Türkiye’nin Kamu Diplomasisi: İletişim Başkanlığı

  • GİRİŞ10.07.2025 14:29
  • GÜNCELLEME11.07.2025 09:04

Osmanlı’nın mektuplaşma, sefir gönderme ya da dini ve kültürel temsil yoluyla kurduğu temaslar, kamu diplomasisinin geleneksel örnekleri arasında yer alır. Dolayısıyla, kamu diplomasisi sadece modern döneme ait bir iletişim stratejisi değil; devlet aklının, halklar arası güven inşa etme çabasının tarihsel bir tezahürüdür.

Günümüzde ise kamu diplomasisi, sadece mesaj iletmekten öteye geçmiş; kimlik inşası, ulusal anlatının güçlendirilmesi ve küresel düzeyde meşruiyet üretimi gibi çok boyutlu işlevler üstlenmiştir. Artık devletler sadece ne söyledikleriyle değil, nasıl ve kim aracılığıyla söyledikleriyle de değerlendirilmektedir. Dijital çağın hızla dönüştürdüğü medya ortamında, bilgi akışı merkeziyetsizleşmiş; bu durum kamu diplomasisini stratejik bir zorunluluk haline getirmiştir. Sahte haberler, algı operasyonları, dezenformasyon ve dijital saldırılar gibi tehditler, devletleri kendi anlatılarını sistematik biçimde üretmeye ve savunmaya sevk etmektedir.

Türkiye, bu dönüşüme tepkisel değil, stratejik bir perspektifle yaklaşmış nadir ülkelerden biridir. Kamu diplomasisinin sadece kriz anlarında devreye giren bir araç olmadığını, aksine sürdürülebilir bir dış politika aracı olduğunu kavramış; bu bağlamda kurumsal kapasitesini geliştirmeye yönelmiştir. 2000’li yılların ortalarından itibaren, Türkiye'nin dış politikasında daha etkin, çok boyutlu ve değer temelli bir yaklaşım benimsemesi, iletişim faaliyetlerine de yansımıştır. Bu dönem, kamu diplomasisinin yalnızca hükümet politikalarını anlatma gayreti değil, aynı zamanda Türkiye’nin tarihsel birikimini, insani diplomasi vizyonunu ve küresel meselelere dair duruşunu aktarma çabası olarak da görülmelidir.

İşte bu anlayışla Anadolu Ajansı'nın uluslararasılaşması, TRT'nin küresel yayıncılığa açılması ve en nihayetinde Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'nın kurulması, Türkiye'nin kamu diplomasisini kurumsal temele oturtma kararlılığının göstergesidir. Bu kurumlar, sadece bilgi ileten değil, aynı zamanda anlam üreten, anlatı kuran ve Türkiye'nin medeniyet perspektifini yansıtan yapılardır. Türkiye’nin yükselen bölgesel ve küresel etkisiyle uyumlu olarak, bu kurumsal yapılanma da kamu diplomasisinin geleceğine yönelik kararlı ve özgüvenli bir vizyonun ifadesidir.

İletişim Başkanlığı: Stratejik Söylem Üretimi ve Kurumsal Koordinasyon

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, yalnızca bir halkla ilişkiler ya da basın organı değil; Türkiye’nin küresel ölçekte kendi anlatısını inşa etme iradesinin kurumsallaşmış hâlidir. 2018 yılında kurulan bu yapı, Türkiye'nin iletişim stratejilerinin merkezî olarak koordine edilmesi, kurumlar arası söylem birliğinin sağlanması ve Türkiye markasının ulusal çıkarlarla uyumlu biçimde temsil edilmesi gibi temel hedefler üzerine inşa edilmiştir. Esasında İletişim Başkanlığı’nın varlığı, Türkiye’nin sadece gerçekleri savunmakla yetinmeyip, kendi hakikatini, tarihsel hafızasını ve medeniyet perspektifini küresel ölçekte aktarma iradesini simgeler.

