Şemdinli, Foça ve sonrası

  • GİRİŞ10.08.2012 12:13
  • GÜNCELLEME10.08.2012 12:13

Bugün kimimiz halen süregitmekte olan bir dünya savaşından bahsetsek de, artık nükleer dehşet dengesinden, tanklarla toplarla girişilen konvasiyonel saldırılardan söz etmiyoruz. Şimdilerde küresel mücadelede nihai zaferler yok edilmiş insan bedenlerinin istatistiği üzerinden değil, kazanılmış insan zihinlerinin toplamı üzerinden ilan ediliyor. Bu da doğal olarak insanın bedenine değil, zihnine, yüreğine yönelik silahları etkin kılıyor.

Ülkemiz de bu küresel psikolojik savaş ortamının taraflarından birisi. Yalnızca etrafımız ateş çemberiyle sarılı demek yeterli değil, zira bizde de ortalık alev alev. Tek avantajımız uzunca bir süredir bu cehennem sıcağının içerisinde yaşamamız ve bu sıcağa kısmen de olsa adapte olmamız. Kaybettiğimiz insan sayısı ancak büyük bir savaş sonucunda kaybedilebilecek ölçülerde. Ekonomik, siyasi, sosyal maliyetlerini ise saymaya gerek yok, hepimiz biliyoruz.

Konu bir terörist grubun isyan edip devletle çatışmasının çok daha ötesinde bir derinliğe sahip. Zira şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki, Türkiye'de iç ve dış siyaset yaklaşık 30 yıldır PKK marifetiyle tanzim ediliyor. Asker-sivil ilişkilerimiz, demokratikleşme hızımız, oy verme davranışlarımız, dost-düşman algımız, dış dünyaya yönelik açılımlarımız, ABD, AB, Rusya veya İsrail vs. ile ilişkilerimiz, Ortadoğu politikamız hep PKK eleğinden geçiyor.

Tıpkı bir at gözlüğü gibi, bütün bakış açımızı sınırlayan, çevremizi görmemizi engelleyen ve bize tek bir yönün dışında koşmayı yasaklayan bir araç niteliğinde terör meselemiz. Gerçekten de, o müthiş bir psikolojik savaş silahı ve bizi de her defasında yaralamayı başarıyor.

En son gelinen noktada Foça eylemini de bu gözle okumak gerekiyor. Saldırı, terör kavramının geleneksel tanımına tekabül eden 'amaç öldürmek değil, o ölümler üzerinden mesaj vermek' ifadesine tekabül ettiği gibi, ürettiği sonuçların insanlarda yarattığı öfke, çaresizlik, bıkkınlık duygusu üzerinden gelişmesi itibarıyla da hayli psikolojik bir zemine oturuyor. Şemdinli ve ardından gelen Foça saldırısını kısaca değerlendirelim.

1- Saldırı silahlı güçlerimizi, yani askerleri hedef alması itibarıyla dış kamuoyunda terörizm çerçevesine oturmayacak şekilde planlanmış. Yani uluslararası planda olumsuz karşılanmamak gibi bir hassasiyeti var. Bilindiği gibi uluslararası literatürde bir eylemin terörsit saldırı olarak kabul edilmesi için sivilleri hedef alması gerekiyor. Eğer saldırı asker, istihbarat, polis gibi hedeflere yöneliyorsa, eylemciler gerilla, milis, isyancı gibi kavramlarla tanımlanıyor. Foça'da turizmin baltalanmasına ya da sivil alanlara yönelik bir saldırı değil bu. Göründüğü kadarıyla iç kamuoyu kadar dış dünyaya da 'biz varız' mesajını iletmeye çalışıyorlar. Sayısal zaafiyetlerine rağmen var olduklarının altını çizerek psikolojik bir üstünlük elde etmeye çalışıyorlar.

Yazının devamını okumak için bu linki kullanabilirsiniz

Deniz Ülke Arboğan - Akşam

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat