"Bombacı" Sosyolog Pınar Selek

  • GİRİŞ24.11.2010 09:05
  • GÜNCELLEME24.11.2010 09:05

İtirazı olan var mı?
Kim bu Pınar Selek?
İstanbul’daki Mısır Çarşısı patlaması davasıyla ilgili yargılanmakta olan bir kişi.
Dava 12 yıldır devam ediyor.
Hatırlanacağı üzere: 9 Temmuz 1998 günü Mısır Çarşısı’ndaki patlamada 7 kişi öldü, 127 kişi de yaralanmıştı.
O gün basın, patlamanın tüp patlamasından kaynaklandığını yazmıştı. İki gün sonra polisin ilk raporunda “Patlama bombadan değil” denildi. Ancak aynı gün sosyolog Pınar Selek’in aralarında bulunduğu 15 kişi gözaltına alındı. Bir sonraki gün ise Pınar Selek’in işyeri olarak geçen Sokak Çocukları Sanat Atölyesi’nde bir bomba bulunduğu açıklandı. Bu bombada Selek’in parmak izinin olduğu öne sürüldü.
*
Zanlılardan bir kişi, iki kez ifade değiştirdiği ifadesinde Selek ile bombayı yerleştidiklerini söyledi, ancak daha sonra bu ifadeyi kabul etmediği gazetelerde çıktı (Radikal).
Bu yönde başka ifadeler de soruşturma dosyasına girdi. Selek savunmasında sosyolog olarak PKK’yı incelemek istediğini ve Abdullah Öcalan’la görüşmek için temas kurduğunu anlatıyordu.
O zaman da şimdi tekrarladığı şeyi söylüyordu: “Bana devlet komplo kurdu.”
*
Selek ve 14 sanık hakkında “Devletin hakimiyeti altında bulunan topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya kalkışmak”tan idam ve 31 yıla kadar varan hapis istemiyle dava açıldı.
Dava dosyası “tüp gaz,” “Bomba” çelişkisinin giderilmesini için bilirkişilere gidip geldi.
Gariptir, her gelen rapor bir öncekini yalanladı.
Nihayetinde 2000 yılının Aralık ayında gönderilen bilirkişi raporunda patlamanan “tüp gaz” kaynaklı olduğu belirtildi.
Selek tahliye edildi.
Patlamayla ilgili dört yıl içinde 11 bilirkişi raporu hazırlandı.
Raporların 4’ü: Bomba değil.
İkisi: Bomba,
İkisi Bomba olabilir,
Üçü ise “Belirlenemez” dedi.
*
Davaya bakan mahkeme (İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi), Mayıs 2008’de “patlamaya bombanın mı, gaz kaçağının mı neden olduğunun tesbit edilememesi, kesin delil bulunamaması” gerekçesiyle Selek’i beraat ettirdi.
*
Hikaye ne “mutlu son”la bitiyor, ne de “acıklı bir son”la. Gerilim filmi gibi “belirsizlik”le devam ediyor hala.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi “beraat” kararını bozdu (10 Mart 2009).
Yargıtay Başsavcılığı ise sanıkları “örgüt üyeliği”nden cezalandırılmaları gerektiğini belirterek itiraz etti.
Uzatmadan sadede gelelim…
Ekspertiz raporu ile anlaşıldığı belirtilen kararda şöyle denilmiş:
“Örgüt içerisinde ‘Leyla’ ve ‘Ayşe’ kod adı kullanıldığı, bomba yapmı kullanımı konusunda Eğitim aldığı açıkça anlaşılan Selek’in üzerinde ve gösterdiği yerde bomba malzemeleri ile iki bomba ele geçirildi.Bunlarda bulunan parmak izi Selek’in parmak izleriyle uyum göstermektedir.
“Ayrıca kararda sanıklardan Maşallah Yağan’ın gösterdiği yerde bulunan silah ve bomba malzemelerini Pınar Selek’in bıraktığı yönünde ifade verdiğine dikkat çekildi. Gerekçede ‘Mısır Çarşısı’nda patlayan bombanın, bulunduğu yere yurtdışında yaşayan Berzan Öztürk’ün telefon talimatıyla, Pınar Selek ve Abdülmecit Öztürk tarafından konulduğu hiçbir kuşkuya yer vermeksizin açıkça anlaşılmaktadır” deniliyor.
*
Dava dosyası tekrar gündemde.
Frankfurt’ta yaşayan Pınar Selek ise “Dava, hayatımdaki bitmeyen, en büyük kabus” diye adlandırıyor.
NTV’de Ruşen Çakır’a (Son Dakika) konuştu Selek. Telefonla yayına katıldı.
Karışık duygular içinde olduğunu, davayı ilk başlarda önemsemediğini daha sonra bir sembol olduğunu anlattı.
“Yoğunlaşmaya çalışıyorum, iyimserliğimi kaybetmiyorum” diyor.
Bir ayağının Almanya’da bir ayağının da Fransa’da olduğunu, Yazarlar Birliği’nin (Pen) davetlisi olarak burada romanını bitirmeye çalıştığını söyüyor Selek. “Tüm bu yaşananlardan uzaklaşmak istiyorum” diyor.
“Türkiye’ye dönüşü düşünüyor musun?” sorusuna “Bilmiyorum, şu an yoğunum. Şu elimdeki çalışmaları bitireyim” diye geçiştirdi.
*
Bütün bunları niye yazıyoruz?
Şundan: M. Ali Ağca ile ilgili TRT’de röportaja itiraz edenler, “bombacı” Pınar Selek röportajına niye itiraz etmiyor?
Ağca’yı eli kanlı diye ekrana çıkarmama kararı alan bay “dürüst”ler Selek meselesinde “insani” mesaj gönderip gülücük dağıtıyor...
Mısır Çarşısı’nda patlama sonrası hayatını kaybeden 7 can “insan” değil mi yoksa?
Bir kısım medyanın bu tavrı bir çelişki mi yoksa “iki yüzlülük” mü? Siz söyleyin.

Davut Şahin - Haber 7
davutsahinn@gmail.com

Yorumlar6

  • flyingfish 14 yıl önce Şikayet Et
    bu yazıdan ne anlaıdk. bu köşe yazarı haber muhabiri gibi yazmış, bildiğimiz şeyleri başka bişey yok yazı olsunda nasıl olursa olsun mantığı bundan yazar olmaz
    Cevapla
  • çelik arslan 14 yıl önce Şikayet Et
    Sosyolog var mı acaba?. Neden mi? Çünkü bu önemli bölüme gitmeden önce insanın sağlam bir temel eğitim almış olması gerekir. Felsefe de böyledir. Hatta bir üniversite okumalı ondan sonra böyle bir bölümde ilerlemelidir. Fen bilimlerinde başarılı arkadaşlar da keşke bunu yapabilseler.(geometri bilmeyen giremez hesabı) Böyle olmayınca temelsiz kalan kişi, sosyolojinin, felsefenin girift yollarında bunalıma düşebiliyor.
    Cevapla
  • hakan aslan 14 yıl önce Şikayet Et
    hukuk ve paradoks. Ortada tuhaf bi ilişkiler ağı var. geçmişte Devlet, istemediği şekilde davranan okumuş insanlara komplo kuruyordu. Ancak günümüzde bu pek kalmadı. O yüzden olayı Pınar Selek yapmış gibime geliyor. ama hem Doktor Alp Selekin kızı hem de tanınmış bir çevreden olması Onu tutuklamayı zorlaştırıyor. eğer sıradan bir Kürt genci olsaydı şimdi 7 kez ağırlaştırılmış müebbet cezasını çoktan almıştı. Üstelik ceza verilse bile Pınar Selek gelmeyeceği için hiçbir yaptırım gücü kalmayacak
    Cevapla
  • Timur 14 yıl önce Şikayet Et
    **. yazıda mantık hataları var. Kesinleşmiş mahkeme kararı olan biri cezasını çekse bile katildir.Bu ülke insanlarının vergileriyle yayın yapan bir kurum O katilin kitabının reklamını yapamaz yapması ahlaklı bir duruş olmaz.Pınar Selekin durumunu M.Ali Ağca ile karşılaştırıp emsal göstermek malesef tutarlı değildir. Çünki henüz mahkeme safahatı tamamlanmamıştır. Mahkeme safahatı sayın yazarın yazısında anlatıldığı kadarıyla bile adli yargının (polis-mahkeme-yargıtay)çürümüşlüğünü apacık gösteriyor.
    Cevapla
  • tuncay tezel 14 yıl önce Şikayet Et
    RUŞEN ÇAKIR UTANMADAN, SIKILMADAN PINAR DİYE HİTAP ETTİ. Pınar, nedir bu durum anlatır mısın? gibi samimi gözükmeye çalışan cümleler sarfediyor kartel medya yazarları.. Aynı şekilde Karargah Evleri konusuna da dalga geçer gibi yaklaşanlar, Ergenekon el bombalarına da elma şekeri muamelesi yapmışlardı. Bu büyük karanlık bir provakasyondur. RUŞEN ÇAKIRLARA BU MÜSADEYİ KİM VERİYOR? BUNLAR DEVLETE, YARGITAYA, YARGIYA, TÜRK MİLLETİNE BU ŞEKİLDE SAYGIDA KUSUR EDEREK DAVRANMA CÜRETİNİ NERDEN ALIYORLAR? Davut bey iyi ki yazmışsınız bu yazıyı, bu konunun üstüne gidilsin.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat