Sayın Saygı Öztürk söz verdiğin gibi kalemini kırmanı bekliyoruz

  • GİRİŞ01.07.2020 11:34
  • GÜNCELLEME01.07.2020 11:47

Bilindiği gibi Sözcü Gazetesi köşe yazarı Saygı Öztürk “Trabzon böyle bir yükseliş görmedi” başlıklı yazısında Ankara Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü görevini yürüten Ali Ayvazoğlu ve AK Parti Milletvekili olan eşi Bahar Ayvazoğlu hakkında aslı astarı olmayan yalan ve iftiralar ile dolu bir yazı kaleme almıştı. Bu yazı üzerine İçişleri Bakanı Süleyman Soylu Saygı Öztürk’ü namus ve haysiyet celladı olarak suçlamıştı. Bakan Soylu Trabzon Milletvekili Bahar hanımın ‘ahlaklı ve faziletli’ bir kadın olduğunu da özellikle belirtmişti. Bu tarihten sonra Saygı Öztürk çıktığı KRT gibi kanallarda 40 yıllık gazeteci olduğunu, bu süreçte kimseye hakaret etmediğini, iftira atmadığını, kimse hakkında yalan ve asparagas haber yapmadığını, son yazısında da bir bürokratın nasıl yükseldiği başlıklı yazısını kaleme almadan önce onlarca kişi ile görüştüğünü açıklamıştı. Öztürk’e göre ‘haber değeri olan bir konuyu yazmıştı.!!! Bu da namussuzluk değildi.’ Ancak Trabzon Milletvekili Bahar Ayvazoğlu Saygı Öztürk gibi düşünmüyordu. Sosyal medyaya yaptığı açıklamalarda Sözcü Gazetesi’nde ailesi hakkında yalan ve iftira içerikli ahlaksızca masa başında hazırlandığı anlaşılan bir yazının kaleme alındığını belirtmişti. Öncelikle ailesine yapılan bu çirkin saldırıyı belgeleriyle birlikte yargıya intikal ettirildiğini ifade ederek konunun bütün yönleriyle araştırılmasını talep etmişti. Sözcü yazarının yaklaşık 10 civarındaki iddialarının tamamının yalan beyan olduğuna dair belgeler mahkemeye sunulmuştu. Trabzon Milletvekili Bahar Ayvazoğlu “16 yıllık tertemiz evliliğimi 13, 10 yaş ve 6 aylık üç evladımı görmezden gelip bu evliliği makamla ilişkilendiren ve sanki birkaç yıl önce evlenilmiş ve ‘dost hayatı’ yaşanmış gibi haysiyetsizce imada bulunan iftiracı veya iftiracıları bu dünyada hukuka; ebedi hayatta Allah’a havale ediyorum. Güvendiğim ve sığındığım yüce adaletimizin vereceği kararı kamuoyuyla paylaşacağım” diyor ve evlatlarının annesine mesnetsizce kara leke sürmeye çalışanlarla hem bu dünyada hem de mahşerde hesaplaşacağını alçakların yüzüne haykırıyordu. Saygı Öztürk’ün yazısında Bahar hanımı lekelemeye çalışarak iftira attığı bölüm aynen şöyle: ‘’Ayvazoğlu İlçe binasına sıkça gidip gelmeye başlar.

 

 

Evli olan Ayvazoğlu Bahar hanımla dostluğu ilerletti. Ayvazoğlu eşinden ayrıldı ve Bahar hanımla evlendi.’’

Bu olay sanki Türkiye’de yaşanan bir takım organize olayların devamı gibi görünüyor. İletişim Başkanı ve eşine yönelik saldırılar son zamanlarda Sözcü ve Cumhuriyet gazetelerinde, Fox TV Tele 1 kanallarında CHP’nin arkadan fonladığı toplumu geren olaylar sanki bir merkezden idare ediliyor. Mesela Saygı Öztürk’ün yazdıklarından haberi yok gibi davranması

 

 

“KRT tv’de kimseye iftira atmadım yalan haber üretmedim” derken Ayvazoğlu ailesinin, bütün bu yalanları çürütecek belgeleri yargıya sunmadan önce, doğruları gösteren belgeleri Saygı Öztürk’e de göndermesine rağmen bu şahsın, belgelere ilgi göstermediği, yalan haberlere itibar ettiğinin iddia edilmesi doğruysa Türkiye olarak yeni bir operasyon ile karşı karşıyayız demektir

Bu olayların organize olduğuna yönelik önemli delillerden biri de Kılıçdaroğlu’nun İçişleri Bakanı’na yaptığı çağrıda Bakan’ın Saygı Öztürk’ten özür dilemesi yönündeki talebi olmuştur. Kılıçdaroğlu ’’Gazete okuyan herkes Saygı Öztürk’ü bilir. Öğrendiği haberi doğrulatmak için 3-4 kanalı zorlayan araştırmacı biridir. Bir haber yaptı, İçişleri Bakanı o koltuğa yakışmayacak bir şekilde Saygı Öztürk’ü suçladı. Yaptığı her haber doğrudur. Doğru değilse çıkıp özür dileyecek bir kültüre sahip bir arkadaşımız. İçişleri Bakanı’nın, Saygı Öztürk’ten özür dilemesi lazım” çağrısında bulunmuştu. Peki Kılıçdaroğlu Saygı Öztürk’ün “Yaptığı her haber doğrudur tezine‘’ nereden ulaştı . Yargıda kısa süre içinde son yapılan haberin tamamının yalan olduğu nasılsa ortaya çıkacak. O zaman Kılıçdaroğlu da bir bayan vekili çok ağır bir şekilde suçlamış olmayacak mı? Yoksa yapılan soruşturmalarda Türkiye genelinde AK Parti ‘yi çeşitli konularda yıpratmak için bazı gazetecilere bu yönde görevler verildiğinin ortaya çıkmasından mı korkuluyor. Tıpkı Dursun Çiçek olayında yaşandığı gibi. Kılıçdaroğlu’nun partisinin ve kendisinin hiç sevmediği İçişleri Bakanı’na çağrı yaparak sırf AK Partili ve türbanlı olduğu için Saygı Öztürk tarafından namusuna dil uzatılan

Trabzon Milletvekili’nden özür dilenmesi yönünde bir talebi olmuyor, Saygı Öztürk için özür dilenmesi çağrısı yapıyor. Bu olayı soruşturacak güvenlik güçlerimiz ülke güvenliği açısından çok yönlü soruşturma yapmak zorundadırlar.

Bülent Orakoğlu / Yeni Şafak Gazetesi

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat