Bin Ladin niçin öldürüldü?
- GİRİŞ10.05.2011 08:30
- GÜNCELLEME10.05.2011 08:30
Usame bin Ladin terör örgütü El-Kaide’nin lideriydi. 11 Eylül olayının planlayıcısı olduğu ileri sürülüyor. Öyle bile olsa herkes biliyor ki, 11 Eylül’ün arkası biraz karanlık.
ABD’nin önce Afganistan’a sonra Irak’a girmesi için böylesine büyük bir olaya ihtiyaç vardı. Kimse bunun aksini düşünemez. Burada sorulması gereken soru şudur: Bir zamanlar ABD’nin beslediği, himaye ettiği El-Kaide ve onun lideri bin Ladin ne oldu da Batı tarafından düşman ilan edildi?
Bu sorunun cevabı Samuel Huntington’ın Medeniyetler Çatışması tezine kadar gider. ABD Ortadoğu’daki petrolleri ve bölgenin ticaretini kontrol etmek istiyordu. Huntington tezini bazılarının iddia ettiği gibi ısmarlama yazmadı. Sadece olayın nereye gideceğini görmüştü. ABD siyaset yapıcılarının aklından geçeni biliyordu. ABD eninde sonunda emperyal gücünü kullanıp dünya kaynaklarına elde edecekti.
Soğuk Savaş döneminde 1980’lerde Sovyetlerle çarpışan Afganlara yardım eden ABD’ydi. O zaman El-Kaide’ye sınırsız kredi açıp bin Ladin’e sınırsız kredi veren gene ABD’ydi. Sonra öküz öldü ortaklık bozuldu misali roller değişti. Bin Ladin artık bir teröristti. Eski dostlar düşman olmuştu. Şayet bir El-Kaide ya da bin Ladin olmasaydı da ABD icat edecekti. Çünkü böyle bir düşmana ihtiyaç vardı.
ABD bu tür durumlarda düşmanını olduğundan hep fazla güçlü gösterir. Evet, Bin Ladin zengin bir adamdı, para trafiği güçlüydü. Kendisinin ve adamlarının her türlü silahı da vardı. Ancak başarılı olabilmesi imkansızdı. En fazla vur-kaç taktikleriyle küçük çaplı sonuç alabilirlerdi. ABD her zaman yaptığını yapmış ve düşmanını olduğundan fazla güçlü göstermişti.
Peki ABD bin Ladin’i çok daha önceden, mesela Afganistan müdahalesinden hemen sonra öldürebilir miydi? Öldürebilirdi. Ama ABD’nin acelesi yoktu. Acelesi olsa tıpkı Saddam’a ve oğullarına yaptığı gibi bin Ladin’i de öldürebilirdi.
Pakistan devletini biraz sıkıştırsa bin Ladin’in yerini daha önceden öğrenebilirdi. O zaman da Afganistan’da yapmak istediği işleri yapamazdı. Artık zamanı gelmişti. ABD için politika değişikliğine gitme vakti gelmişti. Yani bin Ladin’in bedeni artık işine yaramıyordu.
Tabii işin bir de iç politika kısmı var. Obama’nın desteği şu anda iyice azalmış durumda. Ani bir şok hareket her şeyi değiştirebilirdi. Nitekim değiştirdi de. Obama gelecek yıl başkanlık seçimlerine daha iyi hazırlanabilir. Bir dönem daha başkanlık yapabilir.
Bu laflar hoşunuza gitmeyecek ama son tahlilde günümüz şartlarında herhangi bir örgütün ABD karşısında pek şansı yok. Maalesef Kaddafi’yi de benzer bir son beklemekte. Belki Beşir Esad’ı da. Çünkü uluslararası sistem bir ülkeyi ya da lideri dışladı mı ve meşruiyet zemini kayboldu mu pek şansı kalmıyor. Hüsnü Mübarek, Saddam Hüseyin bunun en tipik örnekleri.
Sizden daha güçlü biriyle hava cıvayla mücadele edemezsiniz. En az düşmanınız kadar güçlü olmanız gerekiyor. Sizin de güdümlü füzeleriniz, hayalet uçaklarınız, nükleer silahlarınız olsa düşman gelip bu kadar rahat davranamaz. Aksi takdirde bu tür dramlar hep yaşanır…
Saçma sapan yöntemlerle ve içi boş laflarla hiçbir sonuç alınamaz. Bin Ladin’in öldürülmesi ABD için bir başarı değildir. Sadece basit bir güç gösterisidir. Çok daha önce yapacağı bir şeyi sadece konjonktür uygun olmadığı için bugüne bırakmıştır. Hepsi bu.
Cem Küçük - Haber 7
cemkucuk@gmail.com
Yorumlar2