Bence Ergenekoncular çok başarılı olmuşlar
- GİRİŞ10.07.2008 10:11
- GÜNCELLEME10.07.2008 10:11
Yoksa, 28 Şubat post modern darbesi sırasında, darbecilerin yanında "saf tutup", demokrasiye kıymaya kalkanlar, "andıçlarla" kendi arkadaşlarını gammazlayanlar, daha sonra, "O günlerde, 28 Şubat'a sahip çıktığımız için özür dilerim" diyenler, bugün yine "demokrasiye karşı savaş" vermiş olmazlardı.
Çevreme bakıyorum da, gerçekten, bu "kelli felli", toplumda "saygın yeri" olan, kendilerini "adamdan sayan" bir çok kişi, "demokrasiye kıymaya" kalkan, "baskıcı" paşaların yanında yer almıyorlar mı, aklım duruyor. Ergenekoncular başarılı, çünkü, ya "ikna yoluyla" ya da "korkutarak" toplum içersinde önemli mevkileri tutanları kendi yanlarına çekme başarısını göstermişler.
Olacak şey değil ama, anamuıhalefet partisi lideri, Başbakan Erdoğan'ın, "İtalya'da temiz eller operasyonu yapıldığı zaman bizde bu ne zaman yapılacak diye hayran hayran bakanlar niçin rahatsız oluyor" sözlerine, "Ergenekon'un avukatı" olarak, anında cevap veriyor: "Temiz eller operasyonunu yapmak için düğmeye basacak olanın önce kendi eli temiz olmalıdır."
Ehh!.. Deniz Baykal, malum. Ağzı iyi laf yapan, "demagojiyi" yerli yerinde ve iyi kullanan, "slogan muhalefeti" yaparak, ortalığı karıştıran bir lider. "Düğmeye basacak olanın önce kendi eli temiz olmalı" sözü, kendi yandaşlarını ve Ergenekon soruşturmasından korkan, bazı kesimlerin işine gelmiş olabilir. "Lafı da tam gediğine koydu" dedirtir ama "demokrasiye karşı çetecilerin yanında saf turma" zavallılığından asla kurtaramaz. Baykal'ın "darbeci Ergenekonun avukatı olma" özelliği yıllar boyu kendisiyle devam edecek.
Ergenekoncular başarılı, çünkü, önemli bir kesimi, "Biz olmazsak şeriat gelir" korkusuna sokmuşlar. Bu kesimler, "Şeriat gelmesin de gerekirse demokrasi eksik olsun" düşüncesine varmışlar. Kesinlikle "demokrasiye karşı bir darbe girişiminde bulunulacağına" ihtimal vermiyorlar.
Paşaların evlerinden, ofislerinden, "en kanlı darbe planları" çıkıyor, ama bizimkiler, "Baas usulü" sivil asker karışımı, otoriter bir yönetim izleyen bir darbe planına asla inanmıyorlar. İnandıkları tek şey, "darbe tehlikesi bahanesiyle, Türk Silahlı Kuvvetleri, ulusalcılar, laikler, Ak Parti'ye karşı olanlara" bir "yoketme operasyonu" yapıldığı. Ben bu arkadaşlarım adına üzülüyorum. Anlı şanlı gazeteciler, kısa bir zaman dilimi içersinde, "kendi mahcubiyetleriyle" yüz yüze kalacaklar. Belki, savcı iddianameyi açıkladığında, belki de olaylar birer birer ortaya çıktığında, mahcup olacaklar. Çünkü kendi kendilerini "kandırmak" istiyorlar.
"Böyle önemli mevkilere gelmiş olanlar suç işler mi" mantığından yola çıkıp, "ülkeyi şeriata karşı koruduğunu" söyleyenlerin yanında saf tutarken, gerçekten Ak Parti'nin, "alaşağı" edilmesini istiyorlar. İnanıyorlar buna. Daha doğrusu, "böyle önemli mevkilere gelmiş olanlar" onları buna inandırmış.
Onlar da inanmaya hazır oldukları için, o yola gitmişler. Gittikleri yol, çıkmaz yol. Gün "demokrasiye sahip çıkma" günü. Onlar, bu sınavda sınfta kalıyorlar. Üstelik "üst üste iki kez sınıfta kaldıkları" için, bunlar, "demokrasi tarihi" içersinde, "iflah olmaz demokrasi düşmanları" olarak tescil edilecekler.
Söyledikleri her söz, yazdıkları her yazı, yıllar boyunca, yakalarına yapışıp, "postal yalayıcısı" olduklarını kendilerine haykıracaklar. Bunlar "28 Şubat döneminde", aynen, bugünlerde olduğu gibi "demokrasi düşmanlığı" yaparken onlar için, "Demokrasiye ve halka ihanet edenler, bugün kendilerini kurtarsalar bile, tarihin önünde mutlaka yargılanacaklardır. Bundan kaçış yok. Yazdıkları her yazı, "'demokrasi arşivi"nde yerini almıştır. O zaman, onları gizleyecek, "etkili ve yetkili" güçleri de olmayacak.
Demokrasi düşmanlığı, "kara bir leke" olarak alınlarına yapışacak" demiştim. Bugün bunlar için ne yazabilirim ki? "Demokrasi düşmanı" olmaları tescillendi. Onlar, Brecht'in, "faşizmi iğneleyen" cümlesini kendilerine "yol gösterici" seçmişler, "Bu halk, bu demokrasiye layık değil. Bu halkı feshedelim" diyorlar ve halkın oylarıyla iktidar yaptığı bir partiyi, "alaşağı" etmek için, "darbe planları" yapanların yanında, yer alarak, ikinci ya da üçüncü kez, "demokrasiye ihanet" ediyorlar.
canaksin@bugun.com.tr
Yorumlar2