Atos, Patos ve Dartanyan üçlüsü!
- GİRİŞ30.10.2010 09:06
- GÜNCELLEME30.10.2010 09:06
ATOS, PATOS VE DARTANYAN ÜÇLÜSÜ: ÖZKÖK, ALTAYLI VE BARDAKÇI!
Ertuğrul Özkök günah mı çıkarıyor? Yahut geçmişte attığı manşetlerin pisliğini temizleme derdine mi girdi?
Gittiği her yerde “411 el kaosa kalktı” manşeti soruluyor da… Balçiçek Pamir Habertürk’te bir ara o malum manşeti sormuş, cevabında “şimdiki manşetler çok mu daha düzgün” diye vermişti.
Özkök en son Fatih Altaylı ve Murat Bardakçı’nın programı “Teke Tek”e (Habertürk) konuk oldu. Yine aynı soru. Belli ki hazırlıklı… Ama yüzünün pembeliğini gizleyemiyor.
Kükrüyor:
“Ben anlamadım ki, dünyanın neresinde bir manşetle dünyalar yıkılıyor, kuruluyor. Tut ki, yanlış manşetti. Farklı manşet attım. Benim zekam bu. Ben size bir sürü manşet sayabilirim bunun gibi: Alt kimlik, üst kimlik.”
Programın komik adamı Murat Bardakçı ekliyor: “Cezayir olayları için; Alıştıra Alıştıra Şeriat.” Gülüşüyorlar bir de…
Merdi Kıpti şecaat arzederken, sirkatini söylermiş. O hesap.
Pişkinliğin yeni adresi Özkök olmalı.
*
Benim de anlam veremediğim şey; bir ara iki şovalye köşelerinden birbirlerine kılıç üşürmüyor muydu?
Birinin adı: “Pompacı.”
Diğerinin adı: “Kömürcü” değil miydi?
Şimdi can-ciğer kuzu sarması olmuş, birlikte kaynatıyorlar.
*
Programda dikkatimi çeken, Fatih Altaylı’nın bir itirafı oldu.
Manşet tartışmasında dedi ki:
“Erhan Tuncel’in polis muhbiri olduğunu ilk ben açıkladım. Polise, jandarmaya sordum kimse söylemedi. Ben söyledim.”
Altaylı nereden biliyordu Tuncel’in “muhbir” olduğunu?
Muhbirin “muhbir” olduğunu bilmek için “muhbir” olması gerekmiyor mu?
*
Malum Erhan Tuncel, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesinde azmettirci olduğu iddiasıyla tutuklanarak Tekirdağ F Tipi Cezaevine konulan şahıstır.
Altaylı’ya bu bilgi nereden servis edildi acaba?
Sanırım bu sorunun cevabı öğrenmek için aşağıdaki satırları okumak yeterli olacaktır:
*
“Soru: Bu ajan gazeteciler ne yaparlar?”
“Cevap: Karakter suikastı yaparlar. İstihbarat kurumları, onlara şu adamı yıpratın der ve onlar da yıpratırlar. Suçlayıcı ve çarpıtma haberleri ve yazılarıyla yıpratırlar.
Biz, Sabah Grubu’nda ajan gazeteci var mıydı, varsa bunlar kimlerdi,bilmiyorduk. Bir tek Ünal İnanç’ı biliyorduk. O da Ankara büroda alt kademede biriydi.
Ama Hürriyet Grubu’nda Fatih Altaylı’nın, Tuncay Özkan’ın MİT’le ilişkileri biliniyordu. Biz de öyle bilinen gazeteci yoktu.” (Zaman)
*
Soruyu soran Nuriye Akman. İtirafı yapan ise Sabah Gazetesinin Eski Genel Yayın Müdürü Ergun Babahan. Bu bilgiyi ise eski MİT yöneticisi Mehmet Eymür’ün açıklamalarına dayanarak yapıyor.
*
Soru: “Onlar nasıl biliniyordu peki?”
Cevap: “Eski MİT yöneticisi Mehmet Eymür onları açıkladı. Zaten geçen gün bir gazeteci arkadaşımız anlattı. 28 Şubat’tan sonra gazeteciler Mesut Yılmaz’la yemekteler.
Fatih Altaylı’yla Tuncay Özkan, Yılmaz’ın önünde, ‘MİT’te kim maaşlı, kim gönüllü çalışıyordu?’ tartışması bile yapmışlar birbirleriyle. Y
ani kendileri anlatıyorlar bunu. Güya biri paralı çalışıyormuş, biri de gönüllü.” (a.g.g.)
*
Atos, Patos ve Dartanyan üçlüsü geçmişi kaynata dursun, millet bunların 28 Şubat ve sonrasında attıkları “manşetleri” asla unutmayacaktır.
Çünkü o manşetler hem basın hem de demokrasi tarihine düşmüş kara birer lekedir.
Bu leke onları hayatı boyunca bir karabasan gibi takip edecektir.
Yorumlar3