KCK’nın “Kürt Turanizmi” Ancak Kan ve Düşmanlık Getirir

Türkiye’nin anka kuşu misali küllerinden dirlip çevresine yayılmasına haince cevaplar veriliyor. Gerçek “iç düşmanlar” ve gerçek “dış düşmanlar” el birliğiyle açılan ve büyüyen bir Türkiye’yi ve onun hükümetini hazmedemiyor. Cumhurbaşkanı’nın bölgesel ziyaretleri ve hükümet-asker ilişkilerindeki bütünleşmeler PKK üzerinden hain pusuya dayalı bir şiddetle cevap buldu. Yeni Türkiye ve yeni Ortadoğunun parlayan aktörleri, eli kanlı güçlerin operasyonlarıyla gölgelndi.

PKK ya da Abdullah Özal’an bütün yan kuruluşlarıyla ortak bir siyaset içinde yürüyorlar. BDP, DTK; PKK ve KCK “kürt siyaseti” şemsiyesinde ortak bir siyasal kurguyla var olmaktadırlar. Bu nedenle kimi siyasetle bomba atıyor, kimi örgütle bomba atıyor kimi de kongreyle. Şiddet koridorunu aşarak barış ve demokrasiye bir yol bulmak için yola çıkanlar bizi bir yanılsamanın içine çekiyorlar aslında. Çünkü bütün yolları teröre çıkıyor. Siyasetlerini egemen kılmak için gerektiğinde herşeyi kullanmaktan çekinmiyorlar. Demokrasiyse demokrasi, kürt kimliğiyse kürt kimliği ve hatta son zamanlarda başörtüyse başörtü diyorlar. Bütün bu siyasal araçlarının dili terörle tamamlanıyor. Terörsüz bir muhayyileleri yok. Siyaset bile bununla beraber anlam kazanıyor. İnsanların ölmesi ya da ailelerin içine ateş düşmesi umurlarında değil. Türkiyenin kendi içinde sosyolojik yarılmalara uğrayarak Kürt ve Türk ekseninde çatışmalar yaşaması belki de istedikleri yol.

Barış üzeerinden yol arayan hükümet olmak üzere bütün aydınlar ve siyasetçiler Kürt Açılımı etrafında toplandı. Ancak “onlar” daha ilk günde “dağ fare doğdu” dediler. Başbakan en kritik anlarda “yeniden müzaklere yapılabilir” derken “onlar”  “başka bir telden” çaldılar.

“Kürt siyaseti” şemsiyesi KCK altında toparlanırken aslında onun altında daha da terörleşerek bütün gemileri yakmaya yöneldiğinin farkında değil.

Son hain pusu, cumhurbaşkanının bölgeye yaptığı geziye ve KCK operasyonlaraına karşı verilen bir tekidir. Çünkü Gül’ün bölgesel varlığını ne bölgenin PKK’sı ne de bölgenin diktatörleri tarafından sindirilmektedir. Türkiye siyasetinin büyüyen, açılan ve bölgeye emsal etşkil eden varlığına karşı terörle ve “kürt siyaseti” ekseniyle karşılık verilmektedir. Hem Karayılan hem Esat hem İsrail rejimi bu pusuda vardır. Bölgesel şer diktatörlerin bir terör örgütünü kullanarak hareket etme acziyetleridir.

Artık BDP ve DTK gibi siyasal yapılar bir karar aşamasına gelmiş bulunuyorlar. Bu süreçten sonra çeşitli “takiyyelerle” terörle siyaset arasındaki kaygan zeminde dans etmek davranışını bırakmak zorundadırlar. Bölgeye gidip Kürdistan, başkan Apo veb. Laflar edip halkı terörize edip yalanlarla halkı kışkırtarak dağlara çıkarmaya teşvik etmenin bir demokratik siyasal dil olmadığını hatırlamak durumunda kalacaktır. Provakasyon, kışkırtma, sosyal yarılma vs. bilincine uyarlanmış bir siyasal söylemle demokrasinin yapılamayacağını yeniden düşünmeleeri gerekmektedir.

BDP, ya dağa çıkacak ya da TBMM’de demokratik bir siyasal parti olarak var olacak. Bunun reel gerçekliğinin olup olmaması bir yana, Türkiye toplumunda gittikçe yükselen sosyal yarılma, karşıt bilinç dalgası ve çatışma potansiyellerinin derinleşmesi gerçekliği bulunmaktadır. Tıpkı İspanya’da ETA’nın meşru siyasal örgütü terörle mesafesini belirginleştirip net tavır alması gibi BDP de şiddeti kışkırtana, onaylayan ve meşrulaştıran beyanlarla demokratik siyatin beraber var olamayacağını anlaması gerekir.

KCK, bir “Kürt Turanizmi” olarak etrafı kan gölüne çeviriyor. Onca eleştirdiğimiz ve yıllarca tepkiler gösterdiğimiz Türk Turanizmi ise şiddete yönelmedi. Ziya Gökalp bir sosyolog olarak yaklaşımlarını formüle etti. Reel gereeçeklikten uzaklığını anlayınca da vazgeçme olgunluğunu da gösterdi. Öcal’an Kürtleri “Kürt Turanı”na ölümüne çağırıyor. Katletme ve katledilme üzereine projesini kuruyor. Kan, terör, şiddet ve akıldışılık üzerine kurulan hangi projeden hayır geldi bugüne kadar? PKK’nın eleştirdiği kemalizm bile hayır bulabil di bundan? Peki kemalizmin ürettiği travmayla savaşırken kemalizmi aşan ve daha da arkaik boyutlara taşıyan bu karşı red, kan, şiddet ve akıl dışılık neyin nesi? Bütün kürtleri, bütün Türklerle düşman hale getirerek kurulacak bir “Kürt Turanizm”inden ne çıkabilir?

Doç. Dr. Ergün Yıldırım - Haber 7
drergun@hotmail.com