Katar'daki saldırı Körfez'deki güveni sona erdiriyor
- GİRİŞ11.09.2025 08:48
- GÜNCELLEME12.09.2025 09:17
İsrail'in Katar'da Hamas liderlerine yönelik gerçekleştirdiği ve başarısız olan suikast girişimi izlenilen yöntem bakımından yeni bir döneme işaret ediyor. İsrail'e ait savaş uçaklarının Katar hava sahasına girip, bir şekilde hava savunma sistemlerini aşıp iddialara göre havada ikmalle birlikte, Doha'nın merkezini bombalaması, uzun yıllardır görülmüş bir durum değil. Burada kilit olan bir başka nokta ABD'nin Katar'la resmi olarak bir müttefiklik anlaşmasına sahip olması.
Uluslararası hukuka göre müttefikler, üçüncü bir ülke tarafından gelen saldırılara birlikte karşılık verir. İsrail Katar'ın askeri noktalarını bombalamadı bu doğru ancak, Katar'ın ev sahipliği yaptığı ve barış müzakerelerinin yürütüldüğü bir merkezde Hamas üyelerini hedef aldı. Dolayısıyla Katar'ın egemenliğini tanımadı. Bu durumda ABD'den gelen yorumlar ise oldukça ilginçti. Beyaz Saray saldırıdan haberlerinin olduğunu belirtti. Trump ise "hoş bulmuyorum" dedi. Müttefiki olan bir ülkenin egemenlik haklarının çiğnendiği bir olayın, birkaç cümleyle geçiştirilmesi şaşırtıcıydı.
ABD'NİN MÜTTEFİKLERİ KENDİNE BİR YOL ÇİZEBİLİR
Katar'da gerçekleşen saldırı, İsrail'in, ABD müttefiki de olsa Orta Doğu'da sınır tanımaz bir politika izlediğini en açık şekilde gözler önüne serdi. Suudi Arabistan, Mısır, Kuveyt, Umman ve BAE gibi ülkelerin bu konuda yeni bir değerlendirme yapmaya başlayacağını düşünmek zor değil.
Zira, Birleşik Devletler'le güvenlik ve enerji alanlarında anlaşmalar yapsalar da günün birinde İsrail karşıtı bir konuma geçmeleri halinde, saldırıya uğramayacaklarının hiçbir garantisinin olmadığını görmüş oldular. Bu durum Körfez'i kendi yolunu çizmeye ve Türkiye'nin yaptığı gibi yerli ve milli savunma sanayii yatırımlarına yönelmeye itebilir.
Ankara kendi içişlerine müdahil edilmesi konusunda kırmızı bir çizgiye sahip olduğu gibi çevre ülkeler için de benzer bir görüşe sahip. Dolayısıyla Katar'ın yanında pozisyon olması oldukça beklendik bir durumdu. Trump yönetimi de istikrar istiyorsa, İsrail'i saldırgan tavırlarından vazgeçirmek durumunda. Aksi halde, Orta Doğu'yu yıllar sürecek yeni savaşlar bekleyebilir.
İSRAİL YENİDEN SALDIRIR MI?
Kulislerdeki iddialara göre, Trump, Katar yönetimine bir mesaj gönderdi ve bu tip bir saldırının tekrarlanmayacağının garantörü oldu. Ancak şu an için Washington'ın garantörlüğüne olan güven sarsılmış durumda. Suikast girişiminin de başarısız olduğu hesaba katılırsa, yeni bir saldırının gerçekleşmeyeceğini düşünmek hata olabilir.
Bir başka nokta ise son senelerde birçok cephede kaybeden ve son olarak nükleer tesisleri bombalanan İran'ın nasıl bir politika izleyeceği. Tahran yönetimi, Irak, Suriye, Lübnan ve son olarak Yemen'de ciddi kazanımlar elde ettikten sonra İsrail'in saldırılarının ardından yeniden bir toparlanma sürecine girdi. Çünkü başka çareleri kalmadı. Destekledikleri Esed rejimi devrildi. Hizbullah belini doğrultamayacak konuma geldi. Husiler gün aşırı saldırıya uğruyor. İran, şu anda yalnızca Irak'ta etkin konumda. O durum da yakın gelecekte değişirse kimse şaşırmaz.
Öte yandan, İsrail'in Katar'da gerçekleştirdiği saldırı, Tahran'a yeni bir fırsat doğuruyor. O da komşularla barışma fırsatı. İran'ın tezi, ABD ve İsrail'in her zaman saldırıya geçebileceği
üzerineydi ve bu durum yaşandı. Dolayısıyla, Pezeşkiyan yönetimi, Körfez'le ilişkileri güçlendirme yolunda adım atabilir.
Bartu Eken /Haber7
Yorumlar8