'Hayır'cı 'Anchorman'lerin zor gecesi
- GİRİŞ13.09.2010 09:17
- GÜNCELLEME13.09.2010 09:17
“Bir seçmenin en mutlu anı nedir?” diye sorsanız, kuşkusuz “oy verdikten sonra televizyon karşısına geçip sonuçlarına bakmak” diyebilir.
Rakamlar tek tek ekrana düştüğünde Türk halkının bu referandumla demokratik bir refleks yakaladığını gördük.
*
Anchormanlar ekranda iş başındaydı. TRT’nin Haber Müdürü Ahmet Böken, Zaman Gazetesi Başyazarı Ekrem Dumanlı, Star Yazarı Ergun Babahan’la birlikte konuklarıyla referandum sonuçlarını değerlendirdi. İlerleyen saatlerde Dumanlı, MHP’nin tavrını değerlendirirken, bu tablonun iyi okunmasını ve “ulusalcı” çizgiden uzak durması gerektiğini hatırlattı. Aynı tabloyu PKK’nın da analiz etmesi gerektiğine işaret etti. “Stanilist metodların artık yürümediğini” söyledi.
*
Ali Kırca’nın (Show TV) işi zordu. Çünkü belli ki istediği sonuç çıkmamıştı. Konuklarını dinlerken kafası başka yerdeydi sanki. Prof. Mehmet Altan’ın yorumlarına katılmamakla birlikte mecburen dinliyor gibi bir psikoloji içindeydi. Hatta program bir an önce bitsin istiyordu… Sık sık kameraya bakması bu yüzden miydi acaba?
*
Mehmet Ali Birand (Kanal D), kendisi konuşmak yerine getirdiği konuklarına söz verdi. “Evet”çiler, “Hayır”cılar yanı sıra “boykot”çular, siyasi parti temsilcileri özellikle Anayasa Hukukcuları yorumlarda bulundu. Eski YÖK Başkanı Erdoğan Teziç’i görmek bizi memnun etti. Uzun zamandır ortalıkta görünmüyordu. Teziç, refarandum sonuçlarının önemsenmemesi gerektiğini hatırlatırken bu sonucun “başkanlık provası” olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Teziç ekranlardan fazla uzak kalmamalı. Maç yorumlarında da görmek isteriz.
*
Erdoğan Aktaş (atv) konuklarından Eski Anayasa Rapörtörü Osman Can’ı da konuk etti.
Can “yeni anayasa”nın önünün açıldığını söylerken, mutabakatın da önemini vurguladı. Bundan böyle halkın kendi iradesine sahip çıktığına işaret etti. Bürokratik oligarşinin çözüldüğünü ve yeni anayasanın çerçevesinin kalın bir biçimde çizilmesi gerektiğine işaret etti.
Benzer ifadeleri Kemal Gülen’in programında da (SamanyoluHaber) tekrar etti. “Toplum darbelerden sıyrılıyor. Maskeli faşizm kalkıyor. Slowmotion yaşanıyor artık. Devamı gelmeli. Artık psikolojik bariyer yıkıldı” diyerek Türkiye’nin yeni ufkunu gösterdi.
*
Uğur Dündar (Star TV) profesyonel “kurgu”cu... Muhabirlerini “hayır” bölgelerine yerleştirerek, refarandum sonuçları için dürbüne tersten bakmayı yeğledi. Konukları da “hayır”cı olunca sanki “Hayır” oyları kazanmış gibi bir görüntü çıkıverdi. Pes doğrusu. Dündar aslında hemen bir anket şirketi kurmalı. Seçim sonrası müşterilerini ikna etme yöntemine de sahip.
*
Erhan Çelik (Kanal 7) Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Merkezi önünde Mehmet Acet’ten bilgi aktarmaya çalıştı. Ak Parti önündeki Anayasa Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya’ya mikrofon uzattılar, “Memleket için hayırlı olsun. Demokrasi kazandı. Kurumsal olarak bu mesajı okuyacağız” dedi. Sözünü fazla uzatmadı. Başbakan’ın açıklamalarını beklemenin daha uygun olacağını düşündü.
Bu arada MHP’nin yazılı açıklaması haber bültenlerine düştü. Erhan Çelik bu metni okudu, “Türkiye karanlık bir döneme girmiştir” sözleri MHP’nin içine düştüğü karamsar tabloyu anlatmaya yetiyordu.
*
TRT-Türk’te Nimet Çubukçu da ayaküstü söyleşi yapan Bakanlardandı. “Sonuç sürpriz olmadı. Karanlık günler geride kaldı, güzel bir döneme girilmiştir” diyerek özetledi referandumu.
*
Bir çok yorumcu, Diyarbakır sonuçlarının iyi değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Zahide Ülkü Bakiler’in konuğu (Hilal TV) Vahdettin Bahadır (MÜSİAD Diyarbakır Şb. Başkanı) idi. Diyordu ki, “Türkiye değişimi istiyor. Bütün cuntadan, bütün çetelerden kurtulmayı istiyor. Bu tablonun ciddi analiz edilmesi lazım.”
Yine stüdyo konuğu Prof. Dr. Nevzat Tarhan’dı. Referandumun psikolojik boyutlarını ele aldı. İki hastasından örnek verdi. Korkuların aşılması için bu referandumun bir fırsat olduğunu anlattı.
*
Sonar Başkanı Hakan Bayrakçı (TV8) anketçilerin de yanılabileceğini ve hatta “yanıldığını” itiraf etti. Ama bu yanılgının “teknik” bir nedenden olduğunu da gizlemedi. “Birçok şirket birlikte çalışır, biz tek çalıştık. Teknik yanlışlıklarımız olabilir. Bu diğer şirketler için de geçerli” diyerek bir anlamda “araştırma şirketleri”nin hata yapabileceğini vurguladı.
Yine aynı programda referandumu “hukuki” boyutuyla ele alması istenen Turgut Kazan’ın ilk kez bu kadar heyecansız ve “kem, küm” ettiğini gördüm diyebilirim.
*
Başbakan R. Tayyip Erdoğan’ın konuşması da yine ekranlardaki konuklar tarafından değerlendirildi. Taraf Gazetesi Yazarı Elif Çakır, Başbakanın konuşmasının merhamet yüklü ve kucaklayıcı olduğunu söyledi (Ülke TV). Öte yandan CHP’li Ercan Karakaş, başbakanın konuşmasından “12 Eylül’ün yargılanmayacağı” sonucunu çıkardı. “Çünkü geçici 15. Maddenin buna müsaade etmeyeceğini” vurgusunu yaptıktan sonra Anayasa Komisyonu Başkanı Hukukçu Burhan Kuzu’nun konuşmasını örnek gösterdi (TV8).
*
Başbakanın basın açıklamasını kimi kanallar tam verirken, Show TV, Kanal D ve Star TV yayını keserek apar/topar dizi film vermeyi tercih etti. Kanal D “Özel” etiketle Yılmaz Erdoğan’ın BKM Mutfak bölümü giriverdi. Star TV “Dürüye’nin Güğümleri”ni ekrana sürerken, Show TV ise yeni dizisi “Lale Devri”ni görücüye çıkardı.
“Anchorman”lar adeta takımı yenilmiş taraftar psikolojisi içinde ekranı terk etti.
*
Günün mizahi konusu kuşkusuz CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun oy kullanamaması idi.
Sen haftalardır “hayır” için gezmedik meydan bırakmayacaksın, sonra da oy kullanamayacaksın. Yetmeyecek, kendi kusurunu iktidara yükleyeceksin. Kılıçdaroğlu’nun durumu “Kemal Sunal” filmlerini aratmadı doğrusu.
*
Eğrisi/doğrusuyla, acısı ve tatlısıyla bir Referandum da böyle geçti. Türk Demokrasinin önündeki çakıl taşları temizlendi.
“Yetmez, ama Evet” diyenler şimdi, “Evet, ama yetmez” diyor. Belki yol uzun, mesafe çok...
Demokrasi için “menzil-i maksud”a ulaşmak artık ütopya değil.
Davut Şahin - Haber 7
davutsahinn@gmail.com
Yorumlar14