Ünlü tarihçi İsmail Hami Danışmend ‘Tarihi Hakikatler’ isimli eserinde anlatıyor:

‘Sultan Hamid’in 1964 yılında vefat etmiş olan eşi Müşfika Kadın Efendi anlatmıştı: İkinci Abdülhamid bir gün Plevne kahramanı Gazi Osman Paşa ile sohbet ederken görüştükleri mevzu gereği şöyle bir şey sormuş:

‘Senin hayatının en mesut anları hangileridir, Paşa?’

Gazi Osman Paşa şöyle cevap vermiş:

‘Hayatımda en mesut anlarım geceleri uykuda geçirdiğim anlardır, Efendimiz!’

Bir köyde çiftçi olmakla bir ülkeyi yönetmek elbette aynı şeyler değildir; farklı sorumluluk ve yetenek gerektiren şeylerdir. Çiftçinin sorumluluğu tarlaya tohumu ekmek, bakımını yapmak ve yetişince de hasadını gerçekleştirmektir. Onun kapasitesi, donanımı, sorumluluğu kendi çapıncadır. Akşam olunca da çoluk-çocuğuyla evde çay içmek, sohbet etmektir.

Fakat bir ülkeyi yönetmeye kalkışanların, elbette sorumlulukları ve donanımları da dağ gibi olacaktır. Bilgi düzeyleri, dünyayı okumaları, insanları derinlemesine tanımaları kaçınılmazdır. Kültür ve medeniyet algıları, entelektüel duruşları keskin olmalıdır. Kendi ideoloji ve inancı doğrultusunda olmasa da, kültür ve medeniyet adına kalem oynatan, ürün veren kişileri, sanatçıları yakından tanımalıdırlar.

Ülkeyi yönetmeye aday olan bir insan için, hem mütedeyyin kesime ayna, hem de o kesimin çok önem verdiği bir sanatçıyı, bir fikir, düşünce ve aksiyon adamını, bir şairi tanımamak büyük bir gaflettir.

Kılıçdaroğlu Hatay’da konuşma yaparken Üstad Necip Fazıl Kısakürek’ten alıntı yapmaya çalıştı. Üstad’ın ‘Destan’ isimli eserinden bir beyit okumaya çalışan Kılıçdaroğlu, ‘Hani diyor ya şair galiba, Necip Fazıl...’ ifadelerini kullandı. Necip Fazıl’ın şair olup olmadığını dahi bilmeyen Kılıçdaroğlu’nun, beyti baktığı kağıttan bile okuyamaması, ‘Bu taksimi kurt yapmaz, kuzulara şah olsa.’ diyeceğine, ‘Kurtlara şah olsa’ diyerek beyti de yanlış okudu.

Necip Fazıl sıradan bir şair, düşünür, fikir adamı değildir. ‘ Muhafazakar kesim’ dediğiniz muazzam kitlenin fikir ve düşünce dünyasını yoğuran çağdaş bir liderdir. Onu da geçtik, 20 yıldır ülkeyi yöneten ve senin ‘ Korkulu rüyan’ olan R.Tayyip Erdoğa’ın fikir ve düşünce dünyasını yoğuran bir ‘Üstad’dır. Sevmesen bile, muarızının dünyasını anlamak için onun dünyasını yoğuran bir insanı tanımak gerekmez mi?

Türk aydını’ denilen kesimin ‘ İslam’ ismi anılınca yüz rengi değişiyor. Aydın sorumluluğunu takınarak, bir türlü de İslam’ı kaynağından tanımaya yanaşmıyor. İslam ve Müslüman denince kibrine bürünüyor ve aşağılamaya kalkışıyor.

‘Ötekileştirme, ayrışma’ deniliyor. Kurulan sistemde bu milletin inancına, değerlerine, kültür ve medeniyet yapısına büyük baskı kurulduğunu dağdaki çoban bile farkındadır. Necip Fazıl’ı tanımayan, entelektüel birikimden nasibi olmayan bir insanın halkı yönetmeye kalkışması, halk adına büyük bir kayıptır.

Bu gidişte Sayın Kılıçdaroğlu’nun en mutlu olduğu anlar, geceleyin uykuda geçirdiği anlar olacağa benzemektedir.

D. Ali TAŞÇI

dalitasci@hotmail.com

Twitter: @DAliTasci