Nuray Mert'in savruluşunun sebepleri neler?

  • GİRİŞ07.06.2011 08:11
  • GÜNCELLEME07.06.2011 08:11

Nuray Mert'in Savruluşu

Başbakan’la arası bozulan ya da bütün aracılara rağmen Başbakan’ın yüzüne bakmadığı bazı gazeteciler kinlerini başka türlü kusuyorlar. Başbakan kendisini ciddiye almadığı için çıldıranlardan biri Cüneyt Ülsever’di. Ne yaptıysa, ne ettiyse kendisini Başbakan’a beğendiremedi. Önce Hürriyet’ten kovuldu, şimdi ise darbecilerin sitesinde bir şeyler yazıyor, ama ne yazdığını kimse ciddiye almıyor.

Başbakan’a kafayı takan bir diğer ilginç figür ise Nuray Mert.  28 Şubat döneminde yaptığı çıkışlarla tanınan ve demokrat bir tavır takınan Mert muhafazakâr camiada ciddi bir kitle bulmuştu kendisine. Elbette her demokratın takınması gereken tavır buydu. Eğer ortada bir darbe varsa, normal olanı bunun karşısında durmaktır. Darbelere karşı olmak, dik durmak ciddi bir iştir ama tutarlı olmak da gerekir. Nuray Mert maalesef bu tutarlılığı hiç göstermedi.Mehmet Ali Birand’ın yaptığı ifşaatlar bunun açık bir örneği.

Mesela 27 Nisan e-muhtırasına karşı net bir tavır takınamadı Mert. Sanki muhtıra verenle seçilmiş hükümet benzer kuvvetlermiş gibi bir tavır takındı. “Ben ordunun bu tavrına da karşıyım, hükümetin bu fetihçi zihniyetine de” diyerek güya orta yolculuk oynuyordu. Halbuki böyle bir durumda muhtıraya karşı dik duramıyorsan ve eciş bücüş laflarla olayı geçiştiriyorsan muhtıradan yanasın demektir. Yani Nuray Mert ordunun AK Parti’yi yıkacağını ve Tayyip Bey’in siyasi hayatının son bulacağını umuyordu. Böylece Tayyip Bey’e sahip çıkabilir, “Bakın ben askerin devirdiği Tayyip Bey’e destek çıkıyorum” deyip güya çakma demokratlık taslayacaktı ama umutları suya düştü.

Aynı Nuray Mert, Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı adayı olması konusunda 3 Mayıs 2007’de Radikal’deki köşesinde şunları yazmaktan utanmayacaktı: “Öncelikle, başörtülü öğrencinin üniversiteye girmesi yasağını fazla dert etmeyen, 'gerginlikten kaçmak lazım' gerekçesiyle ortada dolaşanların Çankaya'yı fethetme konusunda ne kadar ısrarcı olduklarını görmenin burukluğunu yaşadım. Kim ne derse desin, bu sağcı, iktidarcı, fetih zihniyeti beni fazlasıyla tedirgin etti.”

Tabii kendisi tipik bir CHP’liydi. Sağcı, fetihçi zihniyetin Çankaya’da ne işi vardı? Tıpkı Tayyip Bey’in asker tarafından devrileceğini düşünen Mert, yerleşik bürokrasinin Sayın Gül’ü Çankaya’ya çıkarmayacağını hesap ediyordu ama 2007 seçimlerinden sonra Sayın Gül’ün Cumhurbaşkanı olması karşısında 2-0 mağlup durumdaydı. Mert’in yanlış ata oynama ve sonu bitmek bilmeyen kini burada noktalanmayacaktı.

2008 yılının 18 Mart’ında Yargıtay Başsavcısı AK Parti’yi kapatmak için Anayasa Mahkemesi’ne bir dava açtı. Ortaya çıkan Ergenekon belgelerinden anlıyoruz ki, kapatma davasının planları çok önceden hazırlanmış. Bu planı Ankara’da duymayan neredeyse yok gibiymiş. Ergenekonseverlere ve bazı dost medya kuruluşlarına bu olay çoktan uçurulmuştu. Nuray Mert bu kez hesaplarını AK Parti’nin kapatılacağı üzerine yapmış ve 25 Mart 2008’de şöyle yazmıştı: “Hükümeti destekleyen çevre, ülkedeki politik krizi uzunca bir süre, 'bir medya kuruluşu'nun ekonomik kavgasına' indirgeyerek görmezden geldi. Ardından, 'Ergenekon çetesi' tartışması yine sığ sularda gündemi kapladı, hâlâ o istikâmette devam ediyor. Parti kapatma davasının ardından 'demokrasi mücadelesi'ne tezgâh açıldı. Gık deseniz, özde değil, sözde demokrat olmakla suçlanacağınız bir sıkıştırma harekâtı başladı.

…Ben Refah Partisi ve Fazilet Partisi'nin kapatılma davalarının her ikisine karşı da çok keskin tavır takınmış biriyim. Her ikisinin de siyasi mahiyetli davalar olduğunu düşündüm, hâlâ da öyle düşünüyorum. Dahası, Refah Partisi'nin kapatılması davasını onaylayan AİHM kararının da siyasi bir karar olduğunu düşünüyorum.”

Ee? Refah Partisi ve Fazilet Partisi’nin kapatılmasına şiddetle karşıydın da, AK Parti’nin kapatılmasına karşı niçin net bir duruş ortaya koyamadın? Çünkü Nuray Hanım biliyordu ki, Refah ve Fazilet Partileri kolay lokmaydı. Onları gene çakma demokratlık adına savunuyordu. Ama AK Parti ve Tayyip Bey dişli çıktı. Anayasa Mahkemesi AK Parti’yi kapatamadı ve Nuray Mert gene kaybetmişti.

Bu tür savruluşlarını son 5 yılda çokça rastladığımız Nuray Mert daha sonra karşımıza sivil dikta, sivil vesayet söylemleriyle çıktı. 2010 yılının Ocak ayında Vatan Gazetesi’nden Mine Şenocaklı’ya verdiği röportajda Mert bakın ne demişti: “Demokrasi adına, iktidar her icraatında daha da otoriterleşiyor. Basın susturulmaya çalışılıyor. Kurumlar yıpratılıyor. Bu gidişle Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olabiliriz!" Böylece medyada sivil dikta, sivil vesayet lafları dolaşıma sokulmuştu.

Nuray Mert’in bu açıklamaları kendi yandaşları hariç kimseyi memnun etmedi. Niçin böyle bir açıklama yaptığını da anlamadık. Ancak sonradan açığa çıkacak bazı bilgiler ağzımızı açık bıraktı. Ergenekon’dan halen tutuklu bulunan Soner Yalçın’dan çıkan belgeler dudağımızı uçuklattı. Yalçın’dan çıkan 2009 tarihli bir belgede “askerin tahrik edilmesi, şehit cenazelerinin gündeme taşınması, sivil vesayet, sivil dikta” gibi konular kendilerine yandaş yazarlarla gündeme taşınacaktı. Dikkatinizi çekerim, Soner Yalçın’dan çıkan 2009 tarihli belgede yazılanlarla ve 2010 yılının ocak ayında Nuray Mert’in Mine Şenocaklı’ya verdiği röportajın benzeşmesi. Bu konuda Sevilay Yükselir Sabah Gazetesi’ndeAref’i Bırak Acun, Nuray Mert’e Bak” başlıklı enfes bir yazı yazmıştı. Bulup okumanızı öneririm. Herhalde Nuray Mert Soner Yalçın’ın içini okumuştu! Bu arada Mert’in kankası Ahmet Hakan Coşkun’un ve Ergenekon’dan tutuklanacağını anlayınca soluğu ABD’de alan Oray Eğin’in de takma isimlerle odatv.com’da yazılar yazdığını hatırlatalım.

