“On üç, on dört, on beş / Amerika bize kardeş”

  • GİRİŞ02.04.2009 13:13
  • GÜNCELLEME02.04.2009 13:13

“Ammerika, Ammerika / Türkler dünya durdukça / Beraberdir seninleee / Hürriyet savaaşındaa!”

Sizi bilmem ama ben çocukluğumdan çok iyi hatırlıyorum bu şarkıyı. Ağabeyimle, tangocunun sesini taklit ederek söylerdik, sonra da karnımızı tuta tuta gülerdik… Yazıya 1950’lerin, radyoda da sıkça çalınan bu şarkısıyla başlamayı düşününce, ağabeyimi aradım ve aklımda kalan sözlerin doğru olup olmadığını sordum. Evet doğruydu, bir bilgi daha ekledi ağabeyim; şarkıcının adı da Celal İnce’ydi. Google’a baktım hemen ve ikinci el satış yapan bir internet sitesinde “Celal İnce-Dostluk Şarkısı” plağının resmini bile buldum. Sitede, Murat Bardakçı’dan alınmış bir de tanıtım yazısı vardı: “Şarkı 1950'lerde, Kore Savaşı'ndan sonra bestelenmiş, tangocu Celal İnce tarafından Amerika’da okunmuş, Amerika’nın Sesi Radyosu marş havasındaki bu eseri üzeri plastikle kaplı tek taraflı kâğıt plaklara basmış ve on binlerce plak dostluk nişanesi olarak Türkiye'nin hemen her yerinde bedava dağıtılmıştı.

Plağın üzerinde İstanbul ile New York'un fotoğraflarıyla beraber 'Hürriyet hakkında meşhur sözler' başlığıyla Atatürk'ün, George Washington'un, Thomas Jefferson'un ve Ziya Gökalp'in sözleri yazılıydı. Celal İnce 'Amerikaaaa!' diye haykırdıktan sonra 'Bir dostluk şarkısıdır, kardeşlik şarkısıdır / Azmimizdir hür yaşamak, dünyada sulhu sağlamak / Ankara ile Washington, İzmir ile San Francisco / Benzerler birbirlerine... / O muhteşem beldeleri, pınarları, nehirleri...' diye devam ediyordu."

Sonra bir de tekerleme vardı ben çocukken, hâlâ var mı, varsa ne tür “politik” değişmelere uğramış bilmiyorum. Ama şöyle bir şeydi: “Bir, iki, üçler / Yaşasın Türkler / Dört, beş, altı / Polonya battı / Yedi, sekiz, dokuz / Alman domuz / On, on bir, on iki / İtalya tilki / On üç, on dört, on beş / (Ruslar kalleş) Amerika bize kardeş”. Polonya neden battı, Alman neden domuz, İtalya neden tilki, Ruslar neden kalleş ve Amerika neden bize kardeş, hiçbir şey anlamazdım, ama bahçede yakartop oynadığım kızlı oğlanlı arkadaşlarımla söyler dururduk bağıra çağıra. Bir tane tekerleme daha vardı ki, sonradan bu çocuk tekerlemeleri yoluyla “eğitim” ve toplum mühendisliğinin hünerleri üzerine uzun uzun düşünmeme sebeptir: “Makaryos’un sakalları / Bitli sakalları…” Kimler küçük çocukların kulağına bu garip, bu düşmanlık dolu tekerlemeleri üfler, çok düşündüm. Buldun mu derseniz, hayır. Ama toplum mühendisliğinin bu topraklarda epey titizlikle çalışılmış bir mühendislik türü olduğunu şimdi daha iyi anlıyorum.

Benim çocukluğumdan beri, Türkiye – ABD ilişkileri çok önemli oldu, bunu her şeyden önce bu çocuk tekerlemelerinden, çocuk ağzıma dolanan hâlâ unutmadığım Celal İnce şarkısından biliyorum. Rus salatasının bir anda tüm lokantalarda, en ücra sandviç büfelerinde bile “Amerikan salatası” haline geldiği zamanları da hatırlıyorum. Soğuk Savaş yıllarının Türkiye’sinde herkes düşman, Amerika kardeşti çünkü. Devletin, yediden 70’e herkese, her kanalı kullanarak empoze etmeye çalıştığı buydu…

Soğuk Savaş bitti, şimdi Türkiye’de de hâlâ direnen “derin” kesime rağmen, çoğu insan bu toprakların etrafının düşmanlarla çevrili olduğuna inanmıyor artık. Muhtemelen çocuk tekerlemeleri de değişecek hızla, kim değiştiriyorsa. Ruslar kalleş, Almanlar domuz, İtalyanlar tilki olmayacak. Amerika da diğer tüm devletler kadar kardeş olacak, daha az ya da daha fazla değil.

ABD Başkanı Barack Obama Türkiye’de olacak bu hafta. Sadece seçimi kazanmış olmasıyla bile tüm dünyada heyecan ve umut yaratan Obama neden geliyor? Çantasında nelerle geliyor? Türkiye’nin temel meselelerinde ne tür açılımlara destek olacak? Hasan Hüseyin Kemal kafamızdaki ve kafanızdaki soruları, Washington’un düşünce kuruluşu Brookings Enstitüsü’nde Türkiye programını yürüten Ömer Taşpınar’a sordu…

***

İstanbullu okurlarımıza bir haberimiz var. Gelecek sayımızın yanında ikinci bir dergi bulacaksınız: “Aktüel İstanbul Yaşam”. Ayda bir hazırlayacağımız ve Aktüel’le birlikte ücretsiz olarak dağıtılacak olan bu yeni dergi bir tür rehber; İstanbul’u hissetmek, tatmak ve yaşamak için. Nerede ne var, nerede ne yenir, nerede ne görülür, ne izlenir, ne yapılır… İstanbul’da aradığınız pek çok şeye yanıt bulabilecek, kapak konularıyla da yaşadığınız bu nadide kenti daha yakından tanıyacaksınız. Bekleyin…

Defne Asal Er - Yeni Aktüel
defne.asal@aktuel.com.tr

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat