Eşcinsel karakterlere hayır!
- GİRİŞ22.09.2010 14:19
- GÜNCELLEME22.09.2010 14:19
Sınav, “O tip insanların profilini sergiliyoruz” diyor.
Dizideki karakterleri “provoke” amaçlı kullanmadıklarını ifade ettikten sonra, “Böyle bir amacımız olsaydı, daha önceden görselleri basına verirdik. Hikayemizde Firavun’un sarayından bahsediyoruz. Firavun’un sarayında böyle şeyler vardır. Bunlar gerçektir. Karakter tanımlaması yapıyoruz. İyiliği, bütün güzelliğiyle gösterebilmek için karanlığı da bütün çıplaklığıyla göstermek lazım…. Ahlaksızlık propagandası yapmıyor, aksine o tip insanların profilini sergiliyoruz. Bu kişiler ve ahlaksızlıklarını gösterebilmek için ahlak sınırları dışına çıkmadan bir şeyler yapmak zorundayız.” (HT Magazin)
*
Daha önce de yazmıştım. Eşcinsellik ekranlarda artık “sıradan”mış gibi verilmeye başlandı.
Bazı dizi filmlerde yan karakterlerde özellikle “fazla hümanist” ve “akıllı” lanse edilerek topluma yavaş yavaş kabul ettirme çabalarını görüyoruz.
Misal, bazı sanatçıların bu konuda “önder” olduklarını biliyoruz.
Esasen “Zeki Müren”le başlayan bir tartışma, günümüze kadar uzanmış. Hatırlarsanız Sanatçı Özdemir Erdoğan’ın bu konuda söyledikleri medyaya yansımıştı.
Erdoğan’la yaptığımız röportajda, “Bu tür eylem, çocukların üzerinde negatif yönde etkili olur. Belki sanatçı Zeki Müren veya başka birisi, böyle bir etkinin meydana gelebileceğini, içinden gelen bu eylemi yaparken o zaman düşünmemiştir. İyimser yaklaşırsak, belki de onu yayınlayan kişiler de sonuçların bu noktaya gelebileceğini düşünemişti. Ama bir kısım emperyal güçler tarafından tahrik edilmiş ve ortaya konulmuştur. Bu da bir görüştür. Yani Türkiye’deki kaliteyi, müzik ve sanat ortamını dejenere etmek için emperyal güçler tarafından kullanılmış da olabilir. Günümüzde de kullanılmaktadır” (24 Mayıs 2002, Yeni Asya Gazetesi) demişti.
*
Müzik endüstrisinde bir dönem “feminen” erkekler modaydı. Sanatçının tepkisi bu yöndeydi ve bana göre haklıydı.
Bu tip “karakterler”in televizyon programlarında lanse edilmesi kadar yanlış bir şey düşünemiyorum.
Ülkemizde “o tip insan profili” çok mu yaygın?
Eşcinsel karakterler kimi Amerikan dizi ve filmlerde öne çıkabilir. Onlara göre bu normal. Hatta “eşcinselliğin” eleştirilmesi bile neredeyse tabu haline geldi.
Bu tür “tip”lerin lanse edilmesi, yeni yetişmekte olan ve henüz karakteri oturmamış olan gençlerin zihnini resmen ifsad eder, bozar.
*
Araştırmalara baktığımızda, geçtiğimiz yüzyılın önemli bir bölümünde, eşcinsellik, “kişilik bozukluğu” olarak kabul görüyordu. Amerikan Psikiyatri Derneği (APA), 1990’da ise Dünya Sağlık Örgütü (WHO), eşcinselliği “psikiyatrik bir bozukluk’ sınıfından çıkardı.
Peki nedir?
Burada Prof. Dr. Nevzat Tarhan’a kulak veriyoruz.
Diyor ki, “Eşcinsellik insanda doğal olarak var olan bir yönelim değildir. Sosyal öğrenme ile ve yanlış eğitimle gelişmiş bir durumdur. Biyolojik doğaya uymayan bir sapmadır. Heteroseksüeliğin geni vardır, ancak eşcinselliğin geni yoktur.” (İnsani Değerler ve Ruh Sağlığı Vakfı adına yapılan bir açıklamadan..)
*
Dolayısıyla televizyonda gösterilen “eşcinsel” karakterlerin gençlerin üzerinde etkisi mümkündür.
Hülasa-i kelam:
Eşcinselliğin, yani sapıklığın kol gezdiği program ve dizi filmlere hayır!
Davut Şahin - Haber 7
davutsahinn@gmail.com
Yorumlar16