Yılın “basın kahramanı” bir gazeteci oldu.

Kim bu ödülü veren: Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI).

Değerli gazeteci dostumuz ödülünü Viyana Belediye Meclisi’nin tarihi binasında düzenlenen bir törenle almış (Star TV).

Peki “basın kahramanı” refikimiz bu ödüle niçin layık görülmüş?

-Hrant Dink cinayetiyle ilgili bir kitap yazmış. Halen yargılanması sürüyormuş.

Ondan. Kutluyoruz.

*

Ben de sandım ki, “basın kahramanı” ödülü, Türkiye’nin içinde bulunduğu zor gazetecilik şartlarıyla ilgili verilmiş.

Malum, ülkemizde basın emekçisi olmak zor.

Geçenlerde TRT ve Basın Yayın’ın bağlı olduğu Devlet Bakanı Bülent Arınç bir medya patronunu eleştirirken bir nebze bu meseleye dokunmuştu.

Şöyle diyordu: “Bir patron 3 ila 6 milyar dolar çıkarıp masanın üzerine koyarak ilaheyi alıyor, ama onun çalışanları 6 aydan beri maaş ve ikramiylerini alamıyorlar. Evlerine ekmek götüremiyorlar.” (Basın)

*

Dedim ya, basın emekçisi olmak zor. Çalıştığınız gazete, sorgusuz sualsiz sizi kapının önüne bıraksa ne yapabilirsiniz?

Nitekim onlarca gazeteci dostumuz “aptalca” bahanelerle kovuldu.

Yahut çalıştığı medya kuruluşunda işinden olmamak için 4 ay maaş alamadı... Evine ekmek götüremediği için eşiyle tartışan, psikolojik destek bile alamayan gazeteci dostlarımız var.

Böyle bir gazeteciye ödül verilse daha anlamlı olmaz mıydı?

Asıl “basın kahramanı” her türlü imkansızlıklar içinde yaşamayı başarabilen basın emekçisidir.

*

IPI, galiba Doğan medyasında çalışan kalburüstü gazetecileri tanıyor. Yüksek maaş alan, rahat koltuklarında bilgisayar klavyesi tıklatan gazetecilere “basın kahramanı” payesi vermek kolay.

Aslolan, işinden kovulduğu için aylarca evinde oturan, özlük haklarından mahrum bir gazeteciye bu ödülü verebilmek.

*

Türkiye’de çalışan fikir işçilerinin gerçekten çok ciddi sorunları, sıkıntıları ve eksiklikleri var.

Çünkü basın sektöründe patronlarla çalışanlar arasında tamamen ters orantılı bir gelişme yaşanıyor. Bu problem devam ederse, bu çarpıklık ilanihaye devam edecek demektir.

*

“Basın kahramanı” Nedim Şener ödül alırken aklıma şu sorular takıldı:

-Acaba Uğur Dündar’ın adamı olmasaydı ona bu ödülü verirler miydi?

-Acaba Doğan Medyasında yani Milliyet Gazetesi’nde yazmasaydı, bu ödülü koklatırlar mıydı?

-Zaman zaman bazı gazetecilere “gizli haber servisi” yapılır. Bu belgeleri yayınlamak cesaretini nereden elde etti?

-Terörle mücadele edenleri hedef göstermek için kimden bu bilgileri aldı?

*

Benimkisi sadece bir “gazeteci” merakı.

Davut Şahin - Haber 7
davutsahinn@gmail.com