Gazze’de yaşanan soykırım, Batı halklarını bile sokaklara dökmeye yetti de Müslüman yönetimleri bir araya getirmeye yetemedi!

Müslüman coğrafyada halklar Batı işbirlikçisi yönetimler tarafından esir alınmış durumda. Halklar on yıllardır bir çıkış yolu arasa da yine şimdiye kadar sonuç alınamadı.

Bu bağlamda “ümmet” ve “vahdet” gibi kavramlar gündeme getirildiğinde bu satılmış yönetimler üç maymunu oynamakta.

Son dönemde Türkiye, tüm coğrafyaya çok önemli tekliflerde bulundu. 2024 yılında İslam coğrafyasına birlik çağrısı yapan Türkiye, öncelikle kavramları yerli yerine koydu, tanımları güncelledi. İsrail’e “hırsız” ve “haydut” tanımını getiren ülke siyasetimiz şimdiye kadar İsrail’in inşa ettiği imajı yerle bir etti.

Türkiye’nin teklifi aslında bir realiteyi ortaya koyuyordu.

Merhum Başbakan Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın tarihe geçen sözünü hatırlayalım: “İsrail güçten anlar.”

Çözüm, diyalog vs. İsrail’in bağnaz zihniyeti için çok yetersiz kalan yöntemlerdir.

Madem İsrail, güçten anlar. İşte o zaman birleşmeli ve bir barış gücü oluşturmalıydık.

Türkiye’nin teklifi, güçleri birleştirelim ve gerektiğinde ortak büyük gücü sahaya sürelim anlamı taşıyordu.

İkinci bir realite olarak; İsrail bölgedeki ülkeleri bir bir yok etmeyi kafasına koymuş durumda. Tek tek hedef olmayı beklemektense, hep birlikte güç oluşturmak çok gerçekçi idi. Ama bu cesareti ve iradeyi gösterecek bir çoğunluk maalesef görünmüyor.

Batı tarafına baktığımızda, ABD’li siyasilerin İncil’den atıflar yaparak nutuk çekmeyi alışkanlık haline getirmesi, yeni değil.

Haçlı ruhundan bahseden ABD’li başkanları hep birlikte izledik.

ABD, İsrail ve çoğu AB ülkesi senkronize biçimde hareket ederken Türkiye’nin yapacağı en akıllı taktik ne olabilir?

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ekibi uzun zamandır bu konuya kafa yoruyorlar. Madem tam vahdet olmuyor, olamıyor. O halde biz de ikili, üçlü ortaklıklar kurabiliriz.

Bu bağlamda Türkiye uzun zamandır atakta.

Türkiye, nükleer silah gücüne sahip olan Pakistan ile askeri iş birliği anlaşmasını imzaladı. Bu bağlamda fiili olarak da gerektiğinde pozisyonunu aldı. Hindistan geçtiğimiz haftalarda Pakistan’ı vurmasıyla Türkiye de elinden geleni hemen devreye soktu. Sonuç; İsrail yanlısı Hindistan büyük zarar gördü, Pakistan ve Türkiye’nin ise askeri imajı güçlendi.

Türkiye askeri ve istihbari anlaşma bağlamında Pakistan, Nijer, Endonezya, Katar, Kosova, Kuzey Makedonya, Romanya, Sierra Leone, Slovakya ve diğer bazı ülkelerle iş birliği içinde.

Son haftalarda İsrail’in İran’a saldırısıyla, saldırganlığın boyutu daha da netleşti.

Hazırlıklı olmak elzemdir.

Başkan ve ekibi iş başında.

Kimse tedirgin olmasın.

Gelecek bizimdir inşallah.

Betül Soysal Bozdoğan / Diriliş Postası