Modern çağın bilgi savaşlarıyla şekillenen ortamında, anlatı üretimi en az diplomatik müzakereler kadar kritik hale gelmiştir. Bu bağlamda İletişim Başkanlığı, dijital platformlarda yürüttüğü kampanyalar, uluslararası kamuoyuna yönelik hazırladığı çok dilli yayınlar ve kriz dönemlerinde sunduğu stratejik iletişim mesajlarıyla, yalnızca reaktif değil, aynı zamanda proaktif bir duruş sergilemektedir. Özellikle dijital dezenformasyonun sistematik olarak Türkiye’ye yöneldiği dönemlerde (örneğin Suriye krizi, Karabağ Savaşı, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası süreçler), Başkanlık, veriye dayalı anlatılar geliştirerek hem içeride hem dışarıda Türkiye’nin pozisyonunu meşru zeminde savunabilmiştir.

İletişim Başkanlığı'nın kamu diplomasisindeki en ayırt edici rolü, devletin kurumsal hafızasını dijital çağın gereklerine uygun bir şekilde yeniden üretme kapasitesidir. Başkanlık, sadece kriz iletişimi yapan değil, Türkiye’nin kültürel mirasını, insani diplomasi ilkelerini ve uluslararası hukuk temelindeki duruşunu görselleştiren, anlatılaştıran ve paylaşılabilir içeriklere dönüştüren bir aktör olarak konumlanmaktadır. Bu yönüyle kamu diplomasisinin geleneksel araçlarıyla modern iletişim teknikleri arasında bir köprü işlevi görmektedir.

Öte yandan kurumun stratejik iletişim vizyonu, yalnızca içerik üretiminden ibaret değildir. Anadolu Ajansı, TRT gibi diğer kamu diplomasisi aktörleriyle yürütülen eşgüdüm, Türkiye’nin söylem bütünlüğünü korumasına ve uluslararası alanda çelişkili mesajlar vermemesine olanak tanımaktadır. Bu bütünlük, yalnızca devletin iletişim performansını artırmakla kalmaz; aynı zamanda Türkiye’nin dış politikasına ahenkli bir arka plan sağlar.

İletişim Başkanlığı’nın geliştirdiği yapay zekâ destekli dezenformasyon tespit sistemleri, dijital arşiv projeleri ve etki analizi araçları da Türkiye’nin kamu diplomasisinde sadece söylemle değil, aynı zamanda veriyle konuştuğunun bir göstergesidir. Bu teknolojik altyapı, sadece bugünü değil, geleceği de gözeten bir iletişim anlayışının sonucudur.

Anadolu Ajansı: Yüz Yılı Aşan Bir Habercilik Mirası ve Küresel Erişim

Anadolu Ajansı (AA), sadece bir haber ajansı değil, Türk devlet aklının istiklal ve istikbal mücadelesinde sözün gücünü nasıl kullandığının tarihsel bir örneğidir. 6 Nisan 1920 tarihinde, daha Türkiye Cumhuriyeti ilan edilmeden, Anadolu’nun sesini dünyaya duyurmak için kurulan bu yapı, bir istiklal hareketinin kalemle yürütülen cephesidir. Dolayısıyla AA, haber üretiminin çok ötesinde, bir hafıza kurumu, bir kimlik taşıyıcısı ve nihayetinde bir kamu diplomasisi aracıdır.

Yüz yılı aşan bu kurumsal miras, günümüzde yalnızca yerli değil, küresel ölçekte bir habercilik ağına dönüşmüştür. AA bugün çok dilli yayın kapasitesiyle (İngilizce, Arapça, Fransızca, Rusça, Boşnakça, Farsça vb.) uluslararası kamuoyuna ulaşmakta, sadece Türkiye merkezli değil, küresel ölçekte şekillenen haber gündemini kendi zaviyesinden değerlendirmektedir. Bu yönüyle Anadolu Ajansı, Batı merkezli haber ajanslarının tekeli altındaki küresel bilgi dolaşımına yerli, bağımsız ve çoğu zaman insani bir bakış açısı kazandırmaktadır.

AA’nın kamu diplomasisindeki rolü, sahadaki varlığı ve anlatı tercihlerindeki özgünlükle kendini göstermektedir. Ajans, özellikle kriz bölgelerinde yerinde muhabirleriyle bilgiye doğrudan ulaşarak, olayları çoğu zaman ana akım Batı medyasından önce ve farklı bir çerçevede aktarma başarısını göstermektedir. Bu tür alanlarda sunulan içerik, yalnızca bir haber değil, aynı zamanda bir duruş, bir değer teklifidir. Türkiye’nin adalet, insani yardım ve bağımsızlık ilkelerini yansıtan haber dili, AA’nın yalnızca haberci değil, bir anlatı kurucusu olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.

Ajansın bu vizyoner işlevi, son yıllarda kurduğu Doğrulama Hattı, İnfo Analiz servisleri ve veri temelli habercilik birimleriyle daha da pekişmiştir. Dezenformasyonun yalnızca güvenlik değil, aynı zamanda kamu diplomasisi sorunu hâline geldiği günümüzde, AA’nın bu alandaki çabaları, kamuoyunun doğru bilgiye erişim hakkını korumak kadar, Türkiye'nin uluslararası alandaki imajını da korumaya yöneliktir.

Ayrıca Anadolu Ajansı, sadece Türkiye merkezli değil, Afrika’dan Asya’ya, Balkanlar’dan Latin Amerika’ya uzanan muhabir ağıyla Türkiye’nin dış politika derinliğini iletişim alanına da taşımaktadır. Örneğin Somali, Sudan, Venezuela gibi coğrafyalarda AA’nın sürekli muhabir bulundurması, Türkiye’nin dış politika vizyonunun kamu diplomasisiyle iç içe yürütüldüğünü göstermektedir. Bu çok yönlü saha varlığı, sadece içerik üretimine değil, aynı zamanda yerel halklarla bağ kurmaya, karşılıklı güven oluşturmaya da hizmet etmektedir.

AA’nın habercilik dili ve tercihleri, Türkiye’nin tarihsel hafızasını ve kültürel aidiyetlerini de yansıtır niteliktedir. İslam coğrafyasına, Türk dünyasına ve mazlum milletlere yönelik yayın politikası, Türkiye'nin hem geçmişle bağını hem de geleceğe dair vizyonunu sahaya yansıttığı bir aynadır. Bu bağlamda Anadolu Ajansı, yalnızca kamuoyunu bilgilendiren değil, aynı zamanda yönlendiren, hassasiyet kazandıran ve değer taşıyan bir medya kurumudur.

Son tahlilde, Anadolu Ajansı Türkiye’nin “kendi sözünü kendi diliyle söyleme” iradesinin tarihsel sürekliliğini temsil eder. Ajans, bugünün dünyasında sadece bilgi değil, hakikat arayışı içinde olanlara yön gösteren bir kutup yıldızı gibi, kamu diplomasisinin stratejik değil, aynı zamanda ahlaki bir boyut taşıdığını hatırlatmaktadır.

TRT World: Küresel Medyada Alternatif Anlatının Temsilcisi

Televizyon, 20. yüzyılın ortalarından itibaren kamu diplomasisinin en etkili araçlarından biri hâline gelmiştir. Özellikle CNN International, BBC World ve France 24 gibi yayın organları, yalnızca haber aktarmakla kalmayıp, ait oldukları devletlerin dış politika söylemini küresel ölçekte görünür kılan araçlara dönüşmüştür. Bu bağlamda TRT World, Türkiye’nin kendi anlatısını dünyaya doğrudan, bütünlüklü ve sürdürülebilir bir şekilde sunma iradesinin simgesidir.

2015 yılında yayın hayatına başlayan TRT World, klasik anlamda bir “devlet televizyonu” olmanın ötesinde, Türkiye’nin dünyaya dair bakışını yansıtan özgün bir medya platformudur. İngilizce yayın yapması, onun yalnızca Batı kamuoyuna ulaşma niyeti taşıdığını değil, aynı zamanda küresel ölçekte düşünmeye ve etki üretmeye aday bir mecra olduğunu göstermektedir. TRT World'ün yayın çizgisi; adalet, çok kültürlülük, insani diplomasi ve medya etiği gibi değerlere dayalıdır. Bu yönüyle kanal, yalnızca içerik sağlayan değil, aynı zamanda küresel medya düzenine itiraz eden bir alternatif olarak şekillenmiştir.

TRT World, özellikle kriz bölgelerinde yaptığı yayınlarla ve tercih ettiği anlatı diliyle öne çıkmaktadır. Filistin meselesi, Suriye iç savaşı, Myanmar’daki Arakanlı Müslümanların dramı, İslamofobi ve göçmenlik gibi konularda, Batı merkezli medyanın genellikle görmezden geldiği ya da çarpıttığı hakikatleri gün yüzüne çıkarmaya çalışmaktadır. Bu duruş, kanalın söylem kurucu bir kamu diplomasisi aktörü olarak konumlanmasına katkı sağlamaktadır. TRT World'ün bu bağlamda üstlendiği rol, yalnızca Türkiye'nin tezlerini duyurmak değil, aynı zamanda evrensel insani değerleri medya diliyle savunmaktır.

Öne çıkan programlar arasında, “Off the Grid”, “Decoded” ve “The Newsmakers” gibi yapımlar, yalnızca haber değil; derinlemesine analiz, arka plan bilgisi ve farklı perspektiflerin sunulduğu içerikler sunmaktadır. Bu programlar, izleyiciyi pasif bir haber tüketicisi olmaktan çıkarıp, eleştirel medya okuryazarı hâline getirme potansiyeli taşımaktadır. Bu da TRT World'ü sadece bir yayıncı değil, bir zihinsel dönüşüm aracı hâline getirmektedir.

Kanalın uluslararası habercilik kadrosu, yalnızca Türk gazetecilerden değil, farklı ülkelerden gelen medya profesyonellerinden oluşmakta; bu da hem içeriklerin evrensel düzeyde erişilebilirliğini artırmakta hem de küresel bir medya dilinin oluşmasına katkı sunmaktadır. Bu çok kültürlü yapı, Türkiye’nin kamu diplomasisinde kapsayıcı ve çoğulcu bir yaklaşım benimsemesinin doğal bir yansımasıdır.

Ayrıca TRT World'ün dijital platformlarda yürüttüğü kampanyalar, TRT World Forum, kısa video içerikleri, sosyal medya dili ve etkileşim odaklı yayın stratejileri, genç kitlelerle etkili bir bağ kurma potansiyelini ortaya koymaktadır. Zira dijital medya çağında yalnızca yayın yapmak değil, anlamlı bir etkileşim üretmek esastır. TRT World bu bağlamda hem içerik kalitesi hem de teknik altyapı bakımından Türkiye’nin “dijital diplomasi” kapasitesini artıran önemli bir aktördür.

 

Yorumlar6

  • Naim Çelik 5 gün önce Şikayet Et
    Gerçekten ilgi ve algımız dışındaki bir alana ışık tutmuşsunuz, teşekkürler
    Cevapla
  • MaLaTyLiHSN44YeRKöY 5 gün önce Şikayet Et
    Sayın Cihad Islam bey yazınızı büyük bir keyifle okudum, çok güzel tespitlerde bulunmuşsunuz, inanın çok haklısınız, kaleminize sağlık, lakin hayatımda böyle bir yazı görmedim, görmediğim için de algılamakta güçlük çektim.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Burak Tılsımov 5 gün önce Şikayet Et
    Bu bilgiler Nazarımı çekti.. medya da bu kadar güçlü olduğumuzu bilmezdim..
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Ayhan Uslu 5 gün önce Şikayet Et
    Cnbc ve cnn satılmış fonlanan kanallar. Cnntürk çok güzel bir çizgi yakaladı. TRT World öyle mi mazlumun sesi mağdurun destekçisi
    Cevapla
  • Kuaför Hanım 5 gün önce Şikayet Et
    TRT World ve TRT’nin diğer kanalları hakkı ve hakikati tüm dünyaya doğru bir perspektiften göstermektedir..
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat