Yabancılar 2010'da gelişmekte olan piyasalara yüklenecek

  • GİRİŞ07.01.2010 09:43
  • GÜNCELLEME07.01.2010 09:43

“Türkiye bu fırsatı kaçırmamalı” 

Güçlü piyasaların yeni yapılaşmasını 2 senedir izliyoruz. Birçok köklü kuruluşun eridiğini satın alındığı bir dönemi geride bıraktık ve artık top yine ABD nin ayağına geldi.

Piyasaların büyük patronu FED Başkanı Bernanke nin pas mı atacağına yoksa ABD yi atağamı kaldıracağını izliyor olacak. Senenin son ayında dolar emtia kanadında güçlenme çabasını göstere dursun son hamlelerini yapan Asya nın iki devi Rusya ve Çin bazı gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerinin para birimlerini rezervlerine koyması ile sert bi hamle yapmış oldu.

Herkes ABD nin dolar faizlerinde güçlenme beklerken oluşan bu hamle ile hedge fonların ucuz dolar temini için kullandıkları ülkelerin para birimleri bir anda değerli hale geldi.

Şimdi burada öne çıkan ne peki bizi ne ilgilendiriyor derseniz. İşte burada devreye 2006 dan beri gelişmekte olan piyasalara destek sunan büyük kurumları öne çıkartılıyor.

Hatırlatalımki o sene zarfında Goldman Sachs tan tutun Merrill Lynch e kadar bir çok gözde kurum gelişmekte olan piyasalara yatırıma yüklendi.

Buda Türkiye lehine sıcak para akışını destekleyici harekete yol açtı. ABD kanadında riskli krediler tuzağından kaçanlar yeni pazarlara yöneldi ve nihayi durum olan resesyona gelinmiş oldu.

Eee Bernanke nin kafasındaki tek saç telinide kaybetmesine neden oldu.

Kısaca geçmişe değinirsek; 2005 te FED in başında olan Greenspean görevden zorla alındı. Ki Greenspean a felaket tellaı diye ad koymuşlardı, halbuki adamcağız bırakın geleceği ortada olan durumu söylüyordu o kadar.

Yani tüm tuzağı piyasa ya bildirmek istediği halde yolunu kesmişlerdi. 2006 ve 2007 de dünya da hangi ülkeye giderseniz gidin herşey güllük gülistanlıktı.

Herkes mutlu herkes iyi kazanıyoruz düşüncesinde idi. Ama iş böyle gelişmedi çok değil bir sene sonra Bear Stern le başlayan dağılma Lehman la devam etti. Altın fiyatları rekor üstüne rekor kırdı.

Dolar yerlerde dolaşıyordu. Herkes suçlu arar konuma getirildi. Bankalar deli gibi destek kredileri alırken tüketiciler kredi alamıyordu ve iyice batığa sürükleniyorlardı.

Nakit çalışabilenler ayakta durabildiler ancak. Önceleri G8 olan ülkeler bi baktık ki 5 senede G20 e çıkmış. Ne olduda 12 ülke aniden gelişti peki. Hani kriz vardı. 1999 senesinde de vardı aslında ama bu 5 senede hiç bukadar önem taşımamışlardı.

İşte bizi ilgilendiren konuda burada.

Bu kriz bazılarına fırsat yarattı. Bakıldığında tabloda yeni oyuncular artık gövde gösterilerine kadar gitti. Rusya, Çin, Hindistan, Türkiye, Brezilya işte bu 4 ülke içinde artık hiç bir şey aynı değildi.

Rusya ve Brezilya madenleri ile öne çıktı. Hindistan ve Çin nüfus kabileyetini iyi kullanarak piyasalara ucuz mal ve iş gücünü sunarak devleşti. Peki Türkiye niye grupta.

İşte burada ön plana yine aynı konu ile geliyoruz. Ne ekonomik gücü ne askeri gücü ne de tarihi ana konu coğrafyası idi. Bu konumu korumayı tam olmasada bildik gibiyiz aslında.

Sürekli sıcak para akışına müsait konumumuz . Yeni yatırımlara yapılan reklamlar, reformlar, kamusallaşmadan özelleştirmelere doğru kayışlar kriz darbesinin bizi vurmasını engellemiş gibi görünüyor.

2010 da da yabancı olarak tanımladığımız sıcak para ve yatırımlar devam edebilir. Çünkü güneyden ve batıdan gelen yatırımlar bitedursun sırada doğudan gelecek olan yatırımlar öne çıkıyor.

Bunlardan bir kaçına bakar isek. Asyanın dinamosu Japonya son yıllarda gözünü iyice Türkiye ye dikti gibim. Bilhassa Finans piyasalarında yatırım yapmak için can atıyor.

Sonrasında Aynı sektörden baktığımızda Hindistan öne çıkmakta. Bir dönem demir çelik sektörümüze göz diken ülkenin gözü hala bu sektörde olmasına karşın bankacılıkta da atılıma geçmek isteyecektir.

Katılım bankaları ile ünlü orta doğu bu tablosunu bozmadan devam ediyor. Peki gayri menkul sektörü ne alemde hali hazırda ucuz residence lara rağbet yok artık gibi görünüyor.

İşte burada da bizim hükümetimiz devreye girmeli. Tamam bir ülkenin bankacılık sektörü gelişmiş olabilir, mali yapısını tüketiciye kredi vermemekle korunabilir veya gerektiğinde ani müdahalelerde bulunarak güç ortaya konulmuş olabilir.

Ama bakıldığında bir ülkenin prestiji konut sahibi olanların gücü ile ortaya konulmaktadır hala. Bizde bu payı ne Brezilya ya kaptırmalı nede başka bi r ülkeye kaptırmalıyız.

2010 bu sektörde artık çoşma konumuna gelmeli ve en kolay sıcak para akışının olduğu bu sektöre önem arttırılması gerektiğini söyleyebiliriz.

Hiçte iç açıcı tablolar karşımıza çıkmadı 2009 senesinde. İyi haberlerde oldu, kötüleride, kafa karışıklığı yaratan tablolarda.

Piyasalara, tüketicilere bilhassa KOBİ olarak adlandırdığımız can damarı kesmine artık tam destek verme zamanının geldiğini düşünüyorum.

Dünyada bankalar birer birer batarken bizim finans kurumları güçlerini 2001 hatalarından ders çıkartarak ayakta kalmaya devam etti.

Sanayi kesminin üretimlerinde aksaklıklar ve zayıflamalar olmasına karşın çabuk bir toparlanma yaşandı, İMKB kriz ortamında bile hayretler içerisinde bırakarak güçlendi.

Ama bunların sonucunda parasal sorunlar aşılamadı. Peki bu sorun neden vardı? Tabiki yine nedeni sıcak para idi. Tamam sıcak para iyi Bir şey ama ülkede kaldığı sürece ve buharlaştırılmadığı sürece o yüzden sıcaklık ayarını korumak gerek.

Bu güzelim ülkeyi yöneten büyüklerimizde artık güçlenme zamanı tam destek zamanı, gelen sıcak parayı ülkede tutma zamanı.

Bakın Dubai ye adamlar gayri menkul de ne duruma geldi. Etkilenen kim Dubai mi? Hayır. Adamlar sıcak parayı kendilerinde tutmayı becerdi.

Bölgemizde gerçek gücü göstermenin tek yolu kalıcı olmasada herkesin kazanabileceği yatırımların tüm ülke genelinde artması olduğunu hepimiz biliyoruz.

Bunu başarmak mümkün siz ne kadar yatırım ama altını çiziyorum gelip geçici değil gerçek yatırımlara tam destek verirseniz o zaman ne kaçan olur ne kaçabilen.

Ekonomide Türk esnafının atılımcı ruhlu olduğunu ve bu ülkenin en değerli vatandaşları olduklarını düşünüyorum. Bu kesim var olduğu sürece Türkiye'nin ekonomisi her krizi aşar.

2010 da dünyadaki payımızı büyütmek için herşeyi yapmalıyız çok geç olmadan ve 2010 Dünya Kültür Başkentine yakışır bir ülke olmamızı bir fırsat olarak görüp güce güç katma yılı olarak görelim.

Teletrade olarak hepinize güzel bir yıl dilerim.

Deniz LENGER
TeleTRADE Türkiye Danışmanı

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat