Irak'ta Suriye'de etkisiz olan Gazze'ye mi umut olacak?

  • GİRİŞ25.09.2025 09:17
  • GÜNCELLEME25.09.2025 09:17

Birleşmiş Milletler, 80. yaşını kutlarken ciddi sınavlarda başarısız oldu ve olmaya devam ediyor. Gazze'de, Suriye'de, Yemen'de, Sudan'da, Irak'ta ve Afganistan'da yaşanan trajedileri durduramayan bu yapı, tarihinin en büyük meşruiyet krizini yaşıyor.

Yaptırımların etkili olmaması, herhangi bir coğrafyada güçlü ülkelerin rahatça saldırılar düzenlemesi bunların en büyük örnekleri.

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER REFORMA GİTMELİ

BM, en başından İkinci Dünya Savaşı'nın galipleri tarafından, kendi çıkarlarını koruyacak bir mekanizma olarak dizayn edildi. Güvenlik Konseyi'ndeki beş daimi üyeye tanınan veto hakkı olan bu devletleri, her türlü sorumluluktan muaf tutan bir zırh niteliğinde. Bu çarpık düzen, ABD vetolarıyla Gazze'deki bir soykırımın bile durdurulamadığı bugünlerde, kimseyi şaşırtmamalı.

YENİ GÜÇ ODAKLARI OLUŞUYOR

Bu arayışın ilk ve en dikkat çekici örneği, Arap dünyasında yaşanıyor. İsrail'in pervasızca Katar'a saldırması, bölgedeki tüm dengeleri altüst etti. Mısır'ın "Arap NATO'su" fikrini yeniden masaya getirmesi, Arap ülkelerinin artık kendi güvenliklerini ABD'nin insafına bırakmak istemediğinin en net göstergesi oldu.

Kendi ortak ordularını kurarak bölgesel bir caydırıcılık gücü oluşturma hedefi, kağıt üzerinde bile büyük bir potansiyele sahip. Ancak kendi içlerindeki siyasi rekabetler, bu ittifakın önündeki en büyük engel. İşte bu boşluk, savunma sanayisi yükselen, askeri gücü kanıtlanmış Türkiye için tarihi bir fırsat sunuyor. Ankara, bu yeni mimarinin hem tedarikçisi hem de stratejik ortağı olabilir.

Diğer yanda ise, Batı'ya alternatif olarak yükselen bir başka dev var: Şanghay İşbirliği Örgütü. Çin, Rusya, Hindistan ve İran gibi devleri bünyesinde barındıran bu yapı, askeri bir ittifak olmasa da, BM'nin tıkandığı terörle mücadele ve bölgesel güvenlik konularında somut adımlar atabilen bir platform sunuyor. Türkiye'nin 2012'den beri bu yapının bir diyalog ortağı olması, Ankara'nın çok yönlü dış politikasının ve "yeniden Asya" açılımının stratejik bir parçasıdır.

GÜVENLİK KONSEYİ KENDİNİ SORGULAMALI

Peki bu yeni oluşumlar, BM'nin yerini alabilir mi? Kısa vadede hayır. Ancak bu yapılar, Güvenlik Konseyi'nin adaletsizliğine karşı birer denge unsuru oluşturuyor. BM'nin Suriye'de iç savaşı bitiremediği, Irak'ı ve Afganistan'ı istikrara kavuşturamadığı, Yemen ve Sudan'da insani trajedilere seyirci kaldığı noktalarda, bu bölgesel yapılar inisiyatif alabilir.

Eğer BM reforme edilemiyorsa, o zaman dünya, kendi adaletini bu alternatif platformlar üzerinden arayacaktır.

Gazze'de yaşananlar, bu gerçeği bir kez daha kanıtladı. Güvenlik Konseyi, ABD vetolarıyla kilitlenirken, meşruiyet başka kanallardan akmaya başladı. Uluslararası Adalet Divanı, İsrail'i soykırımla yargılamaya başladı.

BM Genel Kurulu, ezici çoğunlukla ateşkes kararları aldı. BM'nin Özel Raportörü Francesca Albanese'nin raporları, İsrail'in suçlarını tüm çıplaklığıyla belgeledi. ABD'nin bu gerçeklerden rahatsız olup, bir BM uzmanına yaptırım uygulaması ise çaresizliğinin ve meşruiyetini yitirmesinin bir kanıtıydı.

Sonuç olarak BM reforma gitmezse zaten az olan etkinliği daha da azalacak ve bölgesel ittifaklar güçlenecek. Böylece küresel barış yolunda zaten sekteye uğrayan adımlar daha da aksayacak.

 

 

Yorumlar1

  • Mehmet KUTLUK 6 saat önce Şikayet Et
    Türkiye Osmanlı'dan kalan Misyonunu yerine getirmeli ve İslam Dünyasına MOTOR , LOKOMOTİF Ve LİDER olmalıdır Erbakan'ın Fikirlerini hayata geçirmelidir. HİLÂFET makamı İHYA EDİLMELİDİR wwww.mehmetkutluk.com.tr
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat