Türk Keneşi üyeleri KKTC’yi tanımalıdır

.

  • GİRİŞ25.07.2021 09:44
  • GÜNCELLEME25.07.2021 09:44

İki yıl sonra biz Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. yılını kutlarken, Kıbrıslı Türkler de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) bağımsızlığını ilan edişinin 40. yılını kutlayacaklar. Birleşmiş Milletler’in temel prensipleri arasında yer alan “halkların kendi kaderlerini tayin hakkı / self-determinasyon”a atıf yapılarak 15 Kasım 1983’te kurulan KKTC devlet olmanın bütün vasıflarını taşımaktadır.

Uluslararası hukukta bir birimin devlet sayılabilmesi için her şeyden evvel bir ülkesi olması gerekir. KKTC’nin sınırları tanımlı bir kara ülkesi, deniz yetki alanı ve hava sahası bulunmaktadır. Devlet olmak için, ülkede yaşayan ve o devlet ile vatandaşlık ilişkisi içinde olan halkın varlığı gerekir. Kıbrıs Türk halkı KKTC devletinin vatandaşıdır. Son olarak devlet olabilmek için, ülkede ve halk üzerinde egemenlik yetkisini kullanabilmek gerekir. KKTC yönetimi ve anayasal organları söz konusu egemenlik yetkisini kullanmaktadır. Uluslararası alanda tanınma, devlet vasfı kazanabilmenin şartlarından biri değildir. Türkiye dışında hiçbir devlet tanımasa da, uluslararası hukuk kıstaslarına göre KKTC bir devlettir.
 
Devlet olmanın gerekli şartlarını yerine getirmiş olmasına rağmen KKTC’nin hâlen tanınmamasının üç temel sebebi bulunmaktadır.
Birincisi, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından 18 Kasım 1983’te alınan 541 sayılı kararla, “Kıbrıs Cumhuriyeti”nin (Güney Kıbrıs Rum Kesimi) Ada’nın tek egemen devleti olarak kabul edilmesidir. Bu kararla, KKTC’nin ayrı bir devlet olarak tanınması BM tarafından yasaklanmıştır. Türk cumhuriyetleri başta olmak üzere Türkiye hariç hiçbir devlet KKTC’yi tanımamıştır.
İkincisi, KKTC yönetimlerinin kendilerini gerçekten ayrı egemen bir devlet olarak addetmemiş oluşlarıdır. Söylemlerinde ne demiş olurlarsa olsunlar, kafalarının bir yerinde Kıbrıs’ta federasyona dayalı çözüm modeli olan daha önceki KKTC yönetimleri kendilerini gerçek bir devlet gibi görmezken, başkalarına nasıl tanıtabilirlerdi?
 
Üçüncüsü, Türkiye’nin 2021’e kadar süren kararsızlığıdır. KKTC’yi devlet olarak tanıyan tek devlet olmasına rağmen Türkiye, kısa süre öncesine kadar bunun gereğini yapmamıştır. Ankara’da “birileri” sürekli olarak, “iki devletli modeli savunursak Avrupa Birliği süreci biter” tezini savunagelmişlerdir. Sanki ortada gerçekten bir Avrupa Birliği tam üyelik süreci varmış gibi, KKTC konusunda Türkiye -aday ilan edildiği 1999’dan bu yana- hep çekingen davranmıştır.
 
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın evvela KKTC seçimleri esnasında, akabinde de Ada’ya geçen hafta gerçekleştirdiği ziyarette dile getirdiği gibi, artık federasyon defteri kapanmıştır. Federasyon modelinin bir çözüm alternatifi olmaktan çıkması, KKTC’nin uluslararası alanda “devlet” olarak tanınması için gayretlerin artırılmasının da yolunu açacaktır. Zira bu ikisi birbirlerine bağlı konulardır. Federasyonu bir çözüm modeli gördüğünüz sürece, KKTC’nin egemen bir devlet olduğunu layıkıyla savunamazsınız. “İki kesimli, iki toplumlu” ne idüğü belirsiz federasyon modeli çağ dışı kalmıştır. Bosna-Hersek’te zoraki işleyen gevşek konfederasyon modeli de Ada’da çalışmaz. Yan yana iki bağımsız devletin varlığı dışında hiçbir gerçekçi çözüm alternatifi yoktur.
 
Bu dakikadan sonra Ankara’nın yapması gereken, başta Türk dünyası olmak üzere tüm dost ülkeleri KKTC’yi tanımaya resmen davet etmektir. Bu işlem 1980’lerin ikinci yarısındaki gibi yarım ağızla değil, tam bir kararlılıkla gerçekleştirilmelidir. Türkiye, KKTC’yi tanıyan bir devlet olarak bugüne kadar BM’nin herhangi bir yaptırımına maruz kalmamıştır. Türkiye’den başka devletler de, KKTC’yi tanıdıklarında BM’nin sert bir tutum içine girmesi beklenemez. Kaldı ki, ahı gitmiş vahı kalmış, dünyadaki gerçek hiçbir güvenlik meselesine etkili bir çözüm bulamayan BM ne yapacak? KKTC’yi tanıyan devletlere ambargo mu uygulayacak?
 
Türkçe Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (Türk Keneşi) KKTC’nin tanınması için Türkiye’nin adım atacağı oluşumların başında gelmelidir. Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan’a bir çağrı yapılarak eş anlı olarak KKTC’nin bu devletlerce tanınması sağlanmalıdır. Türk Keneşi’nin önümüzdeki ilk zirvesine de KKTC tam üye olarak alınmalıdır.
KKTC’de “dananın kuyruğu koptu”. Yeni bir sayfa açıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ilkeli duruşu ve KKTC Cumhurbaşkanı Tatar’ın kararlılığı sayesinde iki devletli çözümü Rumlar da, AB de, BM de kabullenmek zorunda kalacak.

Türkiye gazetesi
 

Yorumlar2

  • Fatih 2 yıl önce Şikayet Et
    Çağrı hocama teşekkürler.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • 16brs59 2 yıl önce Şikayet Et
    İnşaALLAH
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat