Geçtiğimiz gün, Almanya'nın Holokost'un ağır mirasını nasıl İsrail için koşulsuz bir bağlılık doktrinine, yani "Staatsräson"a dönüştürdüğünü ele almıştım. İkinci bölümden devam ediyoruz.

JEOPOLİTİK KÖRLEŞME: AVRUPA'NIN FRENİ BERLİN

Almanya'nın İsrail'in güvenliği önceliği, Avrupa Birliği'nin Ortadoğu politikasını felç eden bir kilide dönüşmüş durumda. Brüksel koridorlarında ne zaman İsrail'in yasa dışı yerleşimleri, Gazze'ye yönelik orantısız güç kullanımı veya uluslararası hukuku ihlalleri kınanmaya kalkılsa, süreci yavaşlatan el genellikle Berlin'e ait oluyor.

İspanya, İrlanda, Belçika gibi ülkeler Filistin'e yönelik daha adil bir tutum sergilemeye çalıştığında, karşılarında Avrupa'nın ekonomik motoru olan Almanya'nın duvarını buluyor. Bu durum, AB'nin bölgede bir bütün olarak etkili bir aktör olmasını engelliyor. Berlin, Ortadoğu'daki her gelişmeyi Tel Aviv'in penceresinden okumaya o kadar şartlanmıştır ki, bölgedeki diğer aktörlerle olan ilişkilerini, uzun vadeli çıkarlarını ve hatta AB'nin kolektif gücünü bu tek odaklı bakış açısına feda etmektedir.

ALMANYA’NIN İSRAİL’E SİLAH DESTEĞİ SÜRÜYOR

Almanya, 2025'in Ağustos ayında, Gazze'ye saldırılar sürerken, türünün en gelişmişlerinden olan Dolphin sınıfı denizaltıları İsrail'e hediye edercesine, maliyetinin büyük bir kısmını üstlenerek teslim etti. 

Bu denizaltıların, İsrail'in nükleer başlık taşıyabilen füzelerle ikinci vuruş kapasitesini sağladığı değerlendirmeleri yapılıyor.

Tank mühimmatından İHA parçalarına kadar her türlü askeri teçhizat da Tel Aviv yönetimine satıldı.  Alman pilotlarının İsrail'de "Mavi Bayrak" tatbikatlarında İsrailli pilotlarla birlikte eğitim yapması ve Alman istihbaratı BND ile Mossad arasındaki derin işbirliği de malum.

AfD GELİRSE NE OLUR?

Almanya İçin Alternatif Partisi, İsrail'e yakın bir çizgide bulunuyor gibi görünse de takipçilerinin bir bölümü aynı görüşte değil. Almanya'nın doğusunda yüksek bir oy potansiyeline sahip olan aşırı sağcı parti, gün geçtikçe daha da güçleniyor. 

Ajandalarında, Ukrayna'ya yardımların sınırlandırılması, kaçak mültecilerin ülkelerine gönderilmesi gibi önemli farklılıklar var. İslam karşıtı söylemleri de es geçmemek lazım. Şimdi, İsrail penceresine dönecek olursak,  Almanya Eğitim ve Aile Bakanı Karin Prien'in açıklamaları önemli.

Kendisi de bir Yahudi olan Prien,  AfD'nin iktidara gelmesi durumunda ülkeyi terk edip İsrail'e döneceğini açıkladı. Prien, çevresindeki Yahudilerle yaptığı sohbetlerde de Almanya'dan göç etme, yurt dışında para bulundurma gibi konuların sıklıkla gündeme geldiğini belirtti.

Dolayısıyla, İsrail, Almanya'da bir bakan üzerinden, iktidara ve halka mesaj verdi.. "AfD'yi seçtirmeyin."

Prien, Almanya'da devletin Yahudileri sokaktaki saldırılara karşı etkili bir şekilde korumayı artık başaramadığını belirtirken, Yahudilerin kamuya açık yerlerde Davud Yıldızı, kipa gibi Yahudi sembollerini taşımaktan çekindiğini belirtti. Bu durum, AfD tabanının İsrail'e yönelik öfkesinin yükselişe geçtiğine işaret ediyor.

Bartu Eken / Haber7