Trump kaynaklı belirsizlik piyasa fiyatlamalarını etkilemeye devam ediyor. Trump bu hafta yaptığı konuşmada otomobil, yarı iletken ve ilaçlara da %25 tarife uygulanacağını söyledi. 2 Nisan’da otomobillere uygulanacak tarifelerin hayata geçeceğini, ilaç ve çipler için ülke ve şirketlere biraz daha zaman tanıdıklarını dile getirdi. Yine Perşembe günü yaptığı bir diğer açıklamada da kereste ve orman ürünlerine de %25 vergi uygulanacağı açıklamalarında bulundu.

Trump bir ay önce göreve geldiğinde tarifelerle ilgili yaptığı açıklamalarda piyasalarda sarsıntı çok daha sert oluyordu. Fakat özellikle bu hafta gördük ki, piyasa en azından endeksler, Trump’ın açıklamalarına çok olumsuz da tepki vermedi. Peki bunun sebebi ne olabilir? Piyasanın nabzını tuttuğumda ilk neden olarak, Trump her ne kadar sert ve belirsiz politikalar açıklıyor olsa da, aslında tarifeleri evrensel ve tüm ülke ve sektörlere uygulamayacak. Ürün ve ülke bazlı uygulamalar olacak. Hatta yeri geldiğinde Trump tarifeler konusunda tıpkı Kanada ve Meksika örneğinde olduğu gibi geri adım atmıyor da değil. Yine ilaç ve yarı iletkenlere tarife koymadan önce ülke ve şirketlere zaman tanıyacağım demesi de bir diğer ılımlı Trump’a örnek diye düşünüyor bazı piyasa oyuncuları. Ve hatta bu kesime göre Trump’ın Çin’e daha en başta seçim döneminde dile getirdi gibi %60 değil %10 vergi getirmesini de bir diğer ılımlı adım olarak görmek gerek. Ezcümle piyasaların Trump’ın tarife konusundaki açıklamalarını baştaki kadar olumsuz fiyatlamamasının en önemli nedeni Trump’ın tarifeleri ülke ve ürün bazlı uygulayacağı ve ağırlıklı olarak tarifeleri istediğini alabilme adına bir pazarlık aracı kullanacağı yönündeki inanç. Hemen şunu da belirteyim, bir başka kesime göre de her ne kadar Trump’ın tarife konusundaki adımları çok ılımlı olmasa da, piyasaların bu politikalara duyarlılığı ve dayanıklılığı arttı, bu nedenle özellikle endeksler ve para birimleri son bir haftadır Trump ve politikalarına çok olumsuz da tepki vermiyor.

Bu arada şuna da değinmek isterim, her ne kadar endeksler ve para birimleri Trump’ın tarife açıklamalarına yanıt vermiyor olsa da, altın için aynı yorumu yapmak güç. Altın tıpkı geçen hafta olduğu gibi bu hafta da tarihi rekorlarını kırmaya devam etti. Hatta öyle ki sene başından bu yana altın 12. Kez tarihi zirvesini görmüş oldu. Böylelikle ons altın sene başından bu yana %13’lük artış gösterirken, gram altında %15,6’lık yükseliş kaydetti. Tabi şu görüşümü de hemen paylaşmak isterim; geçen haftaki yazımda altında son dönemdeki güçlü yükselişinin en önemli nedeninin Trump politikaları kaynaklı belirsizlik kaynaklı güvenli liman talebinin en önemli itici güç olduğuna değinmiştim. Bu hafta Trump’ın yeni tarifeler konusundaki açıklamaları belki borsalar ve para birimleri tarafında çok sert hareketlere neden olmasa da, altın fiyatları üzerindeki etkisinin bir miktar daha güçlü olduğunu düşünüyorum. Tabi altındaki Perşembe günkü yeni tarihi zirvelerin görülmüş olmasının tek nedeni Trump’ın tarife politikaları değil aynı zamanda Ukrayna başbakanı Zelenski hakkında yaptığı açıklamalardı. Oldukça sert açıklamaların sadece Ukrayna’yı değil aynı zamanda dolaylı yoldan da olsa Avrupa’ya da yansımalarının olumsuz olacağı beklentisi diyebilirim. Ve hatta Trump’ın yardımcısı David Vance’in geçtiğimiz hafta sonunda Münih güvenlik konferansında Avrupa’yı yeren konuşması da gerginliğin önemli nedenlerinden biri oldu.

Tabi bu hafta piyasalardaki gerginliğin nedenleri nelerdi dediğimizde Rusya-Ukrayna barışı konusunda Riyad’da ABD ile Rusya arasındaki görüşmeye de değinmeden olmaz. Bu görüşmelerde Ukrayna ve Avrupa’nın yer almaması yakın vadede bir barışın çok da kolay olmayacağı ve hatta olsa da bu barışın ne kadar barış ve huzur getireceği konusu soru işaretleri taşıyor. Yine ABD’nin barış getirme, yeniden imar ve koruma karşılığında Ukrayna’dan talep ettiği istekler de cabası. Haliyle her ne kadar barışa yönelik adımlar atılıyor gibi görünse de, piyasanın bu barışı özellikle bu haftaki gelişmelerle tam anlamıyla satın almadığını söyleyebilirim. Bu gelişmelerin yanı sıra Trump’ın Zelenski hakkındaki ithamları da işin tuzu biberi oldu diyebilirim. Haliyle bu hafta her ne kadar barış görüşmeleri yapılsa da değindiğim bu kısımlar piyasalarda olumsuz fiyatlamalar yaratmasa da güçlü olumlu fiyatlamanın önüne geçerek bilhassa jeopolitik risk fiyatlaması kanalıyla altına talebi güçlendirdi diyebilirim.

Haliyle altın yatırımcısının kafası bir miktar karışık olmaya devam ediyor. Altın fiyatları son haftalarda güçlü yükseldiğinden bir düzeltmeye yani düşüşe de ihtiyaç duyuyor. Ama buna rağmen düzeltme yapmamada ısrarcı olan da bir altın var. Haliyle yükselen fiyatlar bir yandan yatırımcıları altın almaya yönlendirirken, bir yandan da acaba o beklenen düzeltme gelir mi diye de endişe duymuyor değil yatırımcı. Trendle elbette kavga etmemek gerek, altın teknik olarak hala ben yükselmeye devam edeceğim sinyali veriyor. Ama buna rağmen yükseliş hareketine katılmak isteyen altın yatırımcıları de tetikte olmalı ve çok dikkatli hareket etmeli.

Hem altının aşırı alım bölgesinde olması hem de geçen Cuma günü yaşanan geri çekilme bir uyarı da vermiyor değil. Bu nedenle ons altın tarafında 2918 dolar üzerinde pozisyonlar devam ettirilebilir. Hatta riski biraz daha yüksek olanlar için kabaca 2900 üstü pozisyona devam etmek uygun olabilir. Uzun vadeli altın yatırımcısının beklemede kalması en doğru strateji bana göre. Ama risk almak istiyorum trendi kaçırmak istemem diyenler varsa, bu bölgelerden de kademeli alım en uygunu gibi görünüyor. Bu arada belirli yüksek seviyelerde hem kısa hem de uzun vadeli altın yatırımcıları portföylerinin en fazla 1/2’si kadarını kar alımı için ara ara satmaları da bu aralar kazançlı bir strateji kanımca.