Türkler ve Kürtler
- GİRİŞ21.06.2011 07:52
- GÜNCELLEME21.06.2011 07:52
Bu coğrafyada yüzyıllardır bir arada yaşayan Türklerle Kürtlerin aslında kaderleri de ortak. Çok kritik noktalarda Kürtler ve Türkler tarihi işbirliği yapmışlardır. Tarihte bunun üç örneği vardır:
Birincisi Malazgirt Zaferi. Ders kitaplarında hepimizin Türklerin Anadolu’ya girişi olarak okuduğumuz bu savaşta Türkleri en büyük yardımı Kürt beylikleri yapmıştır. Büyük Selçuklu Hükümdarı Alparslan’la Bizans İmparatoru IV. Romen Diyojen arasındaki savaşta galip gelen Alparslan oluyor. Bir Kürt beyliği olan Mervanoğulları Türk ordusuna tam 14 bin asker veriyor. Bu rakamın 10 bin olduğu da söyleniyor. Gerçek rakam ne olursa olsun Türklerle Kürtler Malazgirt’te işbirliği yapıyor. Elbette karşılıklı çıkarlar söz konusu. Kimse diğerinin kara kaşına kara gözü için girişmiyor bu işlere.
İkinci işbirliği yine doğal bir ittifakın sonucu olarak ortaya çıkan 1514 yılındaki Çaldıran Savaşı’ydı. Şah İsmail’le Sultan Selim arasındaki savaşta Kürt aşiretleri mezhep birliğinden ötürü Osmanlıyı desteklemişlerdi. Osmanlının bölgedeki politikalarını gerçekleştirmede Bitlis emiri İdris-i Bitlisi’nin katkısı çok büyüktür. Kürtlerin Türklere verdiği bu destekle Şah İsmail yenilgiye uğratılmıştı.
Üçüncü büyük işbirliği ise Milli Mücadele’de oluyor. Mustafa Kemal’in Anadolu’da halkı yeni bir savaşa hazırlarken Kürtlerden de büyük destek alıyor. Hatta Cemil Koçak gibi önemli tarihçiler Mustafa Kemal’in Kürtlere özerklik vaadinde bulunduğunu ama Milli Mücadele bitince verdiği sözü tutmadığını ileri sürüyorlar. Şu bir realite ki, Kürtler Milli Mücadele’ye büyük destek verdiler.
1923’te Cumhuriyet ilan edildikten sonra 1950-60 arası hariç Kürt isyanları hiç eksik olmuyor. Bunların sonuncusu PKK terör örgütü. Bugün Kürtlerin çok önemli bir bölümü bölünmeden, ayrışmadan yana değil. Ortaya çıkan seçim sonuçları da bunu ortaya koyuyor. Sadece belki yüzde 5’lik bir kesim ayrılmayı istiyor. Hepsi bu.
Türk devletinin Kürtlerin bazı haklı taleplerini görmezden geldiği bir gerçek. Belki 10 yıl önce verilmesi gereken haklar yakın zamanda verildi. Artık Kürt realitesi tanınıyor. Asimilasyon yok gibi. Devlet erkanı bile bu gerçeğin altına çiziyor. Ne var ki Kürtlerin bir kısmı bu durumdan memnun değil. Hep daha fazlasını istiyorlar.
Yeni anayasa çalışmalarında AK Parti BDP’yle oturup konuşmak zorunda. Çünkü seçim sonuçlarına göre BDP diyor ki, bölge benden sorulur. Kürtler isteklerini ileteceklerdir. Ancak Öcalan’a özgürlük ve anadilde eğitim gibi kolay kolay kimsenin evet diyemeyeceği konularla masaya gelmemeli. Öcalan’a özgürlük kimsenin kabul edebileceği bir şey değil. Aynı şekilde anadilde eğitim de.
Ama idari federasyon pekala olabilir. Her bölge kendi kanunlarını kendisi koyabilir. Tabii merkezi bir anayasa olacak. Ülkenin resmi bir dili olacak. Ama Diyarbakır’da kırmızı ışıkta geçmenin cezası 100 lirayken, Ordu’da bu ceza 70 lira olabilir. Boşanma bir ilde çok kolayken, diğerinde daha çetrefilli olacaktır.
Velhasıl kelam Türklerle Kürtler kader arkadaşlarıdır. Birbirlerine kültür ve anane olarak da çok yakındırlar. Halil İnalcık Tarihçilerin Kutbu kitabının son bölümünde Kanuni Sultan Süleyman’ın Anadolu’da Türkmenler yerine mezhep birliğinden dolayı Kürtlerle işbirliğini tercih ettiğini söylüyor. Birbirine bu kadar yakın ve neredeyse çok geniş akrabalık bağı olan bu iki grup bölünemezler.
Kim ne kadar uğraşırsa uğraşsın bu mümkün olamaz. İki tarafın kafatasçıları bütün kötü niyetlerine rağmen başarılı olamayacaklar. Yeter ki herkes tutarlı olsun ve olmayacak şeyi istemesin.
Cem Küçük - Haber 7
Facebook.com/cemkucuk1
Twitter.com/cemkucuk55
Yorumlar8
-
abbas ddd
14 yıl önce
Şikayet Et
Cem Beyin Dikkatine. sayın yazar kaç gün güneydoğuda bulundunuz. istanbul veya Ankarada bulunarak güneydoğu hakkında yorum yapmanız ne kadar sağlıklı
Beğen
Cevapla
Toplam 2 beğeni
-
Metin Yazar
14 yıl önce
Şikayet Et
Neden okullara IRKLARA göre ayırmak istiyorlar. Kürtçülerin amacı Kürtlerin Kürtçe öğrenmesi değil.Bunların amacı tüm Türkiye genelinde okulları ve öğrencileri daha birinci sınıftan itibaren IRK esasına göre ayırmak.Zaten BDP'liler her fırsatta Türkiye'nin sadece Anadolu Cumhuriyeti(Türkiye isminde Türk etnisitesine vurgu olduğu için yeni Türkiyenin adı Anadolu Cumhuriyeti olacakmış) ve KÜRDİSTAN Federe Bölgesi ile bölünmesinin yeterli olAmayacağını,20 küsur federe bölgeye daha bölünmesinin gerektiğini çok pervasızca söylüyorlar.Yeni ırk okulları yapımı zaman alacağı için önce sınıfları Türk ve Kürtayıracaklar.Türk(!) okullarının yanı başlarına Kürt okulları yapıldıktan Kürt çocukları bu okullara alınacaklar ve tamamen Türklerden koparılacaklar.Zaman içinde müfredatta da değişiklik isteyecekler ve insan hakları kisvesi altında aptallara kabul ettirecekler.Türk,Kürt(ilerde de diğerleri) arasındaki bu ayrışma ve farklılaşma okul önlerindeki kavgalarla daha başka bir boyut kazanacak.Bu tezgahın arkasında Batı ve İsrail var.
Beğen
Cevapla
Toplam 3 beğeni
-
Metin Yazar
14 yıl önce
Şikayet Et
Irklara göre mekanlar. Anadilde Eğitim ve Öğretim dayatması bizzat terörist başının başlattığı bir dayatmadır.Kendisini yarı tanrı ilan eden bu zat zaman zaman saçmalar ve bu hezayanlarını avukatları yoluyla yandaşlarına bulaştırır. Anadilde Eğitim ve Öğretim Kürtçü hareketin kalbidir. Kürt ırkçıları herşeyden vazgeçer Anadilde Eğitim ve Öğretim dayatmasından asla vazgeçmezler.Bu uğurda onbinlerce insanı daha öldürmeye,yakmaya kararlılar. Yolcu dolu otobüslerin,Serapların,otomobillerin,Türk bayrağı asılı ev ve işyerlerinin,kamu kurum ve kuruluşlarının yakılmasının asıl amacı devlete ve Türklere Anadilde Eğitim ve Öğretim konusunda boyun eğdirmektir.Adamlar resmen, emrimizi yerine getirmezseniz Türkleri yakmaya devam edeceğiz diyorlar.Anadilde Eğitim ve Öğretim demek okulların,sınıfların ve öğrencilerin IRKLARA göre ayrılması demektir.Her ırkın ayrı okulu,ayrı sınıfı olması demektir.Türkiyenin 20 federe bölgeye ayrılmasını bunun için istiyorlar.Biz bu taleplere bölücülük,ırkçılık ve ihanet diyoruz.
Beğen
Cevapla
Toplam 3 beğeni
-
Metin Yazar
14 yıl önce
Şikayet Et
Taş. Resmi tarihten şikayetçi olanlar oturup her konuda duygularına ve ideolojilerine göre tarih yazıyor sonra da uydurdukları bu tarihe başkalarının da inanmasını bekliyorlar.Tarih ne resmi olsun ne gayrıresmi.Tarih "Tarih" gibi olsun. Gündemdeki açılımlara göre,kavim asabiyesine göre,birilerinin hislerini ve duygularını tatmin etmeye göre,konjonktüre göre değil.Zoraki ve eğreti yapılan işten başta yapanı olmak üzere kimseye hayır gelmez.Hangi ulvi dava adına olursa olsun Tarihi eğip bükmeye,sündürmeye,orasını burasını çekiştirmeye hiç kimsenin hakkı da yetkisi de yok.Cehenneme giden yollar iyi niyet taşlarıyla döşeliymiş. Taşcılara duyurulur.
Beğen
Cevapla
Toplam 3 beğeni
-
Metin Yazar
14 yıl önce
Şikayet Et
Mustafa Armağan'dan armağanımdır.. " ...Malazgirt belediye başkanının açıklamalarında olduğu gibi "20 bin Kürt süvarisi", tam bir hayaldir...Kaynaklar 10 bin kişinin tamamının Kürt olduğunu söylemediği gibi,tamamının asker olduğunu da söylemiyor. Hele hele 'süvari' diyen hiç kimse yok... Nizamüddin'in asker vermekteki maksadı Selçuklu'ya iyilik etmek değil, taht ve tacını korumak için uğruna çırpınış ve yaranma peşindeydi.Malazgirt Zaferi'nde Kürtlerin de payının bulunması, onun değerini asla küçültmez. Lakin Kürtler, Alparslan'ın ordusuna zaten Selçuklu Devleti olmadan ayakta duramayacak Mervanî emirliğinin iyilikseverliğinden değil, mecburiyetten katılmışlardı. Unutmayalım ki, Bizans galip gelseydi ortadan kalkacak olan ilk devletlerden biri, Selçuklular değil, Mervâniler olacaktı.
AÇILIMA TARİH DESTEĞİ VERELİM,EYVALLAH AMA VERDİĞİMİZ GERÇEKTEN "TARİH" olsun." Mustafa Armağan
Beğen
Cevapla
Toplam 6 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle