Afrika’nın kalbinde, ABD'nin projesiyle yeni bir maskeyle yeniden sahneye çıkıyor. ABD Başkanı Donald Trump’ın Nijerya’ya yönelik askeri müdahale tehditlerinin arkasında petrol, gaz ve jeopolitik hırslarla örülmüş, iyi planlanmış bir emperyal stratejinin ilanı. Gerekçe tanıdık: "Hristiyanlara yönelik katliam."

Ancak bu "insani" kaygının ardında, Afrika'nın en büyük devini diz çöktürme, enerji kaynaklarına el koyma ve Çin ile Rusya'yı kıtadan silme planı yatıyor.

TRUMP'IN HAÇLI VURGUSU ESKİ BİR SÖYLEM

Trump, sosyal medya üzerinden savurduğu tehditlerle Nijerya'da Hristiyanların soykırım tehdidi altında olduğunu iddia ediyor ve seyirci kalmayacağını söylüyor.. Bu dil, Haçlı Seferleri'nden bu yana Batı'nın müdahalelerini meşrulaştırmak için kullandığı o eski ve paslı dilin kendisi. Nijerya hükümetinin "Egemenliğimize müdahaleye izin vermeyiz" demesi ise bu yeni sömürgeci dalgaya karşı direnişi temsil ediyor.

HRİSTİYANLAR SOYKIRIMA UĞRUYOR MU?

Sahadaki gerçek, bu basit ve kullanışlı yalandan çok daha karmaşık. Nijerya'da yıllardır süren şiddetin temelinde, iklim değişikliği ve kaynak kıtlığının körüklediği, çoğunluğu Müslüman olan Fulani çobanları ile Hristiyan çiftçile arasındaki etnik ve ekonomik çatışmalar yatıyor.

Ancak Batı medyası, bu karmaşık gerçeği görmezden gelerek, her toprak anlaşmazlığını, her köy baskınını tek bir başlık altında sunuyor: "Hristiyanlar katlediliyor."

The Guardian gibi gazeteler, içinde Müslümanların da öldüğü çatışmaları bile Hristiyan köylülerin katledilmesi olarak manşetleştiriyor. İngiltere merkezli saygın araştırma şirketlerinden ACLED verilerine göre, 2025'in ilk 10 ayındaki sivil saldırılarının sadece %3'ünde dini motivasyon tespit edilebilmişken, bu yalanın sistematik olarak pompalanması tesadüf değil.

AFRİKA'NIN ZENGİNLİKLERİ VE ÇİN-RUSYA İTTİFAKI

İnsani maskenin ardındaki asıl hedef, Nijerya'nın devasa enerji kaynakları. Afrika'nın en büyük petrol üreticisi olan Nijerya, ABD için stratejik bir yedek kaynak deposu. Amerikalı şirketler ülkenin açık deniz sahalarına milyarlarca dolarlık yatırım yapmış durumda. Trump'ın "yardımı keseriz" tehdidi, bu 10 milyar dolarlık ticareti ve enerji akışını bir şantaj aracına dönüştürme niyetinin açık bir göstergesi.

Bu oyunun bir diğer perdesi ise Çin ve Rusya'yı Afrika'dan silme planı. Çin, son on yılda Nijerya'nın en büyük altyapı finansörü haline geldi; demiryolları, limanlar ve enerji santralleri inşa etti. Rusya ise ülkenin en büyük silah tedarikçisiydi.

Şimdi ABD, bu tabloyu tersine çevirmek istiyor. Terörle mücadele bahanesiyle AFRICOM üzerinden askeri varlığını artıran Washington, Çinli müteahhitlerin yerini Amerikan firmalarına, Rus silahlarının yerini ise Amerikan sistemlerine bırakmayı hedefliyor.