Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan son 1 haftada yaptığı uluslararası temaslarla diplomasi fırtınası estiriyor... En sondan başlayalım.

Dışişleri Bakanlığı Stratejik Araştırmalar Merkezinin tertip ettiği Antalya Diplomasi Forumu’na 10 devlet veya hükûmet başkanıyla 42 dışişleri bakanı katıldı. 100'den fazla ülkeden diplomatlar, düşünce kuruluşu temsilcileri, akademisyenler ve sivil toplum kuruluşları bir araya gelerek 2 gün boyunca yapılan panellerde uluslararası barış ve iş birliğini güçlendirmenin yollarını tartıştılar. Cumhurbaşkanı Erdoğan toplantının açılışında yaptığı konuşmada pandemiyle mücadelede Birleşmiş Milletlerin iyi bir imtihan veremediğini vurguladı.  Küresel salgının, uluslararası iş birliğinin ne kadar önemli olduğunu gösterdiğini ifade eden Erdoğan Türkiye’de geliştirilen Covid aşısının çok yakında kullanıma gireceğini ve tüm insanlığın kullanımına sunulacağı müjdesini verdi.
 
Cumhurbaşkanının, uluslararası iş birliğinin önemine vurgu yaptığı bir diğer konuysa terörle mücadeleydi. Bilhassa PKK terör örgütünün ve uzantılarının birçok ülkede finansman sağladıkları gerçeğini dile getiren Erdoğan, Suriye’nin istikrara kavuşması sürecinde Türkiye’nin oynayacağı pozitif role de değindi.
 
Akdeniz’in incisi Antalya’da böyle önemli bir toplantı yapılırken, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs’tan söz etmemek elbette olmazdı. Erdoğan, Türkiye’nin Kıbrıs’ta iki devletli çözüm modelini desteklediğini çok kesin cümlelerle dile getirerek bu konudaki spekülasyonlara son verdi. KKTC’nin eski Cumhurbaşkanı Akıncı’nın savunduğu ‘Birleşik Kıbrıs’ tezinin artık devrinin kapandığı da bir kez daha anlaşılmış oldu. Diğer taraftan, Doğu Akdeniz’de tüm kıyıdaş devletlerin ve tarafların dâhil olacağı bir uluslararası konferans önerisini de tekrarlayan Cumhurbaşkanı, bu bölgedeki tabii zenginliklerin, uluslararası hukuka uygun ve adil şekilde paylaşımını hedefleyen Türkiye politikasının aynen devam edeceğinin kaydetti.
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Antalya Diplomasi Forumunu açmadan bir gün önce de Güneydoğu Avrupa Ülkeleri İşbirliği Zirvesi’nin açılışını yapmıştı. Türkiye’nin liderliğinde yedi ülkeyle başlayan ve bugün 23 ülkenin dâhil olduğu etkili bir platforma dönüşen GDAÜ, Türkiye’nin ortaya koyduğu iş birliği ve zorluklar karşısında dayanışma vizyonunun Balkanlara istikrar getirilmesinde nasıl pozitif bir katkı sağladığının bariz bir göstergesi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da, Zirve’de yapığı konuşmada, GDAÜ platformuna dâhil ama AB üyesi olmayan 6 devlet arasında, mal, hizmet, kişi ve sermayenin serbest dolaşımına imkân sağlayan Ortak Pazarın tesis edildiğini, bu devletlerin vatandaşlarının birbirlerinin ülkelerine kimlikle seyahat edebilmeleri için de çalışmaların hızlandığı müjdesini verdi...
 
Antalya’ya gelmeden önce Azerbaycan’a tarihî nitelikte bir seyahat gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ile Azerbaycan arasında bugüne kadarki en kapsamlı iş birliği belgesi olan Şuşa Deklarasyonuna Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’le birlikte imza attı. Aliyev’in ifadesiyle "Türkiye ile Azerbaycan arasında bir müttefiklik ilişkisi" tesis eden bu deklarasyona göre, bundan böyle iki ülke, bir diğerinin toprak bütünlüğüne yapılmış saldırıya karşı diğerinin yardımına koşacak. Tamamen BM prensiplerine ve BM Şartı’nın 51. Maddesinde tanımını bulan müşterek meşru müdafaa kavramına uygun yapılan bu anlaşmayla iki ülke arasında zaten uygulamada var olan ‘ebedî ittifak’ da metne dökülmüş oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şuşa’da Ermenistan’a da seslenerek, Kafkasya’da barış ve iş birliğinin bir parçası olmak istediği takdirde Erivan’a da kapıların açık olduğunu dile getirdi. Ermenistan’ın Türkiye’nin ve Azerbaycan’ın toprak bütünlüğüne ve sınırlarına saygı göstermesinin, Kafkasya platformuna dâhil olabilmesinin bir ön şartı olduğu da vurgulandı. Erdoğan çok kısa süre içinde Şuşa’da bir başkonsolosluk açılacağı müjdesini de verdi...
 
Bu diplomasi fırtınasının başladığı yer olan Brüksel’deki NATO Zirvesi hakkında son bir haftadır çok şey yazılıp çizildi. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu Zirve sırasındaki temaslarına ve bilhassa ABD Başkanı Biden’la görüşmesine ilişkin sözlerini bizzat işitme fırsatı bulduk. Brüksel’de Türkiye-ABD temaslarının en önemli sonucu, taraflar arasında diyalog mekanizmalarının çeşitlendirilerek devam ettirilmesi olarak ortaya çıkıyor. Dışişleri, Savunma Bakanları ve Ulusal Güvenlik Danışmanları arasında çok sık aralıklarla yüz yüze görüşmeler yapılarak, ihtilafların daha da derinleşmesinin önüne geçilecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD’nin Obama döneminden bu yana Suriye’de PKK’ya verdiği desteğin sona erdirilmesini de Biden’dan istedi.
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan önümüzdeki haftalarda da diplomasi alanında çok önemli temaslar yapmaya devam edecek. Pandeminin son bir buçuk yıldır dünyayı kavurduğu bir dönemde Türkiye’nin uluslararası iş birliğine yaptığı katkılar elbette unutulmayacak...
 

Türkiye Gazetesi