Bugünlerde bazı özel işlerim için Ankara’dayım. Gelmişken bazı dostlarımızı, ağabeylerimizi de gördük, hasret giderdik. Çok sevdiğim, insanlığı kendine şiar edinmiş ve namuslu bir aydın olan Hakan Albayrak’la da görüştüm.

Çeşitli konulardan konuştuktan sonra konu Nihat Genç’e geldi. Nihat ağabeyin son dönemdeki fikir dönüşümü ve Ergenekoncularla yakınlaşmasına binaen Hakan abiye bu konuyu sordum. “Nihat abi niçin böyle oldu” diye aramızda konuşurken Hakan Albayrak yerinde bir laf etti ve taşı gediğine koydu: “Nihat Genç’in mahalleye dönmesini bekliyoruz.”

Nihat Genç’in son dönem siyasi ve ruhani tavrını bundan daha iyi özetleyen bir cümle olamazdı. Nihat Genç Allah’ın nadir kullarına nasip ettiği büyük bir entelektüel donanıma sahip, gerçek bir aydındır. Namusludur. Haram lokmaya el uzatmayacağını, boğazından geçirmeyeceğine eminim. Zaten öyle olsa çoktan zengin olmuştu.

Hakkının yendiği de bir gerçektir. Değeri maalesef özellikle medya tarafından hiç anlaşılamamıştır. Ne laik ne de muhafazakâr camia kıymetini bilmemiştir. Belki de bu yüzden biraz sinirli oldu Nihat abi bir türlü anlam veremediğimiz davranışların içine girdi.

Adına Ergenekon denilen ve AK Parti hükümetini yıkmak, ülkeyi kaosa sürüklemek için türlü senaryolar üreten çetenin varlığı artık herkesin malumu. Balyoz iddiaları yenilir yutulur cinsten değil. Bunları polis ya da başka birilerinin ürettiğini iddia etmek akıl dışı bir iş. En son Soner Yalçın ve arkadaşlarının tutuklanmasına kadar giden olayın seyir defteri hayli kabarık.

İşte meselenin bam teli de tam burası. Medya dünyasında olan herkes Soner Yalçın ve arkadaşlarının kim olduğunu iyi bilir. Bu grubun hoşlanmadıkları herkese çamur attığını, insanların onurlarıyla oynadığını sağır sultan bile duydu. Nihat Genç’in duymaması mümkün mü? Elbette değil.

Sadece bunlarla da sınırlı değil Yalçın ve arkadaşlarının yaptıkları. Dezenformasyon ürettiklerini, olayları çarpıttıklarını da hepimiz biliyoruz. Nihat Genç’in böyle adamlara destek olması, onları sanki gerçek bir demokrat gibi savunması inanılır gibi değil. Normal şartlarda Ergenekon tayfasıyla, Odatv’yle, Çetin Doğan’la Nihat ağabeyin yan yana durması olası değil.

Nihat Genç her zaman doğrunun yanında olmuş ve güçlüden korkmamıştır. Ralph Waldo Emerson gibi kraldan değil haklıdan yana olmuştur. Henry David Thoroeu’nun sivil itaatsizliğinin Türkiye ayağıdır. Bizim Kunta Kinte’mizdir. Peki, ne oldu da Amerikan Köpekleri gibi önemli bir kitabı yazmış Nihat Genç bugün darbecilere, cuntacılara, iftiracılara arka çıkmaktadır?

Bu sorunun yanıtını onun eski dostları bile bilmemektedir. Biz de bilmiyoruz. Kızgınlığından böyle davranmaz. İnanmadığı şeyi de savunmaz. Herhalde bunu en iyi Nihat Genç açıklar.

Nihat abi, senin yerin darbeciler ve cuntacılar değil. İftiracılarla, soytarılarla aynı masada oturmak sana yakışmıyor. Hükümeti eleştirebilir, yerin dibine sokarsın. En doğal hakkın. Ama çıkarları uğruna bu dünyada her türlü herzeyi yemeye hazır, kendi vatandaşına silah doğrultmaktan çekinmeyen, Atatürkçülüğü kendisine kılıf olarak uydurmuş sahtekâr adamlarla aynı fotoğraf karesine girmek sana yakışmıyor Nihat abi.

Biz senin böyle bir adam olmadığını biliyoruz. Hakan Albayrak’ın dediği gibi mahalleye dönmeni bekliyoruz. Seni seven bu kadar insana ne olur haksızlık etme…

Cem Küçük - Haber 7
cemkucuk@gmail.com