Rahat borusu

  • GİRİŞ11.06.2011 07:57
  • GÜNCELLEME11.06.2011 07:57

Bizim Göztepe’de, eski bahçeli ahşap köşkler döneminden kalma 3-5 çam ağacına, uzunca kuyruklu yeşil papağanlar dadanmış.
Çamların kozalakları içinden, elleri gibi kullandıkları ayaklarıyla çam fıstıklarını çıkarıp yiyorlarmış.
* * *
İstanbul’un ağaçlıklı parklarında, özgürce uçup duran papağanların çoğaldığı dikkati çekmekte...
O papağanların ana vatanı güney Amerika; nasıl olup da buralara kadar gelmişler kestirmek zor.
* * *
Güney Amerika’daki Arjantin hükümetine de:
-Lütfen papağanlarınıza sahip çıkınız, diye bir uyarıda bulunamayız.
* * *
Ola ki, onlar da şöyle bir yanıt gönderebilirler:
-Siz de lütfen aklınıza sahip çıkınız; bizim papağanlar, genellikle aklını kaçırmışların diyarlarına meraklıdırlar ve severler oralarda fink atmasını...
* * *
Serçeler, kırlangıçlar, yelkovan kuşları, karabataklar, martılar, kumrular, leylekler, kanaryalar, kargalar üstüne eğlenceli fıkralara pek rastlanmaz...
* * *
Papağanlar üstüne ise; insan gibi konuşmasını da taklit edebildikleri için olmalı, bir fıkra dampingi vardır.
* * *
Hayatı açık denizlerde geçtikten sonra emekli olmuş yaşlı bir gemicinin, küfürbaz mı küfürbaz bir papağanı varmış.
* * *
Bir gün bir rastlantı, emekli yaşlı gemici; papağanı da olan genç bir imamla tanışmış,
Bir süre havadan sudan konuştuktan sonra, laf dönmüş dolaşmış papağanlara gelmiş.

Köşe yazısının tamamını okumak için bu linki kullanabilirsiniz

(Çetin Altan - Milliyet)

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat