Nurişler OdaTV'yi alsaydı?
- GİRİŞ16.09.2011 06:54
- GÜNCELLEME16.09.2011 06:54
OdaTV iddianamesi olarak bilinen hukuki metin tartışılıyor. Savcılar iddia edilen Ergenekon Terör Örgütü'nün medya yapılanmasının bir bölümünü ortaya çıkardığını düşünüyor, mahkemeler de bu iddiayı kuvvetli bulduğu için tutuklamalar yapıldı, kovuşturma aşamasına geçildi.
İddianameyi eleştiren veya alaya alan gazetecilerin önemli kısmı mesleki dayanışma saikiyle hareket ediyor. Herkes darbenin askerlerin tek başına yaptığı bir eylem olmadığını, sivillerin yardım ve yataklığını sağlamadan hayata geçemeyeceğini kabul ediyor. Ama iş konunun somutlaşmasına gelince, askerlerden daha savunmacı mesleki dayanışma refleksleri gösteriyoruz.
Darbecilerin kamuoyunu ikna etmeden harekete geçmediği muhkem kaziye halinde biliniyor. 12 Eylülcülerin tabiriyle 'şartların olgunlaşması' gerekiyor. Kamuoyunun kıvam tutması için yapılan kara propaganda faaliyetlerini gazetecilikten ayrıştırmak zorundayız. Savcılar, OdaTV'de gazetecilik kılıfı altında yargılanan bir terör örgütünün amaçları doğrultusunda yayın yapıldığını ileri sürüyor. Ergenekon'un genel ve özel amaçlarını gerçekleştirmek üzere kalem oynatıldığını; bununla yetinilmeyip ana muhalefet partisine müdahale etmek, televizyonunu ele geçirmek için şantaj yapmak gibi gazetecilikle bağdaşmayan işlere girişildiğini söylüyor. Suçlamayı sadece sitede yayınlanan haberlerden hareketle yapmıyorlar. Öyle olsa güçlü biçimde 'niyet okuyuculuğu' ile suçlanırlardı.
Hâlbuki savcılar, baskınlarda ele geçen dokümanlarla delillendirerek bu sonuca varıyor. Bir örnek verelim:
(Köşe yazısının tamamını okumak için bu linki kullanabilirsiniz)
Bülent Korucu - Zaman
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol