İşe mi koşuyor, boşa mı koşuyor...
- GİRİŞ06.02.2009 09:26
- GÜNCELLEME06.02.2009 09:26
Güncel olayların oltasına ne kadar takılmak istemesen de; Türkiye’nin orasına burasına ne çok silah gömülmüş olduğunu duydukça, ister istemez afallıyorsun.
* * *
Dağa taşa “önce vatan” yazan eller mi, oraya buraya gömmüş ve gömüp duruyor bu silahları?
Ve hangi amaçla gömülmüş o silahlar; kimleri öldürmek, nereleri patlatmak ve nereye varmak için?
* * *
Annem bendenizi, 2009 yılının başında bunları düşünmem ve afallamam için mi doğurdu kuzum?
* * *
Çarşamba gecesi CNN-TÜRK’te Altan Öymen, 12 Mart 1971’de Ankara Sıkıyönetim komutanları tarafından nasıl gözaltına alındığını anlatıyordu; hem de uçak kaçırma girişimi suçlamasıyla...
* * *
Altan Öymen’le birlikte, daha kimler gözaltına alınmamıştı ki; Emil Galip Sandalcı’lar, Zülfü Livaneli’ler, Erdal Öz’ler...
* * *
O dönemin militerlerinde, yazı ve sanat adamlarına karşı bitmeyen bir öfkenin, psikolojik kılcal damarları acaba nerelere kadar uzanıyordu?
* * *
Ressamlara, müzisyenlere, şairlere, yazı emekçilerine karşı; içlerinde sürekli bir küçümseme ve suçlama mayonezi köpüklenen çeşitli rütbelerdeki militerlerin, çocuklukları hangi ortamlarda geçmişti acaba?
* * *
20 ciltlik bir kitap rafı dahi bulunmayan ezik bir aileden mi geliyorlardı; askeri bir okula girinceye dek, nasıl yaşamışlar; örneğin anne-babalarıyla bir kez olsun bir lokantaya gitmişler miydi?
* * *
Ellerine öldürücü ve yok edici olanakların geçtiği kadro bireylerinin çocukluk biyografileri, önemliden de önemli.
Çünkü çocukluğu ezik ve yırtık bir kesekâğıdı gibi geçmiş kişilerin yan bilinçlerindeki model; kendilerine güçlü görünen silahlı kolluk kuvvetleridir.
* * *
Ezik ortamlardan gelenler, ellerine olanak geçtiğinde ezerler.
Psikolojik bir alandaki “etki ve tepki”nin, yönetim sahnelerinde boylu boyunca sergilenmesine gerekçe bulmak da kolaydır:
- Her şey vatan için...
* * *
Son 80 yılda hangi kitapların yasaklandığıyla toplandığının bir listesi çıkarılsa ve yine son 80 yılda resmi araba alım ve bakımlarına kaç yüz milyar dolar harcanmış olduğuyla karşılaştırılsa...
* * *
Bendeniz biliyorum ki, böyle bir incelemeyle kıyaslama hiçbir zaman gün ışığına çıkarılmayacak Küçük Asya’da...
* * *
Nasıl ki, bir dünya haritası üstünde, hangi ülkelerde “zorunlu askerliğin” bulunmadığıyla, hangi ülkelerde bulunduğu da işaretlenip, kamuoyuna gösterilmeyecek.
Niye acaba?
* * *
1821’de Mora başkaldırısı, II. Mahmut tarafından çok kanlı bir biçimde bastırılmak istenmişti.
* * *
O tarihte 33 yaşında olan ünlü İngiliz şairi Lord Byron başkaldıran Yunanlıların yanında, yeniçeriye karşı dövüşmek için Mora’ya gelmiş ve orada tifüs salgınına yakalanarak ölmüştü.
* * *
Victor Hugo da, Mora başkaldırısında Osmanlı tutumunu yeren bir şiir yazmıştı:
Türkler geçmiş buradan,
Sadece çamur, kan ve gözyaşı var.
* * *
Bendenizin çocukluğunda Lord Byron da, Victor Hugo da, “Türk düşmanı” olarak damgalanmıştı.
* * *
Hiç kimse de her iki şairin, o günkü yönetim politikasına mı, yoksa yönetilen Türk halkına mı karşı olduğunu kurcalamamıştı.
* * *
Yöneteni de, yönetileni de aynı sepetin içine koymak ve yönetenlerin uyguladığı politikalardaki yamukluğu eleştirenleri; “Türk ve İslam düşmanı” ilan etmek geleneği vardı, bizim Şark kurnazlığıyla salçalanmış olan Ankara’nın iç politikasında.
* * *
Çok hızlı küreselleşen bir yeryüzünde, kim bilir daha neler yaşanacak hem bizde, hem Yakındoğu’da?
* * *
Solmaz’dan yeni bir fıkra:
Dünyada tek bir çeyrek sayfalı en ince 3 kitap şunlarmış:
1- İngiliz mutfağı.
2- Alman mizahı.
3- Arjantin demokrasisi.
* * *
Buna 4’üncüyü de biz ekleyelim:
4- Türkiye’de “gerçek”.
Çetin Altan - Milliyet
c.altan@bnet.net.tr
Yorumlar2