Türkiye'nin Çin'e dikkatli bakma zamanı
- GİRİŞ22.02.2012 07:48
- GÜNCELLEME22.02.2012 07:48
Türkiye bugünlerde çok önemli bir konuğu ağırlıyor. Çin Devlet Başkan Yardımcısı Xi Jinping hem Türk-Çin İş forumuna katılmak hem de bazı resmi temaslarda bulunmak üzere ülkemizde. Henüz devlet başkanı statüsünde olmamasına rağmen (bu yılın sonunda olması bekleniyor) ziyaret en üst düzey protokol kapsamında. Jinping dün Cumhurbaşkanımız, Meclis Başkanı ve Başbakan tarafından kabul edildi. Çinli siyaset adamının bu ziyareti anlamlandırmak ve 41 yıldır gelişerek devam eden ikili ilişkilerin seyrini çizmek maksadıyla verdiği ilk mesaj şu: 'kazan-kazan'. Umarız öyle olur. Bizde bu ziyaret vesilesiyle Çin hakkında kısa bir değerlendirme yapalım.
1- Çin'in yıllardır dünyanın en hızlı büyüyen ülkesi olması sadece ekonomistlerin değil, siyasi analistlerin de yakından takip ettiği bir durum. Yüzyıllar süren uykusundan uyanan ejderhanın daha ne kadar kontrol altında tutulabileceği meselesi akademik bir merak konusu. Çin artık küresel dengenin en önemli aktörlerinden birisi. Hem kendi hinterlandında, hem de okyanuslar aşırı alanda nefesini hissettiren güçlü hamlelerle rakiplerine korku salıyor. Ekonomik gücü ile yarışan askeri kapasitesi, üretken nüfusu, devasa coğrafyası, denizlere hakimiyeti ve enerjiye ulaşım imkanlarıyla 21. yüzyılın en etkili gücü olma yolunda ilerliyor. Dış politikada geliştirdiği emperyal stratejiyi barışçıl bir paket içerisinde uygulayan Çinli yöneticiler Deng'in 'zamanını bekle, kapasiteni gizle' (biding time and hiding capasities) sözünü dikkatli bir biçimde yerine getiriyorlar. Dünyanın en büyük diasporası olan yaklaşık 50 milyonluk bir kitleye hükmediyorlar. Bu şekilde dünyanın her coğrafyasında varlık göstererek, komşu alanlarda kurdukları hakimiyeti Afrika ve Latin Amerika'ya doğru genişletme stratejisi güdüyorlar.
Köşe yazısının tamamını okumak için bu linki kulanabilirsiniz
Deniz Ülke Arıboğan / Akşam
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol