Hollywood'un en tanınmış Yahudi yapımcı ve yönetmenlerinden Steven Spielberg ünlü "Münih" filminde Mossad üzerinden İsrail hükümetini çaktırmadan topa tutuyordu. Öldürmeye öldürmeyle cevap verilmeyeceğini biliyordu. Çünkü Tevrat da, "Öldürmeyeceksin" buyuruyordu. Sırf bu film yüzünden Spielberg fanatik Yahudiler tarafından ölümle tehdit edilmişti.

Ünlü rock grubu Pink Floyd'un kurucusu Roger Waters tüm müzik endüstrisini İsrail'i boykot etmeye ve insanlık dışı duvarın yıkılması için herkese çağrıda bulunmuştu. Bunu da insanlık adına yapmış ve herkesin bu dünyada eşit haklara sahip olduğunu idrak etmişti.

Tüm zamanların en büyük aktörlerinden merhum Marlon Brando Yahudilerin acıma duygusu olmadığını ve sadece kendilerini düşündüklerini 1980'li yıllarda söylemişti. Sonra da başına gelmedik kalmamıştı.

Spielberg, Roger Waters, Brando namuslu sanatçılar. Olaya dil, din, ırk üzerinden değil; hak, adalet ve insaf ölçüleriyle bakıyorlar.

Obama yönetimi tarafından bile en sert şekilde eleştirilen bugünkü İsrail hükümeti ne yazık ki insan öldürmeyi ve terörü kanıksamış durumda. Belki güvenlik hissiyatıyla belki de sadece duydukları nefret dolayısıyla öldürmeyi meşru görmektedir. Öldürmek onlar için adeta günlük hayatın bir parçası oldu.

Bugüne kadar sayısını bilmedikleri kadar Filistinli öldürdükleri için ve kimse de hesap sormadığından Mavi Marmara gemisinde katlettikleri Türkleri de herkesin unutacağını ve zaiyattan sayılacağını sandılar.  Tabii böyle olmadı. İsrail özür dilemeye de yanaşmadığı için Türkiye haklı olarak köprüleri attı.

İsrail kendisine ait olmayan karasularda resmen katliam yaptı, ama bu tıpkı diğer pis işleri gibi yanına kâr kaldı. Son açıklanan Birleşmiş Milletler Palmer Raporu bunun örneği. Herhangi bir Yahudi'ye hazırlatılsa daha insaflı bir rapor çıkardı ortaya.

Peki Yahudiler niçin bu kadar dokunulmaz. Bunun cevabını Star Gazetesi'nden Sedat Laçiner verdi: "Ordusu terörist gibi davranır, küçücük çocukları yasadışı bombalarla yakarlar, hapishanelerinde düzenli olarak işkence yapılır, binlerce kişi suçunu dahi bilmeden hücrelerde çürür de BM’nin sesi soluğu çıkmaz. Kazara yazılan tarafsız bir iki rapor ise zamanla ya unutulur, ya da 'pardon yanlışlıkla bunu yayımlamışız' denilip değiştirilir... Mossad ajanları Macaristan, Birleşik Arap Emirlikleri, İran gibi ülkelerin sokaklarında, otel odalarında tüm dünyanın gözü önünde insanları öldürebilir. Katilin kim olduğunu kameralar kaydeder, tüm dünya cinayete şahittir, fakat kimsecikler İsrail’e hesap sormaz, soramaz... İsrailli yetkililer İngiliz, Kanadalı, Avustralyalı fark etmez diğer ülke vatandaşlarının pasaportlarını bile çalarlar, birebir kopyalarlar ve bu pasaportlarla suç işlerler de kimseciklerin gıkı çıkmaz. İsrail onlarca yıldır hem terörü bir yöntem olarak kullanır, hem de Filistin’de çok açık bir etnik temizlik uygular. Fakat hukuk her konuda olduğu gibi burada da susar."

Elindeki büyük medya gücüyle manipülasyon yapacaktır İsrail. Kendisinin haklı olduğunu iddia edecektir. Tamam, özellikle ABD ve Avrupa'da Yahudilerin büyük medya gücü var. Kendi soydaşlarını savunurlar. Bunu normal görüyorum.

Peki bizdeki İsrail dostlarına ne oluyor? Durduk yere İsrail'in eleştirin demiyoruz. Ama yapılanlar, katliamlar ortada. Niçin İsrail'i eleştiremiyorsunuz? Hadi Araplardan nefret ediyorsunuz, anladık. Filistin umrunuzda değil. Gerçi sizin Bosna-Hersek, Çeçenistan, Irak da umrunuzda olmadı ki! İslam'a alerjiniz var. Onu da biliyoruz.

En son olayda ölenler Türklerdi. Ona niçin ses çıkarmıyorsunuz? Bu insanlarımızı haksızca ve kendisine ait olmayan karasularda katleden İsrail hükümeti. Çok mu zor iki kelam etmek? Yoksa AK Parti'ye olan düşmanlığınız mı buna engel? Acaba Yahudilerle Neo-conlar üzerinden bir işbirliğiniz mi var?

Eskiden İsrail Türk hükümetinden istediğini alamadığında, Genelkurmay'la irtibata geçer ve dediklerini hem kendi medyasını hem de bizdeki medyayı kullanarak yaptırırdı. Şimdi o devirler geçti. Asker yola geldi, medya çeşitlendi. İsrail'i pek takan yok.

Ayrıca AK Parti hükümetinin izlediği Ortadoğu politikalarından hiç hoşnut değiller. İsrail hükümetine yakın kaynaklar şunları ifade ediyorlar: "İsrail hükümeti şayet özür dilese bile, Türkiye Filistin meselesinde açıkça taraf. Hem özür dileyip hem de Türkiye Filistin'i desteklemeye devam ederse, bunu kendi kamuoyunlarına açıklayamazlar."

Bugün İsrail orta sınıfı ev ve hayat pahalılığından ciddi biçimde rahatsız. Bir de özür dileme olayları daha da tetikler. İsrail hükümeti bunu gördüğü için özür dilemeye yanaşmıyor.

Tüm olup bitenden sonra Türkiye İsrail ile bütün ilişkileri kopardı. Bundan sonra iki ülke arasındaki ilişkiler düzelir mi? Bu biraz da İsrail'in ağababası ABD'ye bağlı. Gerçi ABD de kendi iç sorunlarıyla uğraşıyor. Borç yükünü nasıl azaltırım derdinde. Yalnız Ortadoğu'da sorunlar yumak haline gelirse, ABD buna mutlaka müdahale eder.

İsrail ne kadar çabalarsa çabalasın, ABD'nin dediğine gelir. Her yıl karşılıksız aldığı 4 milyar Dolar'ın tehlikeye girmemesi ve ABD'nin hayati çıkarları için İsrail, patronuna itaat etmek zorunda.

Dünya aktif ve her şey değişiyor. Yarın bir gün bütün dengeler değişebilir. Ama insan olmak adil ve hakkaniyetli olmayı gerektirir. Zulmedeni eleştirmemek kimseye bir şey kazandırmaz.

İsrail bugünkü haliyle bir terör ve korku devletidir. Bu huyunu değiştirmedikçe ve Türkiye'yla arasını düzeltmedikçe, Ortadoğu'da nefes alması bile zor. Ee, kendi düşen ağlamaz.

Cem Küçük - Haber 7
cemkucuk@gmail.com
twitter.com/cemkucuk55
facebook.com/cemkucuk1