Adı konmamış bir seferberlik halindeyiz!
- GİRİŞ06.09.2025 10:00
- GÜNCELLEME06.09.2025 10:00
Farkında değiliz belki ama devlet olarak seferberlik halindeyiz!
Karada, havada ve denizde gücümüzü tahkim etmek için son hız hazırlıklar sürüyor.
Hem de bu süreç halkı tedirgin etmeden, korku salmadan ve oldukça dengeli bir şekilde yürütülüyor.
Bahse konu olan seferberlik hali, yeni değil.
Cumhurbaşkanı Erdoğan tam 19 senedir hazırlık yapıyor, ülkeyi olası kötü senaryolara karşı güçlendiriyor.
Recep Tayyip Erdoğan’ın bu hazırlığı, müthiş bir öngörü niteliği taşıyor. İki binli yılların başında dünyada böyle bir konjonktür yoktu. Savaş ve çatışmalar bu denli yaygın ve olası değildi.
2020’lere gelindiğinde ise Avrupa, Ortadoğu ve Asya deyim yerindeyse diken üstünde!
Ukrayna-Rusya Savaşı, İsrail ve İran arasındaki 12 Gün Savaşı ve ABD’nin müdahil olması, Pakistan ve Hindistan karşılaşması, Suriye’deki iç savaş süreçleri, İsrail’in son yirmi ayda Filistin ve çevre ülkelere hukuksuz askeri güç kullanması, Yunanistan’ın Türkiye’yi tehdit olarak görmesi ve askeri hazırlığı, ABD askeri varlığının çevremizde yoğunlaşması…
Tüm bunlar düşünüldüğünde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın feraseti ülkemiz için şans olmuştur.
Askeri alanda verilen mücadele ve seferberlik durumu, savunma sanayiindeki yerlileşme serüveni, 19 yıl önce başlatılmamış olsaydı bugün ülke olarak açık hedef konumundaydık.
Bu yolculuk sayesinde Türkiye’yi hedefe koyanlar, cümle kurmadan önce askeri kapasitemizin caydırıcılığını bir kere daha düşünmek zorunda kalıyor, ondan sonra söyleyeceğini söylüyor.
NEREDEN NEREYE!
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yolculuğu şöyle açıklıyor: “Türkiye son 19 yılda savunma sanayinde devrim gerçekleştirmiştir. Başarısını sahada bilfiil ispat eden SİHA’ların tasarımı, üretimi ve satışında dünyanın ilk 3-4 ülkesi arasındayız. 2002 yılında ülkemizde sadece 62 savunma sanayii projesi yürütülüyorken günümüzde bu sayı 750’yi geride bırakmıştır. Bu projelerin bütçeleri de 5,5 milyar dolar düzeyinden 75 milyar doların üzerine çıkmıştır. Sektörde faaliyet gösteren firma sayımız da 56’dan 1500’e ulaşmıştır.”
İşte bu kapasite sayesinde bugün Türk askeri gücünün caydırıcılığı göz kamaştırıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, savunmadaki felsefemizi şu cümleyle özetliyor; “Hazır ol cenk ü cidale istersen sulh u salah.”
Yani; “Eğer barış istiyorsan daima savaşa hazır olmalısın.”
Eğer ülkeni kem gözlerden, katillerden, hainlerden, soykırımcılardan korumak istiyorsan en az işgalciler, sömürgeciler ve emperyalistler kadar güçlü olmak zorundasın. “Süper güç” kadar olamıyorsan bile Büyük Şeytan’a mukavemet edecek gücü ortaya koyacaksın ki buna tevessül etmesin.
Büyük Şeytan’ın bölgedeki terör örgütü olan İsrail, süreci çok iyi kokluyor. Türkiye’nin ortaya koyduğu bu askeri potansiyel olmasaydı bugünlerde Filistin de, Suriye de, Türkiye de hedef konumundaydı.
Büyük Katil’in ilerlemesini durduran tek şey; Türkiye’nin askeri açıdan güçlenmesidir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Asla insanların başına bomba yağdıranlardan olmadık, olmayacağız" dedi. Evet, zulmetmeyeceğiz ama zalime de izin vermeyeceğiz. Zalimin ülkemize göz dikmesine alan açmayacağız.
ÇOK KATMANLI HAVA SAVUNMA
İran, İsrail ve ABD’nin açık hedefi oldu. Hava savunmasının önemi bir kere daha anlaşıldı.
Türkiye, nükleer santralden boğazlara, sanayii çalışmalarından havalimanlarına kadar milli varlıklarını tehditlere karşı korumak istiyorsa, hava savunma sistemini kurmak zorundaydı.
Tarihin en kritik ve tehlikeli zamanları olan 2020’lerde büyük yatırımlar sonuç verdi ve Türkiye artık daha güvenli!
Gurur kaynağımız olan Çelik Kubbe ile artık gökyüzümüz de koruma altında!
Geçtiğimiz günlerde devreye giren Çelik Kubbe bileşenleriyle birlikte yeni sürprizler de açıklandı.
ASELSAN’ın 14 yeni tesisinin açılışı gerçekleştirildi. Oğulbey Teknoloji Üssü’nün temeli atıldı ve yaklaşık 460 milyon dolar değerinde, 47 araçtan oluşan sistem paketi Türk Silahlı Kuvvetleri’ne teslim edildi.
Bir vatandaş olarak; yerli ve milli imkanlarla gerçekleştirilen bu devrim için siyasi iradeyi ortaya koyduğu için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, ekibine ve emeği geçen tüm teknik kişilere şükranlarımı sunuyorum.
Çelik Kubbe öyle başarılı bir proje oldu ki dünya medyasında makaleler, gelişmeyi analiz ediyor. Ve “Çelik Kubbe, Demir Kubbe'den daha iyi” yorumları öne çıkıyor. Yani hava savunmasında Türkiye, İsrail’in önüne geçmiş durumda. Karada zaten daha iyi konumdaydık, şimdi havada da kendimizi gösteriyoruz.
ABD'nin önde gelen savunma dergilerinden The National Interest, Çelik Kubbe'nin yapay zeka desteğine vurgu yaparak dünyanın bu sistemin ardından otonom savunmaya doğru önemli bir dönüşüme girebileceğini belirtti. Türkiye'yi dünyada kendi başına yükselen bir güç olarak tanımlayan The National Interest, Çelik Kubbe'nin İsrail'in Demir Kubbesi'nin aksine Türkiye topraklarına tam ve kapsamlı koruma sağlayacağını yazdı. Demir Kubbe'nin kısa menzilli roket önlemeye odaklı olduğunu ifade eden dergi, Çelik Kubbe'nin ise katmanlı ve uzun menzilli olduğunun altını çizerek "Bu yönüyle, Trump yönetimi tarafından önerilen Altın Kubbe'ye daha çok benzemektedir." dedi.
ABD'li dergi, Türkiye'nin Çelik Kubbe'yle limanlar, enerji tesisleri ve Akkuyu nükleer santrali de dahil olmak üzere kritik altyapıları korumayı hedeflediğini söyledi.
Dünya Türkiye’nin yükselen bir değer olduğunun farkında.
Umarım içerideki at gözlüğü takanlar da tüm bu gelişmelerin farkına varır.
Betül Soysal Bozdoğan / Diriliş Postası
Yorumlar1