Türkiye’nin son yıllarda Libya hükûmetiyle kurduğu yakın ilişkiler ve yaptığı anlaşmalar, Doğu Akdeniz’deki tüm taşları yerinden oynatacak düzeyde etkiliydi. Tüm bunları tarihî bağlamdan kopuk bir şekilde sadece bir çıkar ve güç mücadelesi olarak görmek büyük eksiklik olur.

Derinlemesine bakıldığında işin tarihî referans yönünün oldukça kuvvetli olduğu görülür. Mesela tarihsel süreçte, Libya’nın kaybı ile Ege Adaları'nın kaybı arasındaki nedensellik bağını iyi okumak son derece önemli. Böylece Trablusgarp Savaşı veya diğer adıyla 1911-1912 Türk-İtalyan Savaşı’nın Ege Adaları veyahut Batı Anadolu kıyılarına ilişkin sonuçları hakkında daha kapsamlı bir bilgi kümesi elde edilebilir.

Böyle yapıldığında coğrafi olarak Libya ile Ege Adaları arasındaki güvenlik ilişkisi kolaylıkla görülebilir. Dolayısıyla adalar ile Batı Anadolu sahillerinin güvenliği bakımından Libya’nın konumunun ne derece önem arz ettiği bir kez daha anlaşılabilir. Yunanistan, Libya’nın Ege’deki güvenlik kuşağının esaslı bir parçası olduğunu iyi bildiği için bu denli heyecanlı ve telaşlı hareket ediyor. Bunu da görmek ve bilmek gerekiyor.

Şurası çok açık ki Türkiye, Libya hükûmetiyle yaptığı anlaşmalar yoluyla Yunanistan’ın Doğu Akdeniz ve Ege’de oluşturduğu tehdidi bertaraf etmeye çalışıyor. Başka bir ifadeyle Türkiye, Yunanistan’la bir türlü tesis edemediği ortak güvenlik sistemini Libya’yla hayata geçirerek kendisini Doğu Akdeniz ve Ege’de güvenceye almak istiyor. Bu nedenle savunma hattını Kıbrıs ve adalardan Libya’ya kadar genişletmek durumunda!

Türkiye’nin hedefi, Doğu Akdeniz’deki hayati hidrokarbon kaynaklarını elde etmekten çok ülkesini hedef alan çevreleme ve yalnızlaştırma stratejisini geri püskürtüp yeni bir güvenlik ağı oluşturmak. Şurası çok belirgin; Doğu Akdeniz’de iddia sahibi hiçbir devlet, isteklerini diğerlerine benimsetecek kadar güçlü değil. Fakat Türkiye algılandığından daha güçlü, etkili ve kararlı! Yüz yıl öncesine geri dönmek istemiyor. Zira bunu ispatlamakta gecikmedi. Yunanistan ise güçsüz ve aciz. Bu, çok bariz. Yapmaya çalıştığı, bu durumu maskelemek ve Türkiye’nin rekabet içinde bulunduğu devletleri Türkiye’ye karşı örgütleyip kışkırtmak. Ama nafile; ok yaydan çıktı bir kere!

DİRİLİŞ POSTASI