Ergenekon'da 'ikinci Susurluk' tehlikesi
- GİRİŞ05.03.2011 06:15
- GÜNCELLEME05.03.2011 06:15
Ergenekon’un bir ‘ikinci Susurluk’ haline düşürülmesi önlenmelidir. Bu, ‘bağımsız’ olduğu her seferinde ve pek de inandırıcı olmayan biçimde vurgulanan ‘yargı’nın işi değildir. Yürütmenin işidir.
Ergenekon için böyle bir tehlike var. Hep vardı. Başından beri vardı. Ve şimdilerde özellikle var.
Nedim Şener ve Ahmet Şık isimleri üzerinde simgelenen ve Ergenekon’la ilişkilendirilen son gözaltı dalgasının yol açtığı tehlike budur ve Ergenekon’un bir ‘ikinci Susurluk’ haline dönüştürülmesi, her şeyi, Türkiye’nin demokrasi mücadelesini ve bizzat hükümetin kendisini vurur.
Bundan 15 yıl önce Susurluk, Türkiye’de ‘derin devlet’in tüm günahlarıyla birlikte ortaya saçılması ve Türkiye’nin devletinin içini yeniden düzenlemesi için müthiş bir fırsat sunmuştu. Her gece, başta İstanbul, tüm Türkiye’de geceleri bir dakikalığına ışıklar yanıp sönmeye başlamış ve ‘orta sınıflar’ demokratikleşmenin omurgası olarak rol almaya başlamışlardı.
Köşe yazısının tamamını okumak için bu linki kullanabilirsiniz
(Cengiz Çandar -Radikal)
Yorumlar3