı
- GİRİŞ20.07.2025 09:13
- GÜNCELLEME20.07.2025 09:13
İsrail'in ayrılıkçı Dürziler aracılığıyla, Süveyda-Deyrizor koridorunu birleştirerek terör örgütü YPG/PKK ile kara bağlantısı sağlama hayali suya düştü. Bu süreçte, Şam bombalandı, Suriye ordusundan çok sayıda kayıp verildi, ancak Suriye halkının iradesi kırılmadı.
Yıllar boyunca iç savaşla boğuşan halk bu kez yeni bir çatışmadan ziyade çözümün bir parçası oldu. Kendi aralarındaki sorunları bir kenara bıraktı. Hükümetin herhangi bir çağrısı olmamasına rağmen Süveyda'ya on binlerce kişi akın etti. Bunun üzerine İsrail'in yapacak bir hamlesi kalmadı. Zaten Filistin sebebiyle "soykırımcı" imajıyla bilinen Netanyahu, dünya kamuoyunun tepkisini bir kez daha çekmemek adına, geri çekilmek zorunda kaldı.
ŞAM NASIL BAŞARDI?
Şam'ın başarısındaki en büyük etken itidalli davranmak oldu. İsrail'in kışkırtma amaçlı Suriye güvenlik güçlerine yönelik gerçekleştirdiği saldırıların hırsı, silahsız Dürzi halkından çıkartılmadı.
Bazı basın kuruluşlarının Dürzi sivillerin hedef alındığına dair haberlerinin sahte olduğu, ateşkesi ihlal eden tarafından, İsrail destekli Hicri milislerinin aşiret üyelerini barbarca katledip, cansız bedenlerini şehir meydanında sergilemesiyle bir kez daha gözler önüne serildi.
Şam'ın başarılı olduğu bir başka nokta mezhep savaşının körüklenmemesi oldu. Suriye'nin senelerdir yaşadığı problem bu kez gün yüzüne çıkmadı. Bunda en büyük etken yeni yönetimin bir vizyon vaat etmesi. Özellikle ekonomik anlamda. ABD yaptırımlarının kalkması, Türkiye'nin verdiği destek, Körfez'in Suriye'ye yönelik bakışının olumlu hale gelmesi, Suriyelilerde ülkelerinin yeniden inşa edileceği düşüncesini oluşturdu ve yeni bir iç savaş ihtimali bile onlar için kabus olacaktı.
İSRAİL AMACINI BELLİ ETTİ
Suriye iç savaşının ilk yıllarında, Dürziler çatışmanın tarafı değilken, İsrail medyası bağımsız bir Dürzi devletinin işlerine yarayacağını ifade ediyordu. İsrail’de yaklaşık 150 bin Dürzi yaşıyor ve Yahudi olmayan gruplar arasında orduya katılan tek topluluk durumundalar. Genellikle istihbarat ve sınır güvenliği görevinde yer alıyorlar. Tel Aviv yönetimi, Suriye'de sayıları 700 bini bulan Dürzileri kışkırtarak dünyaya "azınlık halkımızı savunuyoruz" mesajı vermek istiyor ancak Gazze'de yaşananlardan sonra bunun mümkün olmadığı açık. İsyana verilen desteğin de az olması dikkat çeken bir başka nokta.
Kökenleri 11. Yüzyıla dayanan Şiiliğin bir koluna mensup olan Dürziler, 2011'de başlayan iç savaş döneminde kendi milis güçlerini kurmuş, 2023-2025 yıllarında Süveyda’da Esad rejimine karşı eylemlerde bulunmuşlardı. Dolayısıyla Dürzilerin isyanı yeni yönetimle sınırlı değil ve mezhepsel kaygılar içermiyor.
Bu bir bakıma avantaj. Çünkü bölgedeki refahın artırılması, Suriye'nin asli unsurlarından olan Dürzilerin de yaşam şartlarını iyi hale getirecek ve benzeri şiddet olaylarının önüne geçecektir.
TÜRKİYE İŞİN NERESİNDE?
Ankara, Süveyda'da yaşananlar konusunda Şam'la paralel bir görüşe sahip. İnanç özgürlüğü ve hizmetlerin herkese eşit olarak sunulması gerektiği fikri sabit. Öte yandan terör örgütü PKK/YPG'nin durumu fırsat bilip harekete geçip geçmeyeceği de MİT tarafından yakından takip edildi. Bu konuda Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın uyarılarını hatırlamakta fayda var.
Nitekim terör örgütünün bir çılgınlığa kalkışıp koridoru açmak ya da farklı noktaları işgal etmek adına bir hamlede bulunmaması çatışmaların daha da büyümesinin önüne geçti.
Türkiye tıpkı diğer komşularında olduğu gibi Suriye'nin de bağımsızlığından yana. Dolayısıyla, İsrail'in saldırılarını kabul edilemez bulmakla beraber, Milli Savunma Bakanlığı'nın "talep edildiği takdirde Suriye'nin savunma kapasitesini artırmasında yardımcı olabileceğimizi söylemiştik" açıklaması oldukça dikkat çekici.
İlerleyen günlerde iki ülke arasında bu noktada bir anlaşma sağlanır mı bilinmez ancak bir gerçek var ki yeni Suriye'nin dünyaya açılmasında en büyük destekçisi Ankara olmaya devam edecek gibi görünüyor.
Bartu Eken / Haber7
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol