Emir Kusturica'nın ettiği tek doğru cümle!
- GİRİŞ19.10.2010 06:56
- GÜNCELLEME19.10.2010 06:56
Bu yılki Antalya Altın Portakal Film Festivali için bu şehre gelen Kusturica haliyle hedefteki adam oldu. Kanlı Bosna Savaşı için ettiği saçma sapan lafları burada tekrar yazmanın bir manası yok.
Belli ki Kusturica tamamen siyasi davranmış ve o dönem güç kimden yanaysa ondan taraf olmuştu. Beş yüz bin Müslümanın katledilmesi onu hiç incitmemiş. Vicdan denilen his onda hiç yer etmemiş. Ama durgun saatin günde iki kere doğruyu göstermesi misali, bazen Kusturica türü adamlar da doğru laflar ediyorlar.
Kendisine gösterilen tepkiyle ilgili basına açıklama yapan Kusturica orada doğru bir cümle etti ve ünlü yönetmen Semih Kaplanoğlu’nun kendisini protesto etmesiyle ilgili şöyle söyledi: “Irak'ta 4 yıl önce yaşananları hatırlayalım, Tony Blair ve Geoge Bush, Irak'ta ne yaptır? Bana tavır alan bu yönetmen, Irak'da suçları işlediği açık olan Tony Blair'e neden tavır almadı?” İşte olayın bam teli burasıdır.
Batı’nın Medeniyetler Çatışması bahanesiyle tamamen Ortadoğu’nun petrollerini kendi kontrolüne almak için başlattığı savaşlar ve Müslümanlara uyguladığı bilinçli linç hâlâ devam ediyor. Çeçenistan’da haksız yere öldürülenler Çeçen halkı, Filistin’de İsrail’in 50 yıldır uyguladığı katliam, Bosna’da insafsızca katledilen 500 bin Müslüman, Afganistan’daki durum… Bu katliamların tamamı üstü örtülü saçma kılıflarla yapıldı.
Ve bu katliamların en barbarı hâlâ Irak’ta sürüyor. 2003’de ABD’nin başlattığı savaş kağıt üzerinde bitmiş görünse de her gün orada birçok Müslüman hayatını kaybediyor. 2010 yılının Ağustos ayı verilerine göre Irak’ta öldürülen Müslüman sayısı 1.850.000. Yazıyla bir milyon sekiz yüz elli bin. 300 bin Müslüman kadının ırzına geçilmiş. 100 binden fazla çocuk ölmüş, daha doğrusu öldürülmüş. ABD askerleri cami, mescit demeden buldukları her yerde Müslüman avladılar (!) Haçlı zekası böyle düşünüyor ve uyguluyor.
Emir Kusturica’nın Semih Kaplanoğlu için sarf ettiği sözler aslında bu ülkedeki herkes için geçerli. Ülkemizde herkes her şeyi eleştiriyor. Hem de olabilecek en sert ifadelerle… Ne var ki kritik görev ve konumdaki hiç kimse ABD’nin (tabii ortağı İngiltere’yi unutmamak lazım) Irak’ta yaptığı katliam ve işlediği cinayetlerle ilgili tek bir söz etmiyor.
Aynı şekilde Nobel ödüllü ve gerçek bir edebiyatçı olan Orhan Pamuk da kendi ülkesini eleştirmekten hiç geri kalmıyor. Elbette kendi fikridir ve saygı duyarım. Ama niçin ABD’ye Irak’ta yaptıklarıyla ilgili tek laf etmez, anlamam. Aslında cevabını biliyorum. Herkes de biliyor.
Bazı gazetelerimizin de ABD’yi eleştirmekten tırstıklarını her gün görüyoruz. O gazetelerimizin de dertleri başka. İçleri yanıyor, ama dünya yıkılsa ABD’yi eleştiremeyeceklerini biliyorlar. Bu üzüntü içlerine dert oldu, ama reel-politik böyle. Peki o zaman “haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır” sözünü nereye koyacağız.
Güçlü olan her şeye müktedir oluyor demek. Siz yanı başınızdaki haksızlığa ses çıkartmazsanız ya da nabza göre şerbet verirseniz, yarın aynı şey kendi vatandaşınızın başına geldiğinde ne yapacaksınız? Emir Kusturica kendi vicdansızlığınd boğulup gidebilir. Peki ya biz?
Cem Küçük - Haber 7
cemkucuk@gmail.com
Yorumlar3