Bozlaklar Neşet Ertaş için bozlasın

  • GİRİŞ27.09.2012 11:35
  • GÜNCELLEME27.09.2012 11:35

Neşet Ertaş'ı bilmez değildim; ama onu ilk defa Bayram Bilge Tokel'in "olay yaratan" bir televizyon programında iki saat boyunca adeta nefes almadan dinlemiş ve memleketin musikiyle de az çok ilgilenen bir okuryazarı olarak o güne kadar bu büyük sanatkârın farkına varamamış olduğum için kendi kendime kızmıştım.

Neşet Ertaş sanki başka bir dünyadan sesleniyor ve bu seste sanki bu toprakların bin yıllık acıları, hasretleri, şikâyetleri dile geliyordu. Bozlaklar hakikaten onun sesinde "gökkubbeye salınan bir çığlık"tı. Artık her bozlağı onun arkasından söylenmiş bir ağıt gibi dinleyeceğiz.

Neşet Ertaş'ın kim olduğu hakkında iki gündür çok şey yazıldı ve konuşuldu. Ben, izin verirseniz, onun ismi zikredilince hemen aklımıza gelen bozlaklardan söz etmek istiyorum. Asırlardır bu topraklarda bozlak söylenir, fakat bu çığlığa Neşet Ertaş sayesinde kulak vermeye başladık. Kim bilir halk arasında ne büyük bozlak sanatkârları yaşadı ve adlarını duyuramadan, seslerini kayda geçiremeden göçüp gittiler. Bozlak deyince bugün aklımıza kaç isim geliyor? Muharem Ertaş, Hacı Taşan, Çekiç Ali ve daha birkaç isim... Onları da Neşet Ertaş'ın bende hep tarihin derinliklerinden kopup zamanlara aşarak bugüne ulaştığı duygusunu uyandıran benzersiz sesi "gönül teli"mizi titretmeye başladıktan sonra fark etmedik mi?

Nedir bozlak? Anladığım kadarıyla bugüne kadar bozlak hakkında yazıp çizenler, sadece bu çığlığın bir çeşit uzun hava olduğu konusunda birleşebilmişler. Neşet Ertaş'ı kamuoyuna tanıtan ve onun hakkında ilk kitabı yazan Bayram Bilge Tokel olmasaydı, belki de hâlâ bozlağın ne olduğu konusunda tartışıp duracaktık.

Bozlak, Türkçe bir kelime. Divanü Lügati't-Türk ve Dede Korkud Kitabı'nda ağlamak, feryad etmek anlamında kullanılan "boz(u)lamak" fiilinden türemiş. Muhtelif Türk lehçelerindeki anlamları gözden geçirilince, bozulamak fiilinin aslında yavrusunu kaybeden dişi devenin feryadını ifade ettiği anlaşılıyor. Bayram Bilge Tokel'e göre, bozlak gibi uzun hava çeşitleri olan barak ve maya da etimolojik analizleri yapıldığında Türkmenlerin konargöçerlik üzerine kurulu hayatlarında hayatî önem taşıyan hayvanların isimlerine ulaşılmaktadır.

Peki, aslında bir uzun hava formu olan ve genellikle Orta Anadolu Türkmenleri arasında yaygın olan bozlak formunu diğer uzun havalardan farklı kılan nedir? Her uzun havanın bozlak olmadığını, bozlakların "serbest nitelikli ezgiler olmanın ötesinde ve üstünde nitelikler taşıması" gerektiğini söyleyen Bayram Bilge Tokel'in verdiği bilgiler kısaca şöyle özetlenebilir:

En az bir oktavlık geniş bir ses aralığına sahip bozlaklar, türüne, yöresine ve tavrına göre başlangıç, karar ve asma karar perdeleri az çok bilinen müzikal formlardır. Muhtelif makamlarda tertip edilmiş sağlam ve karakteristik müzik cümleleriyle örülür. Genellikle tiz seslerden başlayarak inici bir özellik gösteren ve kendine has üslûp ve tavırlarda çalınıp okunması gereken bozlaklar, gücünü büyük ölçüde, yaşanmış tarihî ve sosyal olayları anlatıyor olmalarından alır. Yani hiçbir bozlak lâf olsun diye, durup dururken söylenmemiştir. Bu bakımdan bozlak okuyanların da okudukları eserin niçin söylendiğini bilmeleri ve ruhuyla bütünleşmeleri gerekir. "Bir türkünün niçin söylendiğini bilmeden nasıl söyleneceğini bilmek de mümkün değildir."

Yazının devamı için tıklayın >>>>

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat