Bediüzzaman'dan Baydemir'e nasihat

  • GİRİŞ06.08.2010 10:27
  • GÜNCELLEME06.08.2010 10:27

Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’in “Türkiye’nin özerk bölgelere ayrılma” talebinin yanı sıra “Her bölgenin parlamentosu olsun” sözlerine ne demeli?

“Belediye binamızın önünde ay yıldızlı Türk bayrağımızla sarı-kırmızı-yeşil bayrağımız dalgalansa ne olur?”

Ne olmaz ki?

Neden Baydemir her konuşmasında illa bir “ısırık” bırakıyor. Can acıtan türden söylemler sadece şehit anneleri kızdırmıyor, dağda ölenlerin annelerini de endişelendiriyor.

Baydemir’in bir ergen küstahlığıyla konuşması ona bir meziyet kazandırmaz. Onu kahraman da yapmaz.

Baydemir’in sözlerini satır satır değerlendirecek değiliz. Böyle bir lükse girmenin anlamı da yok.

Ancak hiç mi kendi tarihini okumamımış.

*

Aslında bu güne kadar uzanan “Kürt ulusalcı” hareketlerin ilk çıkış kaynakları, 2. Mahmud zamanına kadar uzanıyor...

Merkezileşme politikası çerçevesinde Kürt beylerinin satatülerinin bozulması, buna bağlı idari, siyasi ve iktisadi problemler olduğu kayıtlar arasında…

İlave olarak 19. asırda Avrupa’da gelişen milliyetçilik dalgasının, Osmanlı Devleti’nde de gelişme göstermesi….

Gele gele Bedirhan Bey’in düzensiz ordu kurması, otoritesini tanımayan aşireterlere savaş açması… Mısırlı İbrahim Paşa birliklerine yenilen mir, bağımsız bir Kürdistan kurmayı planlamaya başlamış ancak Nasturilere yaptığı katliam üzerine tutuklanarak akrabalarıyla İstanbul’a gönderilmiş.

*

Sultan Abdülhamid tarafından, Miran aşiret reğisi Mustafa Ağa, Hamidiye Paşası yapıldı. Bölgenin en güçlü adamı oldu. Osmanlı/Rus savaşından sonra Bedirhanlardan Osman ve Hüseyin “Paşa” ünvanı almalarına rağmen Cizre tarafında bir isyan başlatmadan duramamaları ilginç... Asker sevkinden sonra eşkiyanın yüz elliden fazla telefat verdiği Diyarbakır’dan Sadarete gelen Teşrin-i Sani 1294/13 Kasım 1878 tarihli telgrafla bildirilmiş.

Atlayarak geliyorum: Şeyh Said dönemine… Altı asker kaçağının yakalanması için gönevlendirdilen jandarma birliğine ateş açılmasıyla, yani basit gibi görünen bir olayla isyan başlamış… Sonra bastırılmış. Detaylara girmiyorum.

*

Burada Bediüzzaman Said Nursi’nin yaklaşımı önemli. “Müsbet hareket tarzıyla” mücadele ettiğini görüyoruz. Üstelik dinin en küçük bir esasından taviz vermeden, yanlış gördüğü hususları idarecelerle paylaşmış.

“Dahilde silahlı mücadele olmaz” demiş ve anarşizme sebebiyet verecek yolları kapatmış. Asayişi muhafaza etmek temel esas olmuş.

Üstelik 10 kadar aşiret reisi Bediüzzaman’a gelip Şeyh Said’in yanında olduklarını ve ona iştirak etmek istediklerini söylediği halde… Bediüzzaman ölçülü konuşmasıyla, aşiret reislerini ikna etmiş. Menfi hareketlere girişenlerin arka planında yabancı parmağı olmasından duyduğu endişeleri dile getirmiş.

*

Bediüzzaman’ın Şeyh Said’e yazdığı ikazı, aslında bu günlere kadar uzanan cevabi bir mektuptur. Özellikle Baydemir gibi düşünenlere.

Diyor ki:

“Türk milleti asırlardan beri İslamiyet’in bayraktarlığını yapmıştır. Çok veliler yetiştirmiş ve çok şehitler vermiştir. Böyle bir milletin torunlarına kılıç çekilmez. Biz Müslümanız. Onlarla kardeşiz, kardeşi kardeşe çarpıştıramayız. Bu şer’an caiz değildir. Kılıç harici düşmana karış çekilir. Dalihde kılıç kullanılmaz. Bu zamanda yegane kurtuluş çaremiz, Kur’an ve iman hakikatleriyle tenvir ve irşat etmektir. En büyük düşmanımız olan cehli izale etmektir. Teşebbüsünüzdan vazgeçiniz zira akim kalır. Birkaç cani yüzünden binlerce masum kadın ve erkekler telef olabilir.” (Bediüzzaman Said Nursi, Tarihçe-i Hayat)

Bediüzzaman hazretleri Baydemir’e bu sözlerle mealen, “Aklından bile geçirme!” diyor.

Birlik ve beraberlik eşittir istikrar. Bu gün bile Risale-i Nur ve talebeleri bu ülkede anarşizme set olmaya çalışmaya devam ediyor.

Hülasa: Devlete de burada iş düşüyor. Bireysel özgürlükler, demokrasi, hukuk devleti, adalet gibi kavramlar yerleşmeli. Tam güvenlik sağlanmalı. Ekonomik özgürlüğün yanı sıra, Demokrasi, insan hakları ve eğitim işler hale getirilmeli.

Davut Şahin - Haber 7
davutsahinn@gmail.com

Yorumlar18

  • ali sönmez 14 yıl önce Şikayet Et
    acı gülümseme. yazar efendi bence beiüzmanı bu işe karıştırmayın. özerkilk demek dahilde silah çekmek değildir. özerklik demek ademiyeti merkeziyettir:) özerklik demek büyük brabder türkün kürde kendi dilini ve kültürnü öğrenmesi için kemalistler tarafından 85 yıldır el konulan haklarına müslüman kardeşin eliyle kavuşmasıdır:) yoksa kemalist mirasa sahib çıkarak islam olduğunuzu sanıyorsnuz. kendiniz için kemalizmi hal edin ama bize miras bırakın bu kadarcık mı insafınız var efendiler::))) bu ülümsemeler acı gülümsemeler.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • ali sönmez 14 yıl önce Şikayet Et
    osman baydemire bediüzzaman nasihatleri:). Ey Kürtler! İhmalkarlığınız yüzünden son derece düzensiz kalmış ve sadece bazı dalları aşılanmış olan diliniz, cennetin tuba ağacı gibi bir ağaç olma kabiliyetine sahip olduğu halde kurumuş, perişan kalmış ve medenileşmenin dili olan edebiyat oluşturma noktasında eksik kalmıştır. İhmalkar tutumunuzdan dolayı kalbini kırmış olduğunuz Kürtçeniz, sizi milli onurunuza şikayet etmektedir. ictimai reçeteler
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • ali sönmez 14 yıl önce Şikayet Et
    bence bunu okumuştur. yazar bey osman baydemir risalei nurun okuyor...hemde şu satırlarını:))))Ey Kürtler! Şimdi size milli hamiyet dünyamızdan önemli bir kişiliği takdim ediyorum. O da Motkili Halil Hayali Efendidir. Milli hamiyetin her alanında olduğu gibi dil alanında da öncülüğü kimseye kaptırmamıştır. Dilimiz Kürtçenin temeli olan alfabe ve dil bilgisini oluşturmuştur. Diyebilirim ki Hamiyet, gayret ve fedakarlık asrı, zayıfları koruma duygularıyla iç içe geçerek onun manevi şahsiyetini oluşturmuştur. Gerçekten Kürdistanı
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • ozal 14 yıl önce Şikayet Et
    once esitlik sonra kardeslik. evet biz kesinlikle kardeslik istiyoruz ama biz diyoruz ki once esit olalim ondan sonra kardes olalim vesselam. ustadin 100 sene evvel bir universite acilsin Arapca,Turkce ve Kurtce dillerinde egitim verilsin fikri dinlenilseydi bugun Pkk diye birsey kesinlikle olmayacakti..
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Farsak 14 yıl önce Şikayet Et
    TARIHDEN ALINTI YAPARKEN TEYIT ETTIRSEYDINIZ KESKE.... O söylence 1925 de degil. Yani söylenen söz Seyh Saide degil. Bu birinci kisim. O söz söylendi mi söylenmedi mi hala net degil. Ancak söylendi diyenler de iki ye ayriliyorlar. Söyle ki. Birinci görüs söylendi ama sanildigi gibi 1918 de Kürt teali cemiyeti yöneticileri ingilizler ile bir hareket birlikteliginden bahsettiklerinde,hayir dedigi ve sözü edilen konusmayi yaptigidir. Digeri ise 1908 de söyledigidir. Her ikisi de yanlis böyle bir sözün olmadigi görüsü ise hala aydinlanmis degil.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat