Türkiye'nin yükselişi Yunan medyasında
- GİRİŞ04.09.2025 08:44
- GÜNCELLEME05.09.2025 09:11
Tarih, bazen en acımasız gerçekleri en beklenmedik ağızlardan söyletir. Yunanistan'ın saygın gazetesi Kathimerini'nin "Türkiye'nin silahlanması Yunanistan'a baş ağrısı yapıyor" başlığıyla yayımladığı analiz, Ege'nin karşı kıyısından yükselen tarihi bir itiraf niteliğinde.
Bu, yıllardır Türkiye'yi Batı'nın kapısında bekleyen bir ülke olarak gören zihniyetin iflasının ilanı... Ankara, artık sadece masada değil, gökyüzünde de kendi kurallarını yazan bir güç haline gelmiştir ve Atina da diğer ülkeler gibi bunun farkında.
“BAĞIMSIZLIĞIN ÇELİK KANATLARI” TEDİRGİN EDİYOR
Kathimerini'nin tespiti oldukça doğru. "Güçlü ve kendi kendine yetebilen Türk savunma sanayisi Ankara'yı yabancı silah bağımlılığından kurtardı." Bu cümle, aslında her şeyin özeti. Kıbrıs Barış Harekatı sonrası uygulanan ambargoları, paramızla dahi alamadığımız yedek parçaları, stratejik bağımsızlığımızın nasıl ipotek altına alınmaya çalışıldığını unutmadık. İşte o günlerde atılan tohumlar, bugün gökyüzünde filizlenerek Türkiye'ye pranga vurmaya çalışanların kabusu haline geldi.
Bugün Türkiye, olası bir çatışmada NATO müttefiklerinden gelecek bir ambargodan korkan değil, kendi silah sistemleriyle kendi savaşını verebilecek bir iradeye sahip. Yunanistan'ın mühimmat konusunda bile kendi kendine yetebilmekten çok uzak olması ve bu durumun Atina'yı etkilemesi, iki ülke arasındaki stratejik makasın ne kadar açıldığını gösteren en net kanıttır.
DİPLOMASİNİN YENİ DİLİ
Son dönemde, silahlanma yarışına değil diplomasinin dilinin yeniden yazıldığına şahit oluyoruz. Türkiye, ürettiği teknolojiyi, sadece askeri bir enstrüman olarak değil, aynı zamanda güçlü bir diplomatik araç olarak kullanıyor. İspanya ve İtalya gibi Avrupa'nın devleriyle yapılan işbirlikleri, bu yeni dönemin habercisi.
Hırvatistan'ın, aldığı 6 adet Bayraktar TB2'yi resmi bir törenle, bir milli gurur vesilesi olarak kamuoyuna tanıtması, bu etkinin en somut örneğidir. Hırvat Savunma Bakanı'nın sistemi etkileyici olarak nitelemesi, Albay Tijan'ın "bu, Hırvat ordusu için tarihi bir gün" demesi, sadece bir silah alımı değil, aynı zamanda Türkiye'nin liderliğindeki bir teknoloji kulübüne dahil olmanın getirdiği prestijin bir ifadesidir.
SİHA'LARIN OPERASYONEL BAŞARISI OLDUKÇA ÖNEMLİ
Bu teknolojinin değeri, sadece ihracat rakamlarıyla ölçülemez. Asıl değeri, sahada yazdığı kahramanlık destanlarındadır. Hendek operasyonlarından Fırat Kalkanı'na, Zeytin Dalı'ndan Pençe operasyonlarına kadar, terörle mücadelenin seyrini değiştiren en önemli etken, milli SİHA'lar olmuştur. Mehmetçik'in daha az kayıpla, daha kısa sürede zafere ulaşmasını sağlayan bu çelik kanatlar, sadece terör örgütlerinin değil, onların arkasındaki güçlerin de tüm planlarını altüst etti.
Mavi Vatan'ın korunmasından KKTC'nin güvenliğine, Doğu Akdeniz'deki sondaj gemilerimize refakat etmekten Libya'da, Karabağ'da ve Ukrayna'da zalime karşı mazlumun yanında yer almaya kadar... Bayraktar TB2'ler, Türkiye'nin milli çıkarlarının ve adalet arayışının gökyüzündeki imzasıdır.
Sonuç olarak, Kathimerini'nin "baş ağrısı" olarak nitelediği şey, aslında Türkiye'nin tam bağımsızlık yolunda attığı adımların karşı tarafta yarattığı stratejik çaresizliktir. Ankara artık kurallara uyan değil, oyunun kurallarını yeniden yazan bir aktör konumuna gelmiştir.
Bartu Eken / Haber7
Yorumlar3