Nuray Mert’in Başbakan’a ve AK Partyi’ye olan öfkesi bir türlü bitmek bilmedi. Ne yapsa ne etse Tayyip Bey hep galip çıkıyordu. Ama Nuray Mert bu, rahat durur mu!

En son geçenlerde bir yerlerde şöyle bir laf etmiş: Benzetmek gibi olmasın, bunun ardından katliam gelecek manasında değil. 1935 ’te ilk raporlarda hep yol inşa edilmesinden bahsedilir, çünkü buraya yapılacak harekat için yol lazım. 1935 ’teki gibi bir katliamı andıracak olmasından değil ama şu anda o bölgedeki şiddet politikalarının da alt yapısı oluyor, o paralelliği hatırlatmak için.”

Böyle bir laf neresinden bakarsanız bakın fikir özgürlüğüne girmez, saçmalama özgürlüğüne girer. Yolların sırf katliam için yapıldığını ima etmek densizlikten başka bir şey değildir.

Peki Nuray Mert’in bu tip laflar etmesinin, savruluşunun sebepleri nelerdi? Dikkat çekmek istiyorsa, bunu başardı. Başbakan kendisini adam yerine koydu ve reytingi tavan yaptı. Milliyet’ten ve NTV’den aldığı ücretlere de iyi zam alır artık.

Yoksa Ergenekon Savcılarının elinde kendisiyle ilgili bazı belgeler mi var? Bu yüzden mi kıvranıyor? Acaba Ergenekon’un medya ayağında kendi arkadaşlarını da içeren bir grup mu var? 2009 yılında Soner Yalçın ve arkadaşlarıyla bazı planlara mı dahil oldu? 

Bu arada Nuray Hanım son 6 aydır Kürt Meselesi’ne kafayı taktı. Çok açık bir şekilde PKK’yı, Kürtleri gıdıklayıcı yazılar yazıyor. Niçin? Çünkü kendisini okuyan laik kesimle bir yere varılamayacağını gördü. Darbe olmayacağını, Tayyip Bey’in devrilemeyeceğini, Kılıçdaroğlu’ndan bir şey olmayacağını anladı. Biraz da Kürtleri yazalım da insanlar benim ne kadar demokrat olduğumu görsünler diye düşünüyor herhalde.

Nuray Hanım, maalesef kaybediyorsunuz. Saçma sapan laflarla, darbe karşıtı gibi görünüp içten içe hükümeti yıksalar gibi düşüncelerle, Ergenekon’u ve Balyoz’u küçümsemekle bu işler olmaz. AK Parti 12 Haziran seçimlerinden galip çıkacak ve korkarım yine kabus dolu günler geçireceksiniz. Çanlar sizin için çalıyor Nuray Hanım.

