Filistin destekçilerinin medya zaferi!

  • GİRİŞ02.10.2025 09:30
  • GÜNCELLEME02.10.2025 09:30

İsrail Gazze'yi yerle bir etmiş durumda. Batı Şeria büyük oranda işgal altında. Ancak bir gerçek var ki bir dönem sadece dünyanın küçük bir bölümünün ilgi duyduğu Filistin konusu, artık Avrupalı bir çocuğun bile bildiği bir konu. Nedeni aslında basit. Teknoloji, sosyal medya ve fedakarlık gösteren insanlar. 

Öncelikle, 7 Ekim yaşandığında, herkes Hamas'ın savaşı kazanamayacağını biliyordu. Teknik anlamda eleştiriler oldu, çatışmayı başlatan tarafın Hamas olduğu söylendi. İsrail'in işgali meşrulaştırması için bu hamlenin yapıldığına dair söylemler bile oldu. Ancak zaman ilerledikçe İsrail'in yalnızca Hamas'ın lider kadrosunu ya da savaşçılarını değil, Filistin halkını topyekün olarak hedef aldığı görüldü. Üstelik bu ilk değildi ancak insanlar bunu bilmiyordu. Çünkü medyanın etkisi oldukça zayıftı ve ana akım olarak bilinen kanallar, bu konuyu kendilerine fayda sağlamadığı için ele almıyordu.

Bugün gelinen noktada, Gazze'de binlerce kişinin -farklı bir alternatif mümkünken- aç bırakıldığı, ağır bombardıman sebebiyle öldürüldüğünü tüm dünya görmüş durumda. Burada ünlü isimlerden biz gazetecilere, aktivistlerden, sivil toplum kuruluşlarına kadar büyük bir emek var. Saldırıların duyurulması, duyarlılık oluşturulması önemliydi.

TEL AVİV'DE NETANYAHU KARŞITI GÖSTERİLER

Artık durum öyle bir hal aldı ki, İsrail'in başkenti Tel Aviv'de, Hayfa'da birçok bölgede Netanyahu karşıtı protestolar düzenleniyor. Amerikan diasporasında bir rahatsızlık var. Aşırı sağcı görüşe sahip şiddet yanlılarını bir kenara bıraktığımızda, Yahudi nüfusunda bile bu rahatsızlığı görüyoruz. Öyle ki Haaretz gibi İsrail merkezli gazeteler, Netanyahu'ya yönelik eleştirilerini ağırlaştırmış durumda. Kendi kariyeri için çocukların ölümüne sebep olduğunu yazıyor gazeteciler.

TRUMP'IN PLANI VE GAZZE'NİN OLASI GELECEĞİ

Bir de işin askeri boyutu var elbette. İsrail birkaç gün önce başlattığı karadan işgal planından vazgeçti. Netanyahu'nun "ABD'den dönünce açıklayacağım" dediği projesiyse büyük ölçüde Batı Şeria'nın ilhakı olacaktı, ancak Katar'dan özür dileyerek döndüğü ve Trump'ın planını kabul etmek zorunda kaldığı bir ziyaret gerçekleştirmek zorunda kaldı Netanyahu.. 

Çünkü imaj yönünden "barış getiren lider" olmak isteyen Trump "soykırım ortağı" pozisyonunu kabul etmiyor ve Orta Doğu'da istikrarla ticaretin, ancak barış yoluyla olabileceğini değerlendiriyor. Bu bağlamda daha önce İran'ın Tel Aviv'i vurduğu zaman, Amerikan hava savunma sistemlerinin beklenen performansı verememesi, tesadüf mü, okuyucunun yorumuna bırakıyorum. 

Trump'ın planına tüm dünyanın tepkisi olumlu. İsrail de bu durumu kabul ediyor. İşgal ya da ilhak yok. Gazze nüfusunun başka bir ülkeye gönderilmesi yok. Yalnızca Hamas iktidardan uzaklaştırılacak. Ancak gerçekleştirilen bunca saldırıdan sonra adı Hamas olmayan farklı bir yapının ortaya çıkması oldukça yüksek ihtimal. Dolayısıyla İsrail yönetimi aslında sahada kazanıyor görünse de uluslararası imaj olarak belki de tarihinin en kötü günlerini yaşıyor. Birkaç nesil, Netanyahu'nun yaptıkları nedeniyle utanacak ve kendini dünyaya ispat etmek isteyecek.

Bu sürecin sonunda iki devletli bir çözüme ulaşılır mı? ABD'nin desteği olmadan pek mümkün görünmüyor. Çünkü Rusya, Ukrayna'daki savaşla ilgileniyor. İran, büyük güç kaybetmiş durumda. Çin ise kınama açıklamalarına rağmen İsrail'le ticaretini sürdürüyor. Yine de bu konudaki duruşun sürdürülmesi, zaman içinde değişebilecek koşullara bağlı olarak önemli.

Bartu Eken / Haber7

 

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat