Mısır'ın Harun'u Anadolu

  • GİRİŞ18.08.2013 09:05
  • GÜNCELLEME18.08.2013 09:05

Kadınlar, çocuklar, erkekler gıyabi cenaze namazlarına duruyorlar. Kentlerimizde ve hatta köylerimizde gıyabi namazlar  kılınıyor( Bir arkadaşım Antalya'nın bir köyünde Cuma namazından sonra gıyabi namazı kıldırdı).

Türkiye'nin medyası tepki gösteriyor. Kemalist Cumhuriyet gazetesi bile “darbe yaktı” diye manşet atıyor. Televizyonda aydınlar ve akademisyenler darbeyi eleştiriyor, katliamları kınıyor, dünyaya sesleniyor.  Entelektüellerimiz demokrasiyi ve adaleti savunuyor. Siyasal partiler ve muhalefet darbeciliği kınıyor. Mısır halkının özgürlüğünü savunuyor. Darbeci firavunları telin ediyor. Siyasal aktörler, orta doğuda demokrasinin ve özgürlüğün sözcülüğünü yapıyorlar.  Sivil toplum kuruluşlarımız ve cemaatlerimiz bu gidişata karşı sessiz kalmıyor. İnançları, akılları ve kalpleriyle Mısırda yaşıyorlar. Kardeşlerini hatırlıyor, onlara ağlıyorlar.

Ya hükümet, ya Başbakan?

Bölgenin zulüm siyasetlerine hayır diyen bir hükümetimiz var. Adalet ve demokrasi davasına omuz veren , reel politiğin bütün varlığına karşı zulüm ve katliama karşı tavır koyarak halkına, milletine ve müntesiplerine umut veren bir  liderimiz var.” Firavuna karşı bir gün elbette bir Musa çıkacaktır” diyen bir başbakanımız var.

Birleşmiş Milletlere, ABD , AB ve Arap Ligine mesajlar gönderen, onları adaletin yanında yer almaları için olağanüstü çaba sarf eden bir hükümet var.  Bunlarla  milletimizin tarihi ruhuna hitap ediyor. Adalet ve özgürlüğün, barış ve huzurun iradesi peşinde koşan bir siyaset tarzını anlatıyor. Türkiye'nin bölgedeki ahlaki aktörlüğünü gösteriyor. Evrensel değerlere olan inancını hatırlatıyor. Uluslar arası toplulukları adalete ve demokrasiye çağıran tek ülkeyiz. Dünyanın maddi devleri karşısında cüceyiz. Ancak bu tavırlarıyla devleşiyoruz. Türkiye, bizlere gurur veriyor. Böyle bir ülkenin vatandaşı olmaktan gurur duyuyoruz.

Bütün bölgede ve bütün dünyada tek başına kalan bir hükümet ve bir başbakan! Zulüm siyasetinin varlığı karşısında tek başına duran bir irade! Büyük reel politik riskleri de içinde taşıyan  siyasal bir davranıştır bu. Buz gibi stratejilerin diplomatik algısı açısından büyük bir tehlikedir bu irade. Ak Parti, hükümet ve Başbakan Erdoğan,  Adeviyye meydanında ölümü göze alanlarla aynı safa düşüyorlar.

Başka yol yok!

Bölgemizi ateşe verenler, silah ve terörle kaos yaratanlar ve diktatörlerle ölüme mahkum edenler…Bunlara karşı var olmak için başka seçeneğimiz yok. Siyasetlerinde adalet ve ahlak bulunmayanlar terör, kaos ve katliamlar üreten bir düzeni bizlere hediye ediyor. Zulüm siyasetleri buradan fışkırıyor. Firavunlar buradan cesaret alıyor. İnsanlarımız, halklarımız, ülkelerimiz ve coğrafyamız tarihin en vahşet dönemini yaşıyor. İkinci defa, en korkunç Moğol siyasetlerinin işgali altında yaşıyoruz. Hiç bu kadar derin ve geniş huzursuzluğu yaşamamıştık. Ne Nemrut ne Firavun ne de Cengiz bu kaosu yaratabilmişti. Yok olma ya da var olma tarihinden geçiyoruz.

Anadolu, güneşin doğduğu yer. Anadolu'da Mevlana'nın ve Yunus Emre'nin ruhu yükseliyor yeniden. Merhametin, sevginin ve şefkatin ruhu. Adalet ve özgürlük siyasetinin ruhu. Varlığa sahip çıkan, millet ruhundan yükselen ve içinde ahlak taşıyan bir ses geliyor kulaklarımıza. Bölge halklarının kulaklarına, bütün dünyanın kulaklarına. Londra'daki parlamentoda bile bu sesi duyan bir  kulak var!

Anadolu'nun, Türkiye'nin, milletin ve Erdoğan'ın sesidir bu. Adalet ve özgürlüğün sesi. Umudun sesi. Yunus Emre'nin, Hacı Bektaşı Veli'nin ve Mevlana'nın yüreğinden geçen ruhun sesi. Allahın insana üflediği ruhun sesi. Hz. Muhammed'in Veda hutbesinde  “Ey insanlar, zulmetmeyiniz ve zulme uğramayınız” diye hitap bulan çağrının sesi.

Ortadoğu bu sesle yeniden uyanacak! Adalet, barış ve huzur bu sese kulak verenlerle gelecek. Kaos ve terör bu sese kulak veren iradeyle sona erecek. Türkler, Kürtler, Araplar, Farisiler yine bu sesle kardeş olacak. Vahdet, bu sesten doğacak. 

Doç. Dr. Ergün Yıldırım - Haber7

Yorumlar1

  • Murat Diniz 11 yıl önce Şikayet Et
    Bu olay. Bana kürt türk arap iranlı aslında hepimizin kardeş olduğunu hissettirdi. İngilizlerin kurduğu milli eğitim sistemimize göre kürtler yoktu iranlılar müslüman değildi araplar haindi balkanlar bizi sırtımızdan vurmuştu. Bize düşman diye ermenistanı 9 milyonluk yunanistanı gösterip çanakkale'de kurtuluş savaşında savaştığımız gerçek düşman londrayı unutturdular.
    Cevapla Toplam 4 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat