Dostlarımızla iktidara geliyoruz..

  • GİRİŞ08.04.2021 11:46
  • GÜNCELLEME08.04.2021 12:14


Hükûmetler seçimle gelir, seçimle gider..
Demokrasilerin olmazsa olmazı sandıktır..
Ekonomide, dış politikada başarılı olan, iktidarda kalır, başarısız olan kaybeder..
Bu kadar basit..
Evet, ‘Şimdi bu da nereden çıktı?’ demeyin..
2013’ten beri her fırsatta Türkiye’ye müdahale ediliyor..
İçeriden ve dışarıdan..
Senkronize ve planlı şekilde..
Kazanımları elinden alınmaya çalışılıyor..
Ceplerimize, görünmeyen eller müdahale ediyor..
Kaç kez darbe girişimi oldu?
Dünyada kaç tane ülke vardır ki..
Bu denli yıkıcı saldırılar karşısında ayakta durmayı başarabilsin..
Örneği bile yok..
15 Temmuz darbe girişiminin hemen öncesi yaşanan tartışmaları hatırlayın..
-“Bu çağda, 21. yüzyılda darbe mi yapılır?”
-“Darbeyi kim yapacak? Hadi canım sen de..”

Sonuçta ne oldu?
Şimdi de benzer küçümsemelerle karşı karşıyayız:
-“Komik olmayın, amiraller beylik tabancaları ile mi darbe yapacak?”
Kemal Kılıçdaroğlu bir süredir “Dostlarımızla beraber iktidara geleceğiz” vurgusu yapıyor..
10 yılda 10 seçim kaybeden biri böyle diyor..
Kullandığı cümle tam şöyle:
-“Altını özenle çizeyim, dostlarımızla beraber iktidara geldiğimizde Türkiye Cumhuriyetinin tarihini değiştireceğiz..”
 
NASIL YANİ?
 
İktidara sadece projelerle, söylemlerle gelemezsin..
İnandırıcı olman gerekir..
Vatandaş, ülkeye liderlik edebileceğini görebilmeli..
Sana güven duymalı..
Kendisini yönetebileceğine kani olmalı..
Ayrıca, iktidar başarısız olacak ki sen alternatifi hâline geleceksin..
Ama bakıyoruz karşımızda her seçimi kaybeden biri var..
İktidarın anca yarısı kadar oy alabilen bir muhalefet lideri..
Peki nasıl olacak bu iş?
Dünyada hangi ülkenin hangi partisi dostları ile iktidara gelebilmiş?
Ama bugün Kemal Bey’i ‘iktidara taşıyacak dostlarının’ kim olduğunu daha iyi anlıyoruz..
 
DOSTLAR KİM?
 
-FETÖ mü?
-PKK/YPG mi?
-Emekli amiraller mi?
-Cunta yapılanmaları mı?
-Legal görünümlü STK’lara, sosyal medya hesaplarına para yağdıran dış güçler mi?

 
UFAK UFAK YIPRATALIM
 
Bir süredir de görüyoruz ki..
Yalanlarla vatandaşın kafasının karıştırılması, birinci iş hâline geldi..
İktidar yıpransın..
Plan bu..
Dostlar devrede..
Hepsi saldırıyor..

Demokrasi dışı yollarda iktidar arayanlar gaz kesmiyor..
Ama 1960’larda yaşamıyoruz ki..
Gerçeklerin ortaya çıkması sadece 2 dakika sürüyor..
Tehlikeli bir dönemden geçiyoruz..
Hiçbir olay hiçbir gelişme hafife alınmamalı..
Ayrıca hangi küresel ‘dostumuz’ böyle güçlü bir Türkiye ister ki!

Kafkaslardan Libya’ya, Doğu Akdeniz’e kadar söz sahibi Türkiye kimin işine gelir?
-“Ah nerede o eski Türkiye”..
-“Bedelsiz, her söylediğimizi ‘Emredersiniz’ diyerek yerine getiren Türkiye!”
 
NEO-OBAMA
 
Dünya yeni bir sürece giriyor..
Trump ile başlayan muhafazakâr yaklaşım, Biden ile de pek değişmedi..
Olayın tekrar küreselleşmeye döneceğini sananlar yanıldı..
Zira, Biden da, Çin ve Rus düşmanlığı üzerinden tüm dünyaya ‘Yanımda durun’ mesajı veriyor..
Bu dönemi ‘Neo-küresel’ ya da ‘Neo-Obama’ olarak da tanımlayabiliriz..
Çin ve Rusya ise Batı'ya ‘Askerî/politik karşılık vermekten çekinmem’ mesajları gönderiyor..
Rusya’nın Suriye ve Ukrayna'daki askerî faaliyetlerini artırması, alarm verir mahiyette..
Özetle pozisyonlar yeniden tanımlanıyor..
 
AB NİYE GELDİ?
 
Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Ursula Von Der Leyen ve Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel’in Türkiye'ye gelmesi tesadüf değildi..
Türkiye, açıkladığı reformlarla pozisyonunu güncelledi..
Avrupa’ya ‘Yeni, beyaz sayfa’ açalım’ mesajı gönderdi..
Brüksel'den gelen açıklamalar olumlu..
Ama iş nedense bir türlü icraata dökülemiyor..
Konu Türkiye olunca AB karar almakta zorlanıyor..

Türkiye hep demokrasi ve özgürlüklerden yana tercih kullandı..
Tüm olumsuzluklara rağmen ‘tam üyelik’ hedefinden vazgeçmedi..
İnişli çıkışlı, fırtınalı ilişkiler tabii ki tek hamle ile mükemmele döndürülemez..
Ama küresel dengelerin değiştiği bu süreçte Türkiye tercihini Batı’dan yana kullanıyor..
Brüksel de bunu bal gibi görüyor..
Türkiye, AB’nin güvenliği için yine anahtar rol oynamaya başladı..

Sadece güvenlik de değil..
AB ekonomisi için de vazgeçilemez stratejik büyüklüğe ulaştı..
Win win..
Boş bir söylem değil..

Türkiye Gazetesi

Yorumlar20

  • HIDIR BUDUR 3 yıl önce Şikayet Et
    DOSTLARIMM diye Kılıçdaroğlu ABD İPİNE sıkı sıkı sarılıyor ama yakından bir örnek.... 15 Temmuz 1 numarası Akın ÖZTÜRK de ilk gün " ABD/İsrail bizi sattı" demiş. O nedenle Kılıçdaroğlu dostlarım diye "dış rüzgara değil de MİLLETE GÜVENİP" millet için siyaset yapmasının daha uygun olduğu görüşündeyim..
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Fatih 3 yıl önce Şikayet Et
    Devletimiz tehlikeyi hafife almamalı, her türlü tedbiri almalı.
    Cevapla Toplam 5 beğeni
  • kaset kuklacısı 3 yıl önce Şikayet Et
    Mesela kanada avustralya gibi diyor, oralarda başbakan var ama devlet başkanı cumhurbaşkanı falan yok ingiltere kraliçe'sine bağlı genel vali var bildiğiniz mandacıların sömürgesi, eğer bizimle ne alakası var falan derseniz ben de derim ki kasetlerin efendisi kuklacı kim derim !..
    Cevapla Toplam 5 beğeni
  • Demir Ersoy 3 yıl önce Şikayet Et
    Dünyanın her yerinde muhalefet kendi ülke çıkarlarını ön plana çıkarır iktidar dış güçler le daha çok bağlantılı olur biz de tam tersine muhalefet hep dış güçlerle iş birliği yapıyor
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • KALENDER ABİ 3 yıl önce Şikayet Et
    Bay kamal.ve avalesi okuyun.Bu güzel yazıları
    Cevapla Toplam 5 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat