Hem asker, hem doktor, hem de başörtülü!
- GİRİŞ21.07.2009 09:41
- GÜNCELLEME21.07.2009 09:41
Bu kadını tanıdınız mı?
Yaz sıcağında yüreğimizi serinleten bir haber aldık.Peki bu haber karşı mahallenin yüreğine de su serper mi dersiniz?
Hiç sanmam!
Hele İzmir'de taktığı başörtüsü konusunda tatlı tatlı Ayşe Arman'ı iğneleyen teyzemiz bu haberi okuyunca eminim küplere biner. Başörtülüleri ninjalara benzetip kahkaha atanların kahkahaları yarım kalır. Hatta Ahmet Arsan bile cami duvarından kalkıp tesbihini fırlatıp birdenbire çantasından çıkardığı beyaz bir şortu alalece giyip kendini Bordum'un serin sularına atar. Giderken de herkese dil çıkarır. Köşeler ve kafalar bir kez daha birbirine karışır. Bu durumu düzeltmek yine mahallenin 'Çakma Ahmet Arsan'larına kalır. Mesela korkudan gözlüğü yerinden fırlayan M.M. telaşla M.T.'yi yeniden telefonun öbür ucuna çağırır. Ortamı sakinleştirmek için yeni bir yalan uydururlar bu yalanı da yine ellerine yüzlerine bulaştırırlar. Belki Ahmet Arsan bu sefer de Bursa'lı olur. Akamedisyenlikten sıkılıp bir kitapçı dükkanı açar. Şiire merak sarar. Aynı zamanda iyi bir minyatür sanatçısı edasıyla mahallede açılan sergileri dolaşır.
Bu tuhaf hikayeden fena sıkılan ünlü 'pop sosyolog' birden sahneye çıkar, mahallesini en rahatsız eden kesimin bu okumuş yazmış başörtülüler olduğunu itiraf eder. Sakin olmaya çalışır ama eli ayağı birbirine dolaşır.
Ya Ruhat Mengi ya Ece Temelkuran ya Fazıl Say, ya Mine Kırıkkanat ya Bedri Baykam? Onlar kesin bir araya gelip koro kurar.Seksenli yıllara damgasını vurmuş Kaynanalar dizisindeki Tijen'in kocasına kızdığında çıkardığı o korkunç 'Niiiiiiiiiiiii!' sesiyle bir türkü tuttururlar.
Derken bütün bu ses, öfke ve kafa karmaşası içinde ben görünürüm uzaktan. Gökten inen bir melek edasıyla bilgisayarımın başına geçip yüzümde hınzır bir gülümsemeyle o güzel müjdeyi veririm tüm mahalleliye:
Duyduk duymadık demeyin Gülsen Ataseven'e STK alanında yaptığı hizmetlerden dolayı TBMM Üstün Hizmet ödülü verildiiiii!
Bu millet adına bu güzel başörtülü kadına meclisten teşekkür edildi. Ben bunu yazmayayım da kim yazsın?
Oysa bilirim Gülsen Teyze ödülle gündeme gelmekten hoşlanmaz. Yaptığı hizmetler kalsın adı anılsın istemez.Bu yüzden 'rahatsızım' bahanesiyle ödülünü bile almaya gitmez. Ama bir çoğumuzun yakından tanıdığı Gülsen Teyze bizim için çok önemlidir herşeyden önce o mahallemizde 'ilk'lerin kadınıdır. Aldığı ödülü bahane edip bunlardan bir bukle okuyucuya sunsak ne güzel olur.
-Mesela başörtüsüyle tıp fakültesinde okuyan ilk kız öğrencidir. Aynı zamanda tıp fakültesini birincilikle bitiren başarılı bir genç kızdır.Bu yüzden başörtüsünü üniversiteye sokan kadın olarak karşı mahallenin hışmına uğrar.
-Askeri tıbbiyede okurken kaldığı yurtta mescit açtıran ve 10-15 kız öğrencinin daha kendi gibi namaz kılmasına vesile olan örnek bir müminedir.
-Okuyan yazan üniversite mezunu başörtülü kesime kol kanat geren onları meslek grupları içinde örgütlenmeye teşvik eden ve başta Hanımlar İlim Kültür Derneği olmak üzere bir çok derneğin kurulmasına vesile olan güzel insandır.
-Bu camianın önde gelen bütün önemli isimlerinin yakından tanıdığı, dostu, arkadaşı, ablasıdır ama o bu isimlerle anılmayı sevmez.(Bu yüzden ben de yazmıyorum)
-Çoğu başörtülü hanımlar tarafından kurulmuş 40'a yakın derneği Gökkuşağı Kadın Platformu adı altında toplayarak bu dernekler arasında koordinasyon kurulmasına vesile olmuş süper insandır.
Ne anlatsam onu gördüğünüzde ya da sohbet ettiğinizde içinize doğacak o güzel hisleri burada uyandıramam. En iyisi bu konuda şimdilik bu kadar deyip Gülsen Teyzeyi aldığı ödülden dolayı tebrik edip, susayım!
AYŞE ARMAN NAMAZA MI BAŞLADI?
Ahmet Arsan'ı atlatıp arka kapıdan başını örtüp bizim mahalleyi sızan Ayşe Arman'ın İsmailağa cemaatinde gezerken gören bir arkadaşım telefon açtı. Geçen haftaki yazımı okumuş.Sağolsun 'biraz dilimi ağır bulsa'da begenmiş. Tebriğin ardından Ayşe Arman'ı İsmailağa'da giyim mağazalarını gezerken namaz kolluğu aldığını gözleriyle gördüğünü söyledi.Bir de mini eteğiyle salına salına yürürken tüm cemaatin şaşkın şaşkın Arman'a baktığını...Ayşe Arman meselesinden fena sıkılmış biri olarak bu meseleyi artık bitireyim istedim ama yine de kendimi tutumadım küçük bir araştırma yaptım.
İşte Ayşe Arman'ın Fatih'te geçirdiği o kısa günün ayrıntıları:
KUAFÖRE BAŞÖRTÜLÜ GİRMİŞ MİNİ ETEKLE ÇIKMIŞ:
Başörtülü olarak asistanım dediği arkadaşıyla kuaförden içeri bir müşteri gibi 'sızan' Ayşe Arman'ı orada gören bir müşteri 'örtüleri çirkin ama kendileri güzel' iki kadın olarak tarif etti. Oturup bir süre sohbet etmişler. Arman değişik örtü modelleri denemiş. Örtünme, güzellik, erkekler falan derken asıl maksatlarının İsmailağa cemaatinin yaşadığı Çarşamba semtini gezmek olduğunu itiraf etmişler. Ama bu semte nasıl gidiyor bilmiyorlarmış.Kuaförden biri başörtülü diğeri başı açak iki kişinin kılavuzluğunda İsmailağa cemaatinin yaşadığı semte gitmek için anlaşınca hemen yanlarında getirdikleri mini etekleri üzerlerine geçirmiş kaşla göz arası açılıp saçılmışlar. Müşterilerin ''Ay bu kıyafetle mi İsmailağa cemaatine gideceksiniz" çığlıklarına gülümseyip başlarını sallamışlar.
BİR YAŞLI DEDE YANACAKSIN DEYİNCE NAMAZ KOLLUĞU ALMIŞ:
Önce mahallenin nabzını tutmak için Malta çarşısına girmişler. Ayşe Arman mini eteğiyle alışveriş yaparken insanlar şaşkın bakışlarla onu izlemiş. Burada tepki görmeyen gazeteci arkadaşlarımız hemen yanındaki üç kişiyle Çarşamba'ya inmiş. Sokakta biraz gezmişler. Herkes onlara bakıyormuş. Arkadaşım ' Gözler mini etekteydi. Başı açık yanındaki rehber rahattı çünkü herkesin gözü saçlara değil mini eteğe odaklanmıştı' diyor. Yine arkadaşımın anlattığını göre laf atan ıslık çalan kimse olmamış ama yaşlı bir dede Ayşe Arman'a 'yanacaksın' diyerek İslamiyeti en 'ateşli' yerinden tebliğ etmeye kalkmış. Tabi Ayşe Arman 'yanacaksınız' lafını duyunca doğal olarak Dubai'deki sıcakları hatırlamış.Kollarını güneşten korumak için hemen oradaki giysi satılan mağazalardan birine dalmış. İki adet namaz kolluğu almış.. Artık güneşten korunmak için mi namaz kılarken takmak için mi bu kollukları aldı kimse bilmiyor.
İZMİR'DE EŞİ BAŞÖRTÜLÜ DİYE İŞTEN ATILAN KAPICIYLA BULUŞ DEMİŞLER AMA NAFİLE!
Başörtülüleri anlamak için bu kadar hevesli sıcak bir gazeteciyi karşılarında gören bizim mahalle ahalisi iki mahallede de yaşanan trajik öyküleri en samimi halleriyle anlatmışlar. Biri İsmailağa'da tokat yiyen başı açık bir arkadaşından söz etmiş. Başı açık bir başka müşteri de İzmir'e gideceğini söyleyen Ayşe Arman'a basına da yansıyan başörtüsü mağduru bir ailenin başına gelenleri anlatmış. "Eşi başörtülü diye apartman yöneticisinin işten attığı kapıcıyı ve eşini ziyaret et" diye sıkı sıkı tembihlemiş.Ama bu hikaye Ayşe Arman'ın ilgisini çekmemiş olacak ki bir tek İsmailağa cemaatinde tokat yiyen kadını yazmayı tercih etmiş.Kendi mahallesinde baskıya ise fotoğraflar eşliginde kocaman bir sıfır vermiş.
AHMET ARSAN SEN DE TRAVESTİ GİBİ İSMAİLAĞA'YA GİT
Ahmet Abi bu yazıda son sözümü yine sana sakladım. Benden söylemesi. Ayşe Arman'ın yazdıklarını bizim mahallede kimse ciddiye almadı. Gözlemlerine gülüp geçtiler.Fırsatı fırsat bil Ahmet Abi. Mesela bir travesti gibi bizim mahalleye bu defa sen sız. İsmailağa'ya git sen de. Emine Şenlikoğlu'nun çevresinden olduğunu söyle. Ameliyat olduktan sonra hidayete erdiğini anlat. Hatta Şenlikoğlu'nun yakın arkadaşı olan başörtülü travesti Nazan'ın eski ev arkadaşı olduğunu onun taşınırken evde bıraktığı hidayet romanlarını okuyup bu yola girdiğini belirt.Sen sen ol, İsmailağa'yı karıştırmak için arada bir yolu bu semte düşen Sisi'yi sorarlarsa tanımadığını söyle. Sana inanmazlarsa telaş etme sakin adımlarla mahalleden uzaklaş. Ayşe Arman'ın gittiği kuaför dükkanına sığın. Erkek sineğin bile giremediği bu kuaförün müşterileri arasında travestilerin olduğunu yerinde tespit et. Ayşe Arman'a fark at. Bak bakalım seni o zaman karşı mahallede kim tutar! Eğer bunu yaparsan sana söz Fadime Şahin'in yetiştirildiği tekkenin adını ve adresini de vereceğim. Onun üzerinde kimlerin emeği olduğunu tek tek isimleriyle anlatacağım. Neler öğreneceksin neler! Ama önce dediğimi yap!
Melek Kanatlı - Haber 7
melekkanatli@gmail.com
Yorumlar10