Cem Küçük - Haber 7
cemkucuk@gmail.com

Yorumlar19

  • zafer şahin 14 yıl önce Şikayet Et
    özgür ifademin devamı.... N.Mert hanım, dök ki bildiğini sandıklarını esasını görelim... Ne demek istediğini, gerçekten nereye varmak istediğini görelim ! Öyle NTV de Sayın Nazlı ILICAK Hanımefendiye savurduğun sizinle ilgili konuşmak istemiyorum gibi içi boş tehditleri de yemiyoruz bilesin ! Kadın haklarını savunamayacak kadar aciz kalan bir bayan gazeteci olarak MECLİS teki seçilmiş başörtülü MİLLETVEKİLİNE karşı tutumunuz ile kendinizi sorgulamadıktan sonra bizlerin karşısına çıkacak yüzü nereden buluyorsunuz? Önce hemcinsinizin kazandığı hakkın arkasında durun, demokrasi savaşçısı olduğunuzu orada gösterin, hep birlikte görelim ondan sonra elbet DARBE PEŞİNDE ŞAK ŞAKLAYANLARIN TOPUNU sizden önce biz ifadelerimizle ÖZGÜRLEŞTİRİRİZ ALLAH ın izniyle... Söylenecek söz çok ama anlayana demişler... Bu kadarını da zaten kendim için ifade ettim, FİKRİMİN ÖZGÜRLÜĞÜNE SIĞINARAK ! Selam ve dua ile.
    Cevapla
  • kerim turan 14 yıl önce Şikayet Et
    Cem Küçük'ün küçüklüğü. Nuray Mert inançlı bir demokrattır. Ne yazık ki demokratlığı, dünyada emsali görülmemiş olduğu halde, din bezirganı müslümanlardan umdu. Tabi ki geç te olsa demokrasinin bir dünyevi iş olduğunu ve her lafının başına "SAS" oturtmayı marifet sayanların demokrat olamayacaklarını anladı. Hevesi kursağında kaldı. Size gelince Cem kardeşim, işinize gelmedi değil mi hatasını anlaması? Karalamaya devam...
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • xmenbln 14 yıl önce Şikayet Et
    duble yollar SOYKIRIM icin yapiliyor !!!???. havaalani ise yarin F16 lilarin bombalamasi icin yapiliyor !, SU sebekesinin amaci yarin ZEHIRLI su salinip KATLIAM plani icindir!,elektrik ise yarin ELEKTRIK KONTAGI yapilip MAH.lelerde YANGIN cikarilmasi icindir! BARAJLARIN yapilmasi, yarin orda TOPLU katliamlarda ölenlerin KÖPEK BALIKLARA, piranyalara yem olarak atilmasi icindir !,HASTAHANELERIN orada her KÜRT hastalara ZEHIR verilip yavas yavas öldürülmesi icindir! okullarin-üniversitelerin yapilmasi ASIMILASYON icindir! .... yahu madem öyle bunca yatirima ne gerek var :-) SIVAS-GAVUR dagi siniri cizilsin oradaki vatandasa yatirim yapilmasin. nasil olsa her yatirimin gayesi ZEHIRLEMEK !! -ÖLDÜRMEK !!-BOMBALAMAK !! ASIMILE ETMEK !! icin degilmiymis ?madem öyle o zaman KÜRT HALKININ yasami icin BÖLGEMIZE YATIRIMA HAYIR kampanyasi baslatsin PKK-BDP...:-)
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Metin Yazar 14 yıl önce Şikayet Et
    Yandaşlık. Modern hastahanelerden, çağdaş sağlıkevlerinden, yeni yapılmakta olan havaalanlarından, köylere giden sulardan, barajlardan ve DUBLE YOLLARDAN PKK RAHATSIZ. Sadece PKK değil namertler ve onlara arka çıkan candaşları da rahatsız. Onların rahatsız olması demek başbakanın çok hayırlı bir iş yapıyor olması demektir. Onların rahatsız olması demek Türk milletinin rahatı,huzuru,güvenliği demektir.Onların rahatsız olması Türk milletinin mutluluğu demektir. Türkiyenin duble yollarını PKK'ya ispiyonlayanların söylemlerinden memnun olanlar nedense sadece PKK,KCK,BDP ve CHP yandaşları.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Metin Yazar 14 yıl önce Şikayet Et
    Taş. Namertlerin ve onların Candaşlarının durdukları yer PKK terör örgütünün yanıdır.Bizler Kürtlere hastahane,sağlıkevi,havaalanı,baraj,duble yollar yapan başbakanımızın yanında aslanlar gibi durmaya devam edeceğiz.Namertler ise Kürtlere götürülen hizmetleri PKK'ya şikayet edenlerle birlikte taş olacaklar.Kürtlere hizmet gitmemesini isteyen ve hizmet götürenleri PKK'ya jurnalleyen taş kalplilerin sonu taş olmaktır. Son namertlikler sayesinde kimlerin terörün bitmesini istemediğini hep birlikte gördük.Medeniyet gittikçe,hizmet gittikçe,yollar ve şehirler geliştikçe,çevre güzelleştikçe terör yuvalanacağı yer bulmakta zorlanır.PKK sırf bu yüzden yıllardır devletin yaptıklarını tahrip ediyor,sonra da Kürtlere "Devlet size ne hizmet yaptı ki?" diyor.
    Cevapla Toplam 4 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat