Portföylerde yatırım araçları hangi oranlarda yer almalı?
- GİRİŞ02.05.2025 08:52
- GÜNCELLEME04.05.2025 09:14
Tasarruflarımızı hangi yatırım araçlarında değerlendirmemiz gerektiği ekonominin konjonktürü ile doğrudan bağlantılı bir konu. Hatta öyle ki yatırım araçlarının getirileri için sadece iç ekonomik konjonktür değil dış ekonomik konjonktür de bir hayli önemli.
Peki son dönemdeki ekonomik konjonktür hangi yatırım araçlarını daha cazip kılıyor? Son günlerde Türkiye’de faizlerin yüksek olması sebebiyle TL varlıklar oldukça cazip. TL varlıklar içerisinde de mevduat, para piyasası fonları ve borçlanma araçları fonları öne çıkan yatırım araçları arasında. Bu noktada yatırımcıların en çok kafasının karıştığı kısım acaba ağırlıklı olarak mevduatta mı yoksa para piyasası fonlarında mı yer almalıyım. Bu noktada benim genel önerim TL varlıklarda ağırlıklı olarak mevduata göre para piyasası fonları daha çok tercih edilebilir. Çünkü para piyasası fonları vadeli mevduata göre çok daha likit. Tabi para piyasası fonlarının mevduata göre en büyük dezavantajı bünyelerinde en az %10 düzeyinde borçlanma aracı bulundurma zorunda olmaları. 19 Mart sonrasında tahvil faizlerindeki artış sonrasında tahvil fiyatlarının düşmesi sonucu borçlanma araçlarının da getirilerindeki düşüş sonrası para piyasası fonları getirilerinde gerileme oldu. Eğer yatırımcılar nitelikli yatırımcı ise serbest para piyasası fonlarının çok daha cazip olduğunu söyleyebilirim. Çünkü serbest para piyasası fonlarında en az %10’luk borçlanma aracı bulundurma şartı yok. Sonuç olarak eğer düşük riskli bir profilimiz var ise portföyümüzün %90’ı, orta riskli yatırımcının portföyünün %50-%60 kadarı ve yüksek riskli yatırımcının portföyünün de %30 kadarı TL varlıklara ayrılabilir.
Son günlerde yatırımcılar kanadında bir diğer ilgi çeken yatırım aracı da altın. Fakat altına karşı kısa vade için bir miktar temkinli olmakta fayda var. Çünkü altın son günlerde oldukça güçlü yükseldi.Bu nedenle tek seferde çok yüklü altın alımını bu aralar çok önermiyorum. Orta ve uzun vadeli yatırımcılar altın alımını tek seferde yapmak yerine altına ayırdıkları kısmı 4’e veya 5’e bölerek kademeli olarak altın almak çok daha doğru bir strateji olabilir. Ayrıca bu aralar uzun vadeli altın yatırımcısının altın sertifikası yani altın S1 almasını çok önermiyorum. Çünkü bu aralar darphane altın sertifikası gram altına göre %10 civarında daha pahalı. Bu nedenle uzun vadeli altın yatırımcısının fiziki ya da en azından online altın hesabı açması daha uygun gibi görünüyor. Yakın vadede düşük riskli yatırımcıların portföylerinin %2,5’u, orta riskli yatırımcının portföyünün %7,5’u ve yüksek riskli yatırımcının portföyünün ise %12,5-%15’i altından oluşabilir.
Portföylerin olmazsa olmazı hisse senetleri. Yakın vadede içeride borsada yüzler çok gülmüyor. Hatta 2025 1. çeyrek bilançolarının kötü gelmesi ile borsa tarafında baskının biraz daha arttığını görüyoruz. Dışarıda da özellikle ABD endekslerinde de durum çok iç açıcı değil. Böylesi bir ortamda özellikle uzun vadeli değer yatırımcısının geri çekilmelerde hisseleri toplamaları en uygun strateji olarak görünüyor. Kısa vadeli yatırımcıların da kredili ve kaldıraçlı pozisyonlardan uzak durmaları baskılı piyasada rasyonel olabilir. Ayrıca kısa vadeli yatırımcıların stop loss’ları yani zarar kes seviyelerini yakın belirleyerek karlarını almaları uygun olabilir. Yine yakın vade için düşük riskli yatırımcıların portföylerinin %7,5’u hisse ya da hisse senedi yoğun yatırım fonlarına ayrılabilir. Yine orta riskli yatırımcılarda %30-%35 ve yüksek riskli yatımcılarda da hisse ya da yatırım fonları payı yakın vade için %50-%55 civarında olabilir.
FİLİZ ERYILMAZ / Haber7
Yorumlar4