İNFAK (paylaşımcılık) YOKSA, NİFAK (bozgunculuk) VARDIR

.

  • GİRİŞ27.09.2021 09:31
  • GÜNCELLEME28.09.2021 08:34

            Mevlâna’nın mürşidi Şems-i Tebrizî Konya’ya gelip daha Mevlâna ile karşılaşmadan önce, bir sabah namazından sonra, “Bugün Konya’nın atmosferinde bir sıkıntı var.” diyerek Konya’nın sokaklarına dalar. Sabah sabah bir fırının kapısından yaşlı bir kadının ağlayarak çıktığını görür.

            Şems, kadının yanına yaklaşarak, ona niçin ağladığını sorar.

            Kadın: “ Biz fakir insanlarız; evde iki yetim torunum var. Komşulardan biri azıcık un verdi, onu hamur yapıp fırına getirdim, ama param olmadığı için fırıncı hamurumu pişirmedi, üzüntümden ağlıyorum.” der. Şems, hamuru kadının elinden alarak pişirir. Ekmeği kadının eline verir ve kadına; “ Şimdi ekmeğini evine götür ve torunlarınla birlikte afiyetle yiyin.” der. Sonra gözlerini ufka dikerek:

            “ Atmosferdeki sıkıntının sebebini şimdi anladım. Bir yerde infak (paylaşım) yoksa orda nifak (bozgunculuk) vardır.” der.

            En büyük problemlerden birisi budur; paylaşım eksikliği. Atalarımız boşuna dememişlerdir, “Biri yer, biri bakar; kıyamet ondan kopar.” diye. Bireyler arasında olduğu gibi, devletler arasında da kavga ve savaşların baş nedeni, paylaşım! Adil paylaşımın olmadığı yerde her türlü nifak, kavga, savaş vardır ve bunun önü de alınmaz.

            Bir beldede yağmur duasına çıkılacak. Belde halkı, beldenin imamını alarak tepeye çıkarlar. Dualar edilir, fakat yağmur yağmaz. Beldeye dönerlerken, garip bir insanla karşılaşırlar ve ona durumlarını anlatırlar. Garip insan, tepeye çıkmadan beldenin içinde gezmeye başlar. Damı çökük bir evin önünde durur. Evden bir kadın çıkar. Garip adam o kadına sorar:

            “ En çok istediğin nedir?” Kadın:

            “ Yağmurun yağmaması için Allah’a dua ederim; çünkü evimizin çatısı yok, yağmur yağarsa evin içi yağmurla dolar.”

            Sonra ayakkabısının altı yırtık bir kız çocuğu çıkar orta yere ve der: “Ben de Allah’a dua ediyorum, yağmurun yağmaması için. Çünkü yağmur yağdığında dışarıda gezemiyorum, ayağım ıslanıyor.”

            Garip adam, belde halkına dönerek şunları söyler:

            “ Siz önce şu muhtaç insanların ihtiyaçlarını giderin, ondan sonra yağmur duasına çıkın!”

            İnsanın en mutlu olduğu anlardan biri, muhtaç bir insanı sevindirdiği anlardır. Onun yüzü güldükçe sizin de ruhunuz güler. Paylaşımın olduğu yerlerde kıskançlık, haset de olmaz; sevgiler düşmanlığa dönüşmez.

            Paylaşım sadece insanlar arasında değil, hayvanları sevindirdiğinizde de ruhunuzun aydınlandığını görürsünüz. Hayvana iyi muamele ettiğinizde adeta hayvanı esir alırsınız. Bu durum bitkiler için de geçerlidir; kötü davranılan bitkiler kurur, iyi davranılanlar ise filiz verir, deneyleri yapılmıştır.

            Müslüman, yalnız dünyası için yaşamaz; o, aynı zamanda ahireti için de çaba sarf eder. Dünyadaki inanç ve eylemlerinin mutlak bir karşılığının olduğu öte dünyasına halel gelmesini istemez. Bu nedenle dünyasını salt aklıyla değil, vahyin aydınlattığı aklıyla kurmaya çalışır. Böyle olunca da o, dinine bir kültür olarak bakamaz. Onun gözünde din (İslam) hayattır ve hayat dinden ibarettir. Paylaşım ve diğer güzel eylemler, onun hem dünyasını aydınlatır, hem de öte dünyada ona kucak açar. Müslüman olmayanların müslümanı anlayabilmeleri çok, ama çok zordur, vesselam.

            Paylaşımın erdemini anlamayan insan yoktur da, bu erdemi eyleme geçirebilecek ruhlar ne kadar da azdır! Galaksiler içerisinde bir nokta kadar bile olmayan dünyamızda neyi paylaşamıyor ve insanlığımızı kemirip duruyoruz? Yarını olmayan insanlar paylaşmaz.

NOT: Particilik paylaşımcılık mıdır?

D. Ali TAŞÇI

(dalitasci@hotmail.com)

Twitter: @DAliTasci

Yorumlar2

  • seraceddin emre 2 yıl önce Şikayet Et
    mümin kardeşine tebessümü sadaka olduğunu öğreten güzel Peygamberimiz in biz ahir zaman ümmeti birbirinden tebessümü bile esirgiyor ağabey sevgisiz mümin kuru ağaç gibimeyveden geçtik aıtında gölgelenecek yaprakta yok oysa iman sevgidir yaratanı sevmek onun elçisini ve tüm müminleri sevmek kalpte bu sevgi olrsa infak olur işe buradan başlamak lazım temel dertlerimizi dile getriyorsunuz kalbi teşekkürler
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Toprak 2 yıl önce Şikayet Et
    Onlar nerede olursa olsunlar, mazlumların feryatlarını duyarlar. Hakk'ın rahmeti gibi, feryat gelen tarafa doğru koşarlar. Onlardan birine " can ve gönülden yaptığın bu iyiliği, yardımı niçin, neden yapıyorsun?" diye sorulsa, " O mazlumun başına gelen çaresizliği, içine düştüğü gamı, kederi için yapıyorum" der...Nerde bir dert varsa, deva oraya gider...Mesneviden Ellerinize, emeğinize sağlık değerli Yazarımız.
    Cevapla Toplam 4 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat