Çok ilginç zamanlardan geçiyoruz.

Çok uyanık ve agah olmak zorundayız.

Kirle sabun, akla kara birbirine karıştı.

İsrail Türkiye’ye direkt olarak savaş açmaya cesaret edemiyor. Ve fakat etki ajanları üzerinden Erdoğan’a itibar suikastı çekiyor. Halkımızın algılarıyla oynuyor. Erdoğan’ı halkın gözünde Filistin meselesine duyarsız gibi göstermeye çalışıyor. Nispeten de başarılı oluyor.

Bakınız bu süreci halkın içinde olan biri olarak yazıyorum. İnsanlarla konuşuyorum ve tehlikeyi görüyorum.

NE OLUYOR?

Yaşananları daha detaylı kaleme almak isterim.

Kuduz köpek misali Tunus’tan Katar’a, Yemen’den Suriye’ye saldıran haydut terörist yapı İsrail, Türkiye’ye de saldırmak ister mi? Net olarak evet. Ve fakat bu emelini savunma sanayiinde geldiğimiz ‘zirve seviye’ nedeniyle gerçekleştiremiyor.

Türkiye artık eski Türkiye değil!

Türkiye hava hattını, yerli sistemleriyle koruyor. Havada savunma ve saldırı bağlamında çok ciddi mesafe kat ettik. Karada askeri gücümüz zaten tartışılmaz bir numara. Donanmamız ise düşmanı korkutacak seviyede gelişme kaydetti.

Sadece TSK değil, istihbarat ağımız da İsrail ajanlarını bir bir avlıyor. Bu açıdan istihbari operasyon yapma kabiliyetleri de çok daraldı.

İsrail işte bu gelişmeleri tıpkı Yunanistan gibi çok yakından izliyor.

Geçtiğimiz bir hafta içinde İsrail medyası bu konuyu geniş çapta ele aldı, değerlendirdi. Ve çoğu Siyonist akademisyen ve yazarlar, İsrail’in olası Türkiye’ye saldırısının kendileri açısından endişe verici olabileceğini ifade ettiler.

İşte caydırıcı olmak böyle bir şeydir.

İSRAİL, FİLİSTİN DAVASININ CAN KARDEŞİ TÜRKİYE’YE KARŞI ALGI OPERASYONU ÇEKİYOR

MOSSAD’ın başı Türkiye’de çokça ezildi. Türk istihbaratı ajanların faaliyetlerine müdahale ediyor ve etkisizleştiriyor.

İsrail, Türkiye’de hiçbir zaman sevilen bir ülke olmadı ama Gazze soykırımı nedeniyle son dönemde en fazla nefret edilen ülke konumuna geldi.

İsrail sempatizanı siyasetçiler, gazeteciler, akademisyenler ve diplomatlar medyada İsrail’i savunamaz hale geldiler, sesleri kesildi.

Bu defa farklı bir oyun oynamaya başladılar. Sadece sempatizan değil aynı zamanda gönüllü veya İsrail’den maaşlı kişiler, medyada yalan söylem geliştirerek Türkiye’yi Gazze üzerinden bölmeye çalışmaktalar. Ülkenin liderine olan güveni, tezvirat yayarak sarsmaya uğraşmaktalar. Gerçekleri örtüp dedikoduları öne çıkararak büyük mücadeleyi etkisizleştirmeyi hedeflemekteler.

Çünkü İsrail, Türkiye’yi yenmek istiyorsa önce Erdoğan’ı zayıflatması gerekir.

Lider zaafı olan bir ülke, güçlü olamaz ve müdahaleye açık hale gelir.

Ömrünü Filistin davasına vermiş, bunun için bedel ödemiş, iktidardan düşmesi için iki darbe girişimi ve sayısız ekonomik operasyona maruz kalmış Erdoğan, şu sıralar büyük bir algı oyununa maruz kalıyor.

Türk medyasında İsrail’i övmeye yeltenemeyen Siyonistseverler, sağdan yaklaşarak Filistin dostuymuş gibi görünerek ‘Erdoğan Gazze’yi yalnız bırakıyor” diyor ve suyu bulandırmaya çalışıyorlar.

Gazze’ye en fazla yardım yapan ülke Türkiye’dir!

Müslüman ülkeleri askeri birlik kurmak için ikna etmeye çalışan ülke Türkiye’dir!

Gazze’nin siyasi liderlerine hamilik yapan ülke Türkiye’dir!

Uluslararası arenada Filistinlilerin sesi olan ülke Türkiye’dir!

Yarın siyonizmin kökünü kurutacak ülke de Türkiye’dir!

FİLİSTİN MESELESİNDE ‘MÜCADELEYE VERİLEN DESTEK’ İYİ ANLATILMALI

Erdoğan’a karşı bir antipati uyandırılmaya çalışılıyor.

Halkın içine girdiğimizde, AK Parti’ye oy verenler arasında “Erdoğan iyi şeyler yaptı ama Gazze’yi yalnız bıraktı” sözlerini duyuyorum.

Dezenformasyon, kısmen etkili olmuş görünüyor.

Gazze’ye verilen desteği en etkili yöntemlerle, net argümanlarla, görsel çalışmalarla halka ulaştırmak ve bilgilendirmek elzem görünüyor.

Siyonizm bazen sarıkla, cübbeyle gelir bazen Avrupalı kılıkla… Bu ikisinin de amacı aynıdır.

Perdeleri kaldırmak, hakikati ortaya çıkarmak ise çok fazla önem arz ediyor.

Betül Soysal Bozdoğan / Diriliş